Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sûfi taifesinin efendisi, tarikat ve hakikat erbabının imamı Cüneyd-i Bağdâdî [kuddise sirruh] şöyle demiştir: "Resûlullah'ın (sallallahu 'aleyhi ve sellem) izinden gidenlerin yolları dışında, tüm yollar kapalıdır" Yine şöyle buyurmuştur: "Kim Kur'an'ın çizdiği sınırları korumaz ve hadisleri bilmezse bu işte
Sayfa 41
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir kimse istiğfarı dilinden düşürmezse, Allah Teâlâ ona her darlıktan bir çıkış, her üzüntüden bir kurtuluş yolu gösterir ve ona beklemediği yerden rızık verir."
Sayfa 593 - Ebû Dâvûd, Vitir 26. Ayrıca bk. İbni Mâce, Edeb 57.Kitabı okuyor
Reklam
Allahumme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammed
Resûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Günlerinizin en faziletlisi Cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salât ü selâm getiriniz; zîra sizin salât ü selâmlarınız bana sunulur.” (Ebû Dâvûd,Salât 201,Vitir 26.)
Ashâb-ı kiramdan Zeyd ibni Hâlid el-Cühenî şöyle demiştir: "Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Hudeybiye'de geceleyin yağan yağmurdan sonra bize sabah namazını kıldırdı. Namazdan sonra yüzünü cemaate döndü ve onlara: "Aziz ve Celîl olan Rabbinizin ne buyurduğunu biliyor musunuz?" diye sordu. Onlar da: "Allah ve Resûlü daha iyi bilir" diye cevap verdiler. Allah'ın Elçisi sözüne şöyle devam etti: "Cenab-ı Hak şöyle buyurdu: 'Kullarımın bir kısmı bana îmân ederek, bir kısmı da beni inkâr ederek sabahı etti. 'Allah'ın lütfu ve rahmeti sâyesinde bize yağmur yağdı' diyenler bana îmân etti ve yağmurun yağmasında yıldızın bir etkisi bulunmadığını söyledi. Ancak 'Falan ve falan yıldızın doğup batması sebebiyle üzerimi- ze yağmur yağdı' diyenler ise Bana îmân etmedi, yıldıza îmân etti
Sayfa 479
Cihad meydanlarının yiğidi Hz. Ali (radıyallahu anh), Hz. Fâtıma (radıyallahu anhâ) için Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e yapmış olduğu teklifi şöyle anlatır: “Ben Fâtıma’yı Resûlullah’tan şöyle istedim: Benim bir cariyem vardı. Birgün bana, ‘Fâtıma’ya dünür için Peygambere geldiklerinden haberin var mı?’ dedi. ‘Hayır’ dedim. O da, ‘Evet Fâtıma’ya dünür gelmiş; ama sana mani olan nedir de, gidip Peygamberden seni kızı ile evlendirmesini istemiyorsun?’ dedi. Ben, ‘Sanki bende evlenecek kadar dünya malı mı var?’ dedim. ‘Sen Peygambere gidersen seni evlendirir.’ dedi. “Vallahi bana o kadar ümit vererek ısrar etti ki, sonunda Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına girdim. Resûl’ü Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çok celâletli ve heybetli biriydi. Vallahi içime ağlamak gibi bir şey girip sesim kısıldı ve hiç konuşmadım. Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ‘Niye geldin! Bir ihtiyacın mı var?’ deyince ben yine sustum. O (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ‘Niye geldin, bir ihtiyacın mı var?’ dedi. Ben yine cevap veremedim. Bunun üzerine ‘Sen herhalde Fâtıma’ya dünür olmaya geldin.’ buyurdu. ‘Evet’ dedim…”
Yüce Allah’ın “Öncelikle en yakın akrabalarını uyar” ayeti nazil olunca, Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kureyş kollarına bir bir: “Ey falan oğulları, ey filan oğulları!” diye seslenerek şöyle buyurdu: “Kendinizi cehennemden kurtarın.” Sonunda Hz. Fâtıma (radıyallahu anhâ) ’ya seslenip: “Ey Muhammed’in kızı Fâtıma! Kendini cehennemden kurtar. Çünkü Allah’ın azabı karşısında benim size hiçbir faydam olmayacaktır. Şu kadar var ki, benim sizinle bir akrabalığım vardır. O akrabalığın gereğini de yerine getireceğim.” buyurdu.
Reklam
6.cilt
1583. Ebû Hüreyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bize silah çeken bizden değildir. Bize hîle yapıp aldatan da bizden değildir. "   Müslim, Îmân 164, Fiten 16. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Büyû' 50; Tirmizî, Büyû' 72; İbni Mâce, Ticârât 36.   Müslim'in bir başka rivayetinde şöyle denilmektedir: Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem pazarda bir buğday sergisine uğradı. Elini buğday yığınının içine daldırdı, parmakları ıslandı. Bunun üzerine satıcıya: – "Ey zahireci! Bu ıslaklık nedir?" buyurdu.Adam: – Ey Allah'ın Resûlü! Yağmur ıslattı, dedi.Resûl–i Ekrem: – "İnsanların görüp aldanmaması için o ıslak kısmı ekinin üstüne çıkarsaydın ya! Kim bizi aldatırsa, bizden değildir" buyurdu. Müslim, Îmân 164.
6.cilt
1577. Ebû Hureyre radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalan olanıdır.” Buhârî, Vasâyâ 8, Nikâh 45, Ferâiz 2, Edeb 57, 58; Müslim, Birr 28. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 56.
Resûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Her kim itaatten elini çekerse Kıyamet Günü'nde lehine hiçbir delil bulunmaksızın Allah'ın karşısına çıkar. Her kim de boynunda biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur." [Muslim] Böylece Nebi SallAllahu Aleyhi ve Sellem her Müslüman'a boynunda bir biatın olmasını farz kıldı ve boynunda biat olmaksızın ölen kimseyi "Cahiliye ölümü ile ölmek" ile vasıflandırdı. Biat ise Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'den sonra ancak Halife'ye olur, başkasına değil!
Sayfa 16 - Köklü değişimKitabı okuyor
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Şiir de tıpkı söz gibidir. Onun güzeli, sözün güzeli gibi güzel, çirkini de sözün çirkini gibi çirkindir.”
Reklam
Ebû Saîd Abdurrahman İbni Semüre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle buyurdu: Kimseden yöneticilik görevi isteme! Zira bu görev sen istemeden verilirse, Allah yardımcın olur. Eğer sen istediğin için verilirse, Allah’dan yardım göremezsin. “Bir de bir şeye yemin ettikten sonra başka bir davranışı daha hayırlı görürsen, hayırlı olanı işleyip yeminin için keffâret öde!” Buhari ! İnsan normal hayatına bir güne başlar. Gün içerisinde farklı diyaloglar olur. İnsan birşeyler yaşar ve geçer. Sonra bir an olur ve bu hadisi şerifi görür. ! ! Sen bir şeye meyletme ey insanoğlu. İşini doğru düzgün yapmaya çalışan insanların vicdanıyla da oynama!
Riyazu’s salihin’de vaktin hadisi.. tesbihlerimizi unutmayalım:)
وعَنْ أبي هُريرةَ ، رضي اللَّه عنْهُ قالَ : قالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « كَلِمتَانِ خَفِيفَتَانِ عَلى اللِّسانِ ، ثَقيِلَتانِ في المِيزَانِ ، حَبِيبَتَانِ إلى الرَّحْمنِ:سُبْحان اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ، سُبحانَ اللَّه العظيمِ»متفقٌ عليهِ. Ebû Hureyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Dile hafif, mîzana konduğunda ağır gelen ve Rahmân olan Allah’ı hoşnut eden iki cümle vardır: Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm: Ben Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih eder ve O’na hamdederim. Ben Yüce Allah’ı ulûhiyyet makamına yakışmayan sıfatlardan tekrar tenzih ederim” Buhârî, Daavât 65, Eymân 19, Tevhîd 58; Müslim, Zikir 31. Ayrıca bk. Tirmizî, Daavât 60; İbni Mâce, Edeb 5
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: عن أبى هريرة ، اَلدُّنْيَا سِجْنُ الْمُؤْمِنِ وَجَنَّةُ الْكَافِرِ “Dünya mü’minin zindanı, kâfirin de cennetidir.” (Sahih-i Müslim, 2956)
Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Bir müslüman (veya mü'min) abdest aldığı zaman, yüzünü yıkarken gözleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür gider. Ellerini yıkadığında elleriyle işlediği günahlar abdest suyu (veya suyun son damlası) ile dökülür (öyle ki kişi bütün günahlardan arınır ve tertemiz olur). Ayaklarını yıkadığında da, ayaklarıyla işlediği günahları abdest suyu (veya suyun son damlaları) ile akıp gider. Nihayet o müslüman günahlarından tamamıyla arınmış olur."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.