Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
MUS’AB BİN UMEYR RADIYALLÂHÜ ANH
Mus’ab bin Umeyr (r.a.), Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden, ilk Müslüman olanlardan ve İslâm’a çok büyük hizmetlerde bulunan Kur’ân-ı Kerîm muallimi bir zâttır. Mus’ab bin Umeyr (r.a.), zengin, hâli vakti yerinde olan bir aileye mensuptu. Anne ve babası, onu çok severlerdi. Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin, insanları İslâm’a davet ettiğini duyunca,
İbn Ömer'den (r.a): Resûlullah (Veda haccında) Allah'a hamd ve sena edip sonra da Mesih Deccâl’ı anlatmıştı, sözü onun hakkında epeyce uzatıp şunları söylemişti: “Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini ona karşı uyardı. Nuh ve ondan sonra gelen bütün peygamberler de ona karşı uyardılar. O (deccal), aranızdan çıkacaktır. Onun durumundan hiçbir şey size gizli kalmadı, gizli kalmayacak. Rabbiniz o(nun durumunun) size gizli kalmasını (istemez). (Bu sözünü) üç kere tekrar etti. Rabbinizin gözü kapalı değildir . Halbuki onun sağ gözü kördür. Onun gözü pertlek bir üzüm gibidir."
Reklam
Arafat Günü Günahların Temizlenmesi ve Allah’ın Hac Yapanları Övmesi
*Ubade b. Samit anlattı (r.a): Resûlullah (s.a.s) Arefe günü şöyle dedi: “Allah bugün size büyük bir lütufta bulunmuş ve aranızdaki haklar hariç günahlarınızı affetmiştir. Sizin iyileriniz sebebiyle kötülerinizi bağışlamış, iyilerinize de istediklerini vermiştir. Allah'ın ismiyle (Müzdelife'ye doğru) hareket ediniz!” Cem mahallinde (Müzdelife’de) toplandıklarında da şöyle dedi: “Allah salihlerinizi bağışladı. Kötülerinizi de salihleriniz (sebebiyle) affetti. Mağfiret (yeryüzüne) iniyor ve onları kuşatıyor. Mağfiret, yeryüzünün çeşitli bölgelerine yayılıyor, dilini ve elini koruyan her tövbekârı kuşatıyor. Şeytan ve askerleri Arafat dağında durup Allah'ın onlara karşı lütufkâr davranışını seyrediyorlar. Mağfiret indiği zaman şeytan ve askerleri üzüntülerini izhar eder ve o (şeytan) şöyle der: “Ben onları uzun zamandır saptırmak için uğraştım. Sonra bu mağfiret gelip onları kuşatıverdi.” Bundan sonra (şeytan ve askerleri) oradan üzüntü ve (helak) endişesi içinde ayrılırlar. İbn Ömer'den (r.a): Resûlullah (s.a.s) dedi ki: “Arafat'taki vakfene onun (sevabına) gelince yüce Allah dünya semasında tecelli eder, meleklerine karşı Arafat'ta bulunanlarla iftihar eder ve şöyle der: “Kullarıma bakın! Saçları dağınık, üstleri başları tozlu bir şekilde (fedakârca) uzak diyarlardan rahmetimi umarak ve azabımdan korkarak bana geliyorlar. Halbuki beni görmediler. Bir de görseler nasıl olurdu?”
Sayfa 111 - DİB yayınları
Peygamberimizin Bineği ve Yanındakiler:
"Peygamberimiz yolculuk için devesi Kasvâ'ya bindi. Kasvâ, Peygamberimizin hicret sırasında Hz. Ebû Bekir’den satın aldığı kaliteli kızıl devenin ismidir. Hz Ebû Bekir hicret için 800 dirheme iki deve satın almıştı. Resûlullah bunlardan birini (Kasvâ'yı) 400 dirheme ondan satın aldı. Kasvâ kaliteli olduğu için pahalıydı. Çünkü o dönemde deve fiatları 22 dirhemden 400 dirheme kadar değişiyordu.İşte Resûlullah hicret sırasında aldığı bu deve ile devamlı yolculuklara çıkar ve onu çok severdi. Çünkü o vefakâr bir insandı. Kasvâ'nın üzerinde 4 dirhem bile etmeyen eskimiş, küçük bir çul vardı.Resûlullah mütevazi bir insandı. İhtiyaçtan fazlasını kullanmazdı. Peygamberimizin kızı Fatma Zehrâ ve hanımları hevdecler içinde yolculuğa başladılar. Yolculuğun başlangıcında Hz. Ali yoktu. Çünkü Peygamberimiz Hz. Ali'yi önce giden sahabilerin ardından Yemen'e göndermişti ki oradan istediği develeri alıp Mekke'ye gelsinler. Resûlullah, Allah'a hamd ü senada bulundu, tesbih ve tekbir getirdikten sonra dua etti."
Sayfa 30 - Dib yayınları
İhrama girmeden önce hazırlıklar:
Peygamberimiz Zülhuleyfe’ye ikindi vakti ulaştı ve ikindi namazını orada iki rekât olarak kıldırdı. Akşam ve yatsı namazlarını da burada kıldı. Zülhuleyfe'de geceledi. Hz. Âişe ihram niyeti öncesi Peygamberimize güzel kokular sürdü. Sonra Peygamberimiz hanımlarını dolaştı. Sonra yıkandı, tekrar güzel kokular süründü ve sabah namazını kıldırdı. Hz. Âişe annemiz (r.ha) anlattı: “Resûlullah'a, ihrama gireceği zaman, ayrıca (bayram günü) ihramdan çıktığı zaman da Kâbe'yi tavaftan önce, (misk bulunan) şişeden şu iki elimle ona güzel koku sürdüm.” Peygamberimiz hac yolculuğunda üç kere yıkanmıştı: İhrama girerken, Mekke'ye gireceğinde, Arafat'ta vakfe için.
Sayfa 33 - Dib yayınları
Hasan-1 Basriden rivayet ediliyor: Allah'ın Resûlü (sav) buyurmuştur: "Cenâb-ı Hak fermån ediyor: الإخلاص سِرٌّ مِنْ سِرِّي اسْتَوْدَعْتُهُ قَلْبَ مَنْ أَحْبَبْتُ من عبادي. "İhlas benim sırrımdan bir sırdır. Onu kullarımdan, sevdiğimin kalbine emanet ettim."34 Hazret-i Ali bin Ebi Talib (k.v.) buyurdu: "Amelin azlığı için gam çekmeyiniz. Ancak onun kabul edilmesi hususunda endişe ediniz. Çünkü Allah'ın Resûlü (s.a.v.) Muaz bin Ce- bele: "Amelini ihlåslı yap! (bu takdirde) amelin azı sana káfi gelir." diye buyurmuştur." Yine Resûlüllah buyurdu: "Herhangi bir kul, kırk gün Allah için amelini hâlis yaparsa muhakkak onun kalbinde hikmet pınarları onun lisanı üzerinde belirir."
Reklam
Kaynaklarda aslını bulamadığım fakat Hz. Ali (r.a)'ye izafe edilen bir söz vardır. Hz. Ali (r.a), oğluna: "Kim gibi olmak istersin?" diye sorunca, oğlu O'na: "Senin gibi olmak isterim" cevabını vermiştir. Bu cevabı alan Hz. Ali (r.a): "Hayır. Benim gibi olmak isteme! Modelin ve rehberin, Resûlullah (s.a.v) olsun. Benim gibi olmayı hedeflersen, belki de bu hedefine ulaşamazsın. Fakat Resulullah'ı kendine model alırsan, belki de Ali (r.a)'den daha üstün biri olabilirsin" demiştir. Bir insanın ufku ne kadar geniş ve hedefleri ne kadar büyük olursa, hedeflerine ulaşmak için yapacağı hazırlıklar da o derece geniş kapsamlı olacaktır.
Sayfa 46 - Müslümanlardaki Yenilgi PsikolojisiKitabı okudu
Şu halde, güzel ahlâkların temeli hikmet, şecaat, iffet ve her birinin mükemmel hali olan adalettir. Diğer bütün güzel ahlâklar, bu dört ahlâka bağlıdır. Bu dört ahlâkı en mükemmel şekliyle şahsında gerçekleştiren ancak Hz. Resûlullah Efendimiz'dir (s.a.v). Hayırlarda muvaffakiyet ancak yüce Allah'ın yardımı ile mümkündür.
Ebu Said el-Hudri(r.a): -Ne kadar şiddetli ateşin var, ey Allah'ın Resûlü! Resûlullah(s.a.v): -Biz böyleyiz, belâ bize şiddetli gelir ve sevap bize kat kat olur. Ebu Said el-Hudri(r.a): -Ey Allah'ın Resûlü! İnsanların hangisi en şiddetli belaya uğrar? Resûlullah(s.a.v): -Peygamberler, sonra sâlih kullar. Onlardan öyle kimse vardı ki, kafirliğe müptela olmuştu; öyle ki hırkadan başka bir şey bulamamış onu kesip giyinmişti. Onlardan kene ile müptela olan vardı; öyle ki onu öldürünceye kadar gidiyordu. Onlardan öylesi de vardı ki, sizden birinin hediyeye sevinmesinden daha çok belaya sevinirdi. İbn Mace, el-müsned, es-Sünenü'l Kübrâ
ALLAH’TAN KORKAN BAŞKA ŞEYDEN KORKMAZ
Bir kul, Rabb’inin huzuruna çıkacağı günden korkarak bütün gayretiyle ona itaatle meşgul olsa, Rabb’ine isyan etmekten ve nefsinin hevâsından sakınsa, Allâhü Teâlâ, bu kimsenin heybetini insanların kalplerine yerleştirir. Takvâ sahibi âlimde öyle bir heybet bulunur ki, kimse onun bulunduğu yerde faydasız işlerle meşgul olamaz. Kul, nefsini
Reklam
Kumandanlar ordusu
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), onlara öğle namazını kıldırdı ve akabinde şöyle buyurdu: “Cihada çıkacak olan sizlere, Zeyd bin Hârise kumandandır. Zeyd bin Hârise şehit olursa yerine, Cafer bin Ebu Talib ve o da şehit olursa, Abdullah bin Revâha geçsin. O da şehit olur ise Müslümanlar, içlerinden birini seçsinler.” Şu cümleler aslında sadece kumandan tayinini bildirmiyor, çok şey ifade ediyordu. Evvelâ, Resûlüllah Efendimiz bir orduya ilk defa üç kumandan tayin ediyordu. Bu sebeple Mûte Harbi, Ceyşü’l-Ümerâ (Kumandanlar Ordusu) ismiyle de anılır. Sonra, bu üç muhterem zat kuvvetle muhtemel şehit olacaklarını öğrenmiş oluyorlardı.
Bütün edepler Resûlullah Efendimiz'den (s.a.v) alınıp öğrenilir; çünkü o, zahirî ve batınî bütün edeplerin kaynağıdır. Ailahu Teâlâ' onun Mi'rac'da ilâhî huzurdaki güzel edebini şu âyetiyle haber vermektedir: "(Huzurumuzda) onun gözü (başka şeylere) kaymadı, haddi de aşmadı." en-Necm 53/17
Tevbe
Egarr İbni Yesar al Müzeni r.a rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Ey insanlar! Allah'a tövbe edip ondan af dinleyiniz.Zira ben ona günde yüz defa tövbe ederim.(Müslim,zikir 42)
İbn Ömer'den (ra) rivayetle: Resûlullah (sas), ashâbının yanından ayrılmadan önce şu duayı yapardı: "Allah'ım bizimle günahlar arasında perde olacak korkundan, bizleri cennetine ulaştıracak kulluğundan, dünya musibetlerini gözümüzde küçültecek yakinden bizlere ihsan et! Bizleri yaşattığın müddetçe kulaklarımız, gözlerimiz ve gücümüzden faydalandır. Aynılarını soyumuza da nasip et! Bize zulmedenlerden intikamımızı al! Düşmanlarımıza karşı bize yardım et. Bizi dinimiz hakkında musibete uğratma. Dünyayı en büyük gayemiz kılma! Dünyalık bilgilerimizle sonumuzu getirme! Bize acımayanları bize musallat etme!" [Tirmizi, "Daavât", 3502]
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.