Resullullah (sav) buyuruyor ki: "Şu üç haslete sahip olanları; Allah gölgesiyle gölgelendirir, rahmetiyle örter ve sevgisine katar: Verildiğinde şükreden, gücü yettiği halde affeden, öfkelendiğinde öfkesini yenen.
Sayfa 127Kitabı okudu
Resullullah (sav), "Yetime bakan kimseyle ben cennette şu ikisi gibiyiz." buyurdu ve aralarını biraz açarak işaret ve orta parmağıyla işaret etti.
Sayfa 98Kitabı okudu
Düğün.
Resullullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Haram olan ilişki ile helal olan nikah arasındaki ayırıcı özellik, def çalmak ve şarkı söylemek suretiyle duyurmaktır."
Sayfa 71Kitabı okuyor
Resullullah'ın (sav) dualarından biri de şuydu:
"Allah'ım! Bize, sana karşı işlenecek günahlarla aramızda perde olacak korkunu ver."
Resullullah(sav) bir keresinde büyük cihaddan söz etmiş ve ne olduğu sorulduğunda bunun insanın kendi nefsiyle mücadele etmesi olduğunu buyurmuşlardı.
Sayfa 45Kitabı okudu
Resullullah (sav) şöyle buyuruyor:
“Gücünüzün yettiği kadarıyla dünya kederlerinden uzak olunuz.”
Sayfa 97
Resullullah (sav) şöyle buyurmuştur:
“Mümin, müminin aynasıdır.”
Sayfa 93
Resullullah (sav) şöyle buyurmuşlardır.
Bütün düşüncelerini tek bir düşüncede (Allah'ta) yoğunlaştıranın hem dünyasına hem ahiretine Allah yeter. Ancak Allah Teâlâ fikir ve düşünceleri dağınık kimsenin hangi vadide helak olduğuna aldırmaz.
Ne diyordu Sad b Habib, cennetle müjdelenmiş kimselerin isimlerini zikrederken: "Onlar her zaman savaşta Resullullah'ın(sav) önünde, namazda arkasında durmuşlardır."
Resullullah (sav.) "Kötülük(günah) kalbini rahatsız eden ve başkalarının duymasından hoşlanmadığın şeydir."buyurmuştur.
Sayfa 31Kitabı okudu
Zira kendi hakikatini gerçekleştiremeden ilahi hakikate ulaşamayacağını biliyordu. Bu ise, Allah’ın ahlakıyla ahlaklanmak suretiyle O’na benzemek ve bunun sonucunda O’nu tanımak şeklinde zuhur edecektir.
s.11
Yüce Allah tuttuğunuz yolu güzelleştirsin ve hakkı kabul etmenizi kolaylaştırsın.
s.20
Ben düşünce ve ifade açısından olmasa bile hâl
Sayfa 54 - ketebeKitabı okudu
Sahabeden birisi evindeki halinin Resulüllah'ın (sav) huzurundaki halinden farklı olmasından dolayı kendisinin münafık olduğunu zannetmişti. Derhal evinden koşarak çıktı ve "Hanzala münafık oldu, Hanzala münafık oldu!" diyerek Resullüllah'ın (sav) yanına vardı. Sahabi, Resulüllah'a (sav) bu münafıklık durumunu ; O'nunla birlikte iken kalbinin ince duygulara kapıldığını, gözlerinin yaşla dolduğunu, Rabbini hatırladığını ve ahireti gözünde canlandırdığını, sanki ahireti gözleriyle gördüğünü, evinde döndüğünde ise çocuklarıyla şakalaştığını, hanımıyla oynaştığını ve O'nun yanında iken hissettiklerini unuttuğunu açıkladı. Bunun üzerine sevgili Resul, "Ey Hanzala! Sizler, benim yanımda bulunduğunuz hal üzere bulunmaya devam ederseniz melekler yollarınızın üzerinde sizlerle musafaha ederler. Fakat ey Hanzala! Bazı zamanlar böyle, bazı zamanlar da şöyle (olması normaldir) " buyurdu. >>>(Müslim, Tevbe 12; Tirmızi, Kıyamet 20, 59; İbn Mace, Zühd 28; Ahmed b.Hanbel, Müsned, IV. 178, 346)
Böylece O itiraf etti ki insan, bazen zayıflar, bazen güçlenir. Bazen gaflete düşer, bazen uyur. Dolayısıyla vaktini ve hayatını, nefsinin hoşnutluğu ile Rabbinin hakkı arasında; dünyası ile ahireti arasında bölüştürmesinde bir sakınca yoktur.
Sayfa 122Kitabı okudu
Küçük Hindistancevizi / Muskat Yemek Caiz midir?
Küçük Hindistancevizi, insanın azalarında
uyuşukluk ve cansızlık hasıl eden, zihinde ve akılda karışıklığa sebep olan bir bitkidir.
Ümmü Seleme (r.a.) şöyle buyurmuştur:
"Resullullah (sav) sarhoşluk veren ve beden gevşeklik veren (azalarda bir uyuşukluğa sebep olan) her bir şeyi yasakladı."
Ben derim ki: Bizim şeyhimiz en-Necm el- Gazzi eş-Şafii babasının büyük ve küçük günahlarla ilgili kaleme aldığı menzumesini şerh ederken İbn Hacer El Mekki'den naklederek şöyle dedi:
"İbn Hacer el-Mekki açıkça dört İmamın icması ile Küçük Hindistancevizinin haram oluşunu ve o cevizin sarhoş edici olduğunu beyan etmiştir."
Çünkü hepimizin müşterek arketipleri, başta Resullullah (sav) Efendimiz olmak üzere, Hacı Bektaş Veli hazretleri, Rahmetli Annemarie Schimmel'in ifadesiyle "Türklerin Mevlânâsı" (ks), Yunus Emre hazretleri, Eyüp Sultan hazretleri, Aziz Mahmûd Hüdat hazretleri, Nûreddin Cerrâhî hazretleri ve Anadolu topraklarında yaşamış tüm evliyaullah hazeratıdır. Marx'lar, Lenin'ler, Mao'lar, Darwin'ler, Freud'ler, hiçbir zaman bizim arketipimiz olmamış ve olamayacaklardır.
Sayfa 212Kitabı okudu
