AKLIN MI CİNNET Mİ?, 3- İSLÂMA GÖRE AKIL, Kamusların Yıldız Alacasında
İslâmî Bilgiler Ansiklopedisi İslâm'da akıla geniş yer ayırmış; okuyalım: “Kur'an lügatına göre akıl: 1) Bilgiyi elde eden güç, 2) bu güç ile elde edilen bilgi. Dinen mükellef olmaya esas teşkil eden akıl birinci manadaki akıldır. İnsanda doğuştan mevcut olan bu gücü Eş'ari, zaruriyyâtı anlayan güç diye tanımlar: Kur'an'da kâfirlerin akılsızlıkla yerildiği yerlerde ikinci manada kullanılır: Onlar bir alay sağır, dilsiz ve körlerdir, akletmezler (Bakara) gibi. Hadislerde akıl, deveyi vb. bağlamak, diyet vermek, anlamak ve bilmek manalarında kullanılır. Aklın üstünlüğü ve ilk yaratılan mahlûk oluşu hakkında hadis diye rivâyet edilen metinler, hadis araştırıcılarınca sabit ve sahih görülmemiştir. Hazret-i Peygamber akıllı manasına keyyis kelimesini kullanmış ve akıllı, nefsini zapt-i rapt altına alıp ölümünden sonraki ebedî hayat için hazırlanan kimsedir buyurmuştur. Kelamda akıl birkaç türlü tanımlanmıştır. Ehli sünnet'e göre, 'Düşünmek veya duyu vasıtalarıyla idrâk etmek suretiyle bilinebilecek şeyleri bilme ve anlama kudreti.' Mutezile'ye göre, 'iyiyi kötüden ayırt etme kudreti.'
Sayfa 221 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Trabzon, kıyıda demirlemiş, her biri aşağı yukarı ikişer grostonluk dört paslı askerî nakliye sefinesi ile, mazı ve akçaağaçlar içinde âdeta kaybolan Fâtih Câmii ve çevresindeki, herbiri mütevâzı birer mimârî şâheseri olan küçük evler ile, başta Zağnos Paşa’nınki olmaküzere taş köprüleri ve nice câmi ile, Küçük Ayvasıl Kilisesi, hükümet binâları,
Reklam
CUM’A [YEREL GÜNDEM TOPLANTISI,KONGRE, KONFERANS, MİTİNG]
Cum’a sözcüğü, “toplanma” anlamındaki ج م ع [c-m-’a] kökünden gelir. Dilbilimcilerden A’meş الجمْعة [cum’a], Âsım ve Hicazlı dil bilimciler الجُمُعة [cumu’a] diye okurlar. Cum’a diye okumak Ukayloğulları lehçesine göredir. يوم الجمعة [YEVMU’L-CUM’A] Yevm [gün] ve cem’ [toplanma] sözcüklerinden oluşan yevmu’l-cum’a tamlaması, “toplanma günü,
Ebu Hureyre’den (rivayet edildiğine göre) Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kişi arkadaşının dini üzeredir. Öyleyse her biriniz kiminle arkadaşlık ettiğine (iyi) dikkat etsin.”(Ebu Davud, Edeb, 16). .. Hikmet: Din, hadiste hayat tarzı, yaşayış şekli kısaca ahlak anlamındadır. Yani kişi arkadaşının ahlakı üzeredir. Üzüm üzüme baka baka kararır derler ya, bu hadîsi en güzel ifade eden atasözümüzdür. Elbette herkes için bu söylenemez. İradesi sağlam nice insan vardır, bunlar çevresinden etkilenmez, bilakis çevrelerini etkilerler. Bu böyle ancak Peygamberimiz sosyo-psikolojik bir gerçekliğe işaret ederek uyarıda bulunuyor. Arkadaş çok önemlidir, dikkat edin! O sizin cennetiniz de cehenneminiz de olabilir. Sigara alışkanlığının -çeşitli sebepleri olsa da- en önemli sebebi arkadaş grupları değil mi? Uyuşturucu alışkanlığı nasıl kazanılıyor? “Arkadaş gel çek şundan biraz!”. Biraz derken bir de bakmışımız bağımlı olmuşsunuz. Bir kadehten ne olur diyenler sonunda alkolik olmuyorlar mı? Böyle diyenler seni alkolik ederler de farkında bile olmazsın. Kızlarımız bugün arkadaşlık adı altında kötü yollara sürükleniyor. Neymiş, herkesin bir flörtü olurmuş, olmazsa ayıp kaçıyormuş. İşte bunun için arkadaşlıklardan ziyade nasıl bir arkadaşlık sorusuna cevap aranmalıdır. Nitelikli bir arkadaşlık. . . Bunu yolu da değerlerine bağlı, kültürünü bilen, dininden haberdar olan, edeb/adab' anlayışını yabana atmayan kişilerle ilişki kurmaktır.
İmamlar Kureyş'tendir Hadisi Üzerine Yorumlar
Gerçek anlamda ortadan kalkıp-kalkmadığı bir yana, acaba bu ilk siyasî ihtilâfi ortadan kaldıran şey, sadece Ensâr'ın kendi siyasal haklarından feragat mi etmesiydi; yoksa Hz. Ebubekir'in bizzat kendisinin rivayet etmiş olduğu söylenen “İmamlar (önderler) Kureyş'tendir." hadisi miydi? Bu arada söz konusu edilen hadis gerçekten de Hz.
Sayfa 15-19
Mut'a nikahı ile alakalı 2 hadis (buhari,müslim)
1.Ebu Cemre Rivayeti:"ibn abbas a muta nikahı hakkında soruldu.O da bunun serbest(mubah) olduğunu söyledi.O sırada hizmetçisi"bu serbestlik zor ve kadınların az olduğu zamanlar için geçerli değil mi? Dediğinde "evet" dedi."(Buhari,nikah,31) 2.Ebu Nadra rivayeti: Cabir bin abdillahin yanında idim. O sırada birisi geldi ve ibn abbas ile Abdullah ibn. Zubeyrin iki mut'a hakkında görüş ayrılığına düştüklerini söyledi.Bunun üzerine Cabir, Biz her ikisini de Rasulullah'la birlikte yaptık.Daha sonra Ömer bunları yasakladı ve biz de vazgeçtik.(müslim nikah 17)
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
54 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.