Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Münferit

Münferit
@ruhiiyat
Hayatın çetrefilli tarafından kendini olabildiğince soyutlamaya çalışarak ruhuna umut olmaya çalışan biri..
"Hayat bazen bir şifa verme çabasıdır. Ötekine, kendimize ve bütün varlığa."
Reklam
" bir acıyı anlamlandırabildiğimiz zaman, ruh eksik olanı ikmal eder. Tamamlanır, olgunlaşır. O acıyı üreten yanlışları durmaksızın tekrarlamaktan vazgeçeriz."
"Sessizlik nasıl bu kadar gürültülü olabilirdi?"
Sayfa 251Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" etrafı bir unutma hendeği veya uçurumuyla çevrilmiş, tek bir varoluş anına hapsolmuş biri gibi.."
Sayfa 50 - Yapı kredi yayınlarıKitabı yarım bıraktı
"Hayat onu üzüyor, bunaltıyor, zaman geçirme kaygısıysa öfkelendiriyordu.."
Reklam
" Sözlerime kulak ver arkadaş olacağın kimsede arayacağın şart çalışkanlık dürüstlük ve iyilikseverlik olsun. Bu iyi huylarla bezenmiş olan bir insan diğer bütün özelliklere de sahip demektir. Bunu unutma ve bu şartı bulmadığın kimseyle sakın arkadaş olma."
" tembellik herkesin karşısına her zaman aynı kılıkta çıkmaz o mesleksiz aktör gibi daima rol değiştirir. Bazen en geçerli bir mazeret kılığına girer, hasta olur, yorgun düşer ve herkese haline acındırır. Bazen iş yapar görünür aslında hiçbir şey yapmaz. Bazen tatlı bir dille konuşur ve gönül çeler. Onun kandırıcı bir felsefesi ve boş sözlerden örülmüş bir edebiyatı vardır."
Sayfa 80 - Yağmur yayıneviKitabı okudu
"... güzellikleri görme imkanını yitiriyorsunuz. Aynı kelebek yakalayıp güzel kanatlarındaki renkleri çıkaran çocuklar gibi güzelliği yok ediyorsunuz..."
Sayfa 154 - İndigo yayıneviKitabı okudu
" Servetin iktidarın ve şöhretin son haddine varmış nice insan vardır ki içi daima saadet dünyasının hasretiyle yanıp tutuşur. Mükellef apartmanlarda göz kamaştırıcı bir konfor ve lüks içinde yaşayan insanlar görürsün ki; bunların hepsini bir günlük saadetle değiştirmeye hazırdırlar. Çünkü saadet tamamıyla gönül işidir ve içimizdedir. Bunu kendi içimizden başka bir yerde sanıp aramak ve saadeti sırf servet iktidar ve şöhrette görmek çölde serapı su zannetmektir."
Sayfa 14 - Yağmur yayıneviKitabı okudu
" Önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman herhangi birine öylece girme, otur ve bekle. Dünyaya geldiğin gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan öyle soluk al. Hiçbir şeyin senin dikkatini dağıtmasına izin verme. Bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve Yüreğinin Götürdüğü Yere Git.."
Sayfa 157 - Can yayıneviKitabı okudu
Reklam
" Yolunu yitirdiğini, şaşırdığını hissettiğin zaman ağaçları düşün, onların büyüme biçimini anımsa. Unutma ki yaprağı gür ama kökü zayıf bir ağaç ilk güçlü rüzgarda devrilir. Oysa kökü güçlü ve az yapraklı ağaçta can suyu binbir güçlükle dolaşır. Kökler ve yapraklar aynı ölçüde gelişmelidir. Olayların içinde ve üzerinde olmalısın. Ancak böyle gölge ve sığınak sunabilir, ancak böyle doğru mevsimde çiçekler ve meyvelerle donanabilirsin..."
Sayfa 157 - Can yayıneviKitabı okudu
" Çınarın altına oturduğunuzda kendiniz değil çınar olun: ormanda orman, kırda kır, insanlar arasında insanlarla olun.."
Sayfa 144 - Can yayıneviKitabı okudu
"Yalnızca acı insanı geliştirir, diyordu. Ama acıyla göğüs göğüse gelmelisiniz. Kaçmaya çalışan ya da ağlayıp sızlanan kaybetmeye mahkumdur."
Sayfa 142 - Can yayıneviKitabı okudu
"Anlayış bilgiçliğin kibriyle değil, alçakgönüllülükle doğar."
Sayfa 137 - Can yayıneviKitabı okudu
"Her erkeğin yaşamında mükemmel birlikteliğe ulaşabileceği tek bir kadın vardır. Her kadının yaşamın bütünlüğüne ulaşabileceği tek bir erkek vardır. Ama ulaşabilmek pek az kişinin yakalayabildiği bir alın yazısıydı. Geride kalan herkes bir tatminsizlik, sürekli bir özlem içinde yaşamak zorundadır. Böylesine bir buluşmayı kaç kişi başarabilmiştir ki? diyordu odanın karanlığında. On binde, milyonda, on milyonda bir kişi var mıdır? On milyonda bir olabilir, evet. Geride kalan bütün öteki evlilikler çöpçatanlıktır, tensel hoşlanmalardır; geçicidir, fiziksel, kişiliksel ya da sosyal konuların benzerliği yüzünden yapılmıştır. Bu yargılardan sonra yinelenemeden edemiyordu. Nasıl şanslıyız biz değil mi? Kim bilir bizi neler bekliyor,kim bilir?"
Sayfa 117 - Can yayıneviKitabı okudu
"...yangından sonra kömürleşmiş bir kır gibiydim..."
Sayfa 106 - Can yayıneviKitabı okudu
Reklam
"Her zaman yapılan yanlış nedir, bilir misin? Yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.."
Sayfa 105 - Can yayıneviKitabı okudu
"Günün birinde sabahlara kadar çene çalabileceğim bir delikanlı bulacağımı düşünüyordum; onunla konuştukça her şeyi aynı gözle gördüğümüzü anlayacak, aynı heyecanları duyacaktır. İşte o zaman aşk doğacaktı. Bu dostluk güven üzerine dayalı bir aşk olacaktı, kandırma üzerine değil. 'Aşk dolu bir arkadaşlıktı istediğim...'"
Sayfa 91 - Can yayıneviKitabı okudu
"Bir gün sevecek olursanız sırrınızı içinizde saklayın. Kalbinizi kime açtığınızı bilmeden sırrınızı söylemeyin. Daha var olmayan bu sevgiyi iyice korumak istiyorsanız şu dünyaya güvenmemeyi öğrenin.."
Sayfa 114 - İletişim yayınevi, Vikontes..Kitabı yarım bıraktı
"Zihin sözcüklerin hapishanesidir. Bir ritim varsa bu sözcüklerin düzensiz ritmidir. Oysa yürek nefes alır organlar arasında bir tek o atar ve bu atması onun daha büyük şeylerin atmaları ile uyum sağlamasına neden olur.."
Sayfa 71 - Can yayıneviKitabı okudu
"Büyük babam herkes öldüğü zaman geride bir şey bırakmalı derdi. Bir çocuk bir kitap bir resim bir ev yapmış olduğun bir duvar ya da bir çift ayakkabı ya da ekili bir bahçe.. Ellerinin bir şekilde dokunduğu ve ruhunun öldüğün zaman gidebileceği bir şey. Öyle ki insanlar senin diktiğin ağaç ya da çiçeğe baktığı zaman seni orada görebilsinler. Ne yaptığın önemli değil derdi. Yeter ki sen ellerini onun üstünden çektiğin zaman ona dokunduğun zamanki halini değiştiren bir şey yapmış olasın. Otları sadece biçen bir adamla gerçek bir bahçıvan arasındaki fark dokunuştadır derdi. Otları sadece biçen bir adam orada hiç bulunmamış gibidir, fakat bahçıvan ömür boyu oradadır.."
"Ben şuna inanıyorum ki üç buçuk günlük ömrümüzü kendimize zehir etmemek için ne Mazideki hayatımıza ve kaçırdığımız fırsatlara ne de istikbalin olmayacak hülyalarına kulak asmayarak bugünümüze hapsolup yaşamalıyız.."