Beyaz bir karanlık. Bu böyledir. Değiştirecek nesi var? Bu böyledir, çünkü geldik. Yolun sonuna mı? Hayır, lunaparka geldik. İç içe geçen parlak kırmızı, mor, yeşiller. Hepsi birleşiyor ve beyaz bir karanlık oluşuyor, gecenin karanlığı. Saat on bire yaklaşırken hep böyle olur geceler. Beyaz karanlık mı olur demeyin, elbet olur. Olmaz ise, bu
Gece gece bir şeyler yiyip tıkınırken birdenbire içine gelen huzur, mutluluk ve yüzünde oluşan o çocuk gibi sırıtmasıyla odasının içinde dönüp durmuştu. Aynaya bakıyor ve gülümsüyordu. Nedenini kendisi de anlamıyordu ama genelde içine saplanmış olduğu distopyasından, kısa bir müddet olsa dahi kurtulmak ve tadını çıkarmak istiyordu. Gerine gerine odanın içinde yürüyor, gülümsemeye devam ediyordu. Bi' anlığına koca, güzel, yeşil bir vadide etrafına bakınıyor; bi' anlığına da küçük ama gayet de güzel bir plana sahip kasabada dolaşırken, güzel bir hanımefendiye yol veriyor ve rica ediyordu. Sonra yoluna devam ediyordu. Hepsini kafasının içinde yaşıyordu ama o gerçekten yaşıyor gibiydi. Henüz delirmediğinden gayet emindi sadece tadını çıkarıyordu. Etkisi geçecek ve yarın okula yollanacaktı. Aynı sıkıcı rutinini büyük bir sevgiyle kucaklayacaktı (!). Ama yarının, klasikleşmiş rutin haline gelen günlerden ufak bir farkı vardı. Kaçak-köçek işlerle muhatap olan pek de bir samimiyetinin bulunmadığı, dili "arkadaşım" demeye dahi varmadığı, arkadaşından silah için ricada bulunacaktı. Bir adet de kurşun. Evet evet. Sadece bir kurşun. Canına mı kıymak isteye acaba? Neyse canım. Sabah ola hayrola...
Deli miyiz? Ne saçmalıyoruz? Gidip yatalım, sabah ola hayrola. Annem o an orada olsa, derdi bak. “Gündüzün şerri gecenin hayrından evladır, gidin yatın çocuğum, sabah olsun hele bir.”
"Farkında mısın ? Var olan her şey senin için yaratıldı. Gördüğün ve göremediğin tüm güzellikler ve nimetler senin için var. Sen varsın diye her sabah güneş doğuyor."
Ey Sabahın Aydınlığını Var Eden!
Geceyi Dinlenme Vakti Yapan!
Güneşi ve Ayı Hesap Vasıtası Yapan Rabbimiz!
Sana sonsuz şükürler olsun sonsuz nimetlerin için.
Kulağımızı,
gözümüzü ve tüm kuvvetimizi ve gayretimizi Senin yolunda kullanmayı nasip ve müyesser eyle.
Tüm günahlardan arındır bizi .
Tüm musibetlerden muhafaza eyle bizi.
Şerlilerin
Kendi anlatımına göre İsmet Paşa, Mustafa Kemal'le 1916'daKafkas Cephesi'nde tanışmıştır. Kendisi 2. Ordu'nun kurmay başkanıyken başlarına Mustafa Kemal atanır. Ordunun durumunu sorarkendisine. İsmet Bey de 2 saat boyunca anlatır ve bir taarruz teklifinde bulunur. Mustafa Kemal de bayılır bu teklife. İnönü'ye
Unutma, uyandığın her sabah senin için yeni bir umut. Aldığın her nefes senin için yeni bir şans. Attığın her adım senin için yeni bir başlangıç. Ettiğin her dua senin için yeni bir koruyucu... Aslında hayatında sahip olduğun o kadar güzel şeyler var ki; Hepsi hayatına yeniden başlayabilmen için seninle beraber. Hepsi sana yardımcı olabilmek için senden bir gayret bekliyor.
Hadi , güzel şeyler için güzel bir dilek tut şimdi . Ve gerçekleşmesi için Allah'a dua et.
Biliyorum! Fethetmeye çalışanların yerle bir ettiği bir şehir var içinde. Sevgini kullanarak kapına geldiklerini, gülümsemelerinin ardına sakladıkları kirli yüzleri göremediğini, güvenerek içeri aldığın insanların hayallerini çiğnediklerini, masumiyetine aldandığın insanların mutluluklarını ezip geçtiklerini, güvenmenin, inanmanın hatta ortada
Umut oldular bana,
Gittiler her zaman ki gibi.
Sabah vakti gibi kısa,
Ömür gibi berbat.
Hayrola bu nasıl izzet?
Bu nasıl bana olmayan?
Üzerime düştü yorgunluk,