Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ortalık karardıktan sonra pencereden yıldızları izliyorum. Umut etmiyorum, kızmıyorum, üzülmüyorum. Sadece hatırlıyorum."
Kitaplarla tanışmadan önceki hayatım; 1)Bizim mahalle duraklarında, (özellikle geç saatlerde) minibüs gelene kadar 15 dakika beklenir ve minibüs geldikten sonra 10 dakika’ya yakın 16 kişilik koltukların dolmasını bekliyor minibüs şoförü. Yani hayatımdan 25 dakika boşuna gitmiş olurdu. Tabi 25 dakika bana 25 saat gibi gelirdi. 2) Boş
Reklam
-Sarmaşık- Burnumun Direklerinde Asılı Kokun.. Beynimde Aynı Direklerde Asılı Bir Cesedin Şoku.. Sen Varsan Ben Yokum, Ben Varkende Sen Yoktun Aynı Cehennemde Kaynıyoruz Fokur Fokur.. Tam Değilim En Tam Halim Anca Yarım.. Gözlerim Işıkta Yeşil Karanlıkda Kan Çanağı.. Birazcık Yanında Olan Herkimse Canından Çok Sever Seni.. Yastığımla Hala
Gün doğumu
Yataktan kalkıp pencereye gidiyor ve günün doğuşunu izliyorum, ama sadece ufak bir bahçe görebiliyorum ve onun arkasından da gür bir orman başlıyor. Güneş ağaçların arasından sıyrılmaya çalışıyor, ama bir yaz güneşi gibi gerçek değil; çamların arkasından yükselen şey parlak ve gri bir kütleyi andırıyor. İnsanın üzerindeki sıkıntıyı atabilmesi için tüm gün kısık gözlerle dolaşmak zorunda kaldığı türden bir güneş.
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
850 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
217 günde okudu
Taht Oyunları maceranın ilk okur adımını tamamladım. Epey sürdü ama değdi. Dizisini müthiş keyifle izliyorum. Benim kitabı okumam bu kadar uzun sürdüyse, bu adamların senede 10 bölüm çekip sezonu kapatması doğal demek ki :) Bu arada çizgi romanlarını da edindim. Kitapla çizgi romanları eş zamanlı okudum. 4 cilt ilk kitabı yani sadece Taht Oyunları'nı konu alıyor. Kitap 800 küsür, çizgi romanlarda 200'er sayfa. Her cilt kitaptan aşağı yukarı 200 sayfaya denk diyebilirim. Diziyi izleyip çizgi romanları merak edenleriniz varsa, dizi karakterlerinden farklı çizimlerle karşılaşacaklarını söylemem gerek. Her kare yazarın denetiminden geçmiş ve 4 yıl gibi bir emek söz konusu. Çok keyifliydi. Diziyi hiç izlemeyenleriniz varsa çok karışık gelme ihtimali yüksek. Çünkü çok fazla karakter ve fantastik bir dünya var sizi bekleyen.
Taht Oyunları
Taht OyunlarıGeorge R. R. Martin · Epsilon Yayınları · 20138,9bin okunma
Reklam
NURETTİN ATICI
SEN GİDİYORSUN Sen giderken benim yüreğim acı çekiyor, gözümden nefret yaşlarI akarak seni izliyorum sadece. Bir kez olsun geri dönüp bakar mı ? diye dua ediyorum yalvarırcasına, ama gidiyorsun karanlıklara karışıp hayal meyal kayboluyorsun sonra. Gidiyorum bilinmezlere doğru senden sonra, bedenimi taşıyan şuursuz bir akılla nereye giderse ayaklarım oraya kadar. İstikametlerimiz ters sen başka yüreklere yelken açan rotasız gemi misali, bense kaptanı olmayan sandal gibi sallanarak gidiyorum. Neye yanayım, neye üzüleyim ki gözümden akan iki damla yaşa yol verirken yanaklarım çaresizce kıvranan zavallı yüreğime mi. Yoksa her nefeste adını haykırdığım duvarlarda yankılanan aksına mı yalvarayım geri gelsin diye. Yâda masamda adına karalanmış sayfalar dolusu şiirlere, mektuplara yoksa adını kazıdığım kalbe mi tiksinerek mi bakayım seni sonsuzca bir yürekle severken. Avutmuyor senin olmadığın hiç bir şarkı Duy beni kalmadı bedenimin ölüden farkı Unutamazsın sende salkım söğütlerin yanındaki bankı Denizlerin dalgasında bir uğultu adını söylüyor sanki. Kahrolası yıldızlar hatta her gece haykıran borazan sesli baykuş bile seni hatırlatıyor ve ağlıyorum bırakarak kendimi pervasızca. Kim ağlamaz ki sevdiğinin arkasından o giderken dönmemek üzere, kim perişan olmaz, aklını, yüreğini avuçlarının içine alıp sıkmaz kaçmasın sevdiği diye. Sen gidiyorsun; Ben ölüyorum. Gitme bile diyemedim, sen giderken çünkü inanmadım ki! Bende sandım ki benim hiçbir zaman bırakmam değim gibi o da beni bırakmaz ama sen gidiyorsun ben halen seninle sendeyim. Ruhum sende, Yüreğim sende, Aklım sende, Ve ben hep sendeyim, sen kabul etmesen gitsen bile
Acem kızı güzeller güzeli, beyaz tenli, siyah saçlı ve toprak rengi gözlü bir kızdır. Sürmesi gözünden hiç eksik olmazdı. Etrafındakilere gülücükler saçar, herkes onu cıvıl cıvıl birisi olarak bilirdi. Ama gözündeki nem hiç kurumazdı ve hep o yüzündeki burukluk belli olurdu. Ali ise acem kızı ile aynı çağda delikanlı ve çalışkan birisidir. Ali
#kendikalemim
KARAR kısa bir süreliğine de olsa her şeyden kurtulmak için bir uğraş içine giriyorum. sonu hüsranla biten bir kaybedişe kavuşuyorum sonra. şasırmıyorum ama bu duruma artık. alıştığım şeyler bile normal değil kı. mutlu olmaya çalişiyorum yüzümde bir ifade olsun diye komik videolar izliyorum. nasıl gülüyorum sormayın. ne denediysem olmuyor,üzerime sonradan oturmuş bu ruhu çekip atamıyorum kenara. dün karar aşamasındaydım aslında. hatta vermiştim de. tamam dedim karar verildi acılar bitecek artık. bugun vazgectim ama. biraz daha çırpınıp batmak istedim sadece. boğuluyorum evet. kafamdaki lanet düşüncelerle savasamayacak kadar bunaldım. şimdi yeni bir karar aldım,pes ediyorum. en kısa zamanda
320 syf.
3/10 puan verdi
Uzun zamandır merakla yeni kitabını bekleyen İskender Pala hayranlarını hüsrana uğrattı diyebilirim. Şahsi kanaatim; - kitap yazma endişesi- ile bitirilmiş bir kitap. Önceki tarihi romanlarından farklı olarak iki farklı zamanı anlatıp harmanlamaya çalışmış ancak bence daha farklı yazılabilirdi. Öncelikle edebi olarak çok gerilerde kalmış. Kurgusu farklı olmakla birlikte bence detaylar ve ayrıntılar aceleye getirilmiş. Vurgulayıp okuruna vermek istediği mesajlar benzer hatta aynı cümlelerle çok tekrar edilmiş ve aşina olduğumuz İskender Pala edebiyatı ile süslenmemiş. Cümleler düz, olağan ve diğer kitaplarına kıyasla sıkıcı. 12 Eylül döneminin siyasi ortamından dem vururken tarafsız olduğu hissi verilmek istense de bence tarafını birçok cümlede belli etmiş ve bence samimiyetini kaybetmiş. Kitaptaki çizimler dikkatimi çok dağıttı ve sanki romandan ziyade belgesel izliyorum hissi ile romandan çoğu kez koptum diyebilirim. Hatta tarihi ayrıntıları anlama çabası ile başıma ağrılar girdi. Kitapta beni düşündüren ve 3 kez okuduğum kısım mektup kısmıydı. Sadece bu kısım için bile okunmaya değer belki de.
Karun ve Anarşist
Karun ve Anarşistİskender Pala · Kapı Yayınları · 20175,3bin okunma
Reklam
"Ve ben artık mutsuz bir adamım. Günler, haftalar, aylar akıp giderken, ben yaşamıyor da daha ziyade vakit geçiriyorum. Ortalık karardıktan sonra pencereden yıldızları izliyorum. Umut etmiyorum, kızmıyorum, üzülmüyorum. Sadece hatırlıyorum. Kainat türlü biçimlerde kandırmaya çalışıyor beni. bulutlar ilerliyor, bir ayyaş nara atıyor, bir araba acı acı klakson çalışyor, daldan bir yaprak düşüyor… Orada öyle sabit dururken her şey beni kimsenin umrunda olmadığıma, unutmayışımın bir anlam taşımadığına inandırmak için yarışa giriyor. Sabırla bekliyorum ki, bütün kozlarını oynasınlar. Ne olursa olsun duruyor duruyor duruyorum… Gece bir kez daha aşkım karşısında mağlup dağılırken, kuytu bir köşeden fırlayıveren bir kedi gülümsetiyor beni. Nihayet gölgelerin arasında bir sigara yakıyorum. İşte o an biliyorum ki, roller değişmiş ve şimdi yıldızlar beni izlemeye başlamıştır. Gidip yatağıma giriyor, başucumda duran küçük prens biblosuna bakıyorum. Senden bana kalan her şey gibi kırık, ama asla atamayacağımı biliyorum. "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.