Bütün vajinalar bakteriler, mantarlar ve virüslerle doludur.
Bu bakterilerin kökünü kurutmak imkânsız değildir ama bu sağlıklı olmaz. Enzimsel olarak vajinanın temizliğine katkıda bulunurlar; artıkları yiyerek ve birbirleriyle savaşarak ortamı liomeostatik bir biçimde korurlar. Her vajinada mantar bulunur, bunlara Candida ya da Monilia da denir. Ama yine her vajinada bu mantarla savaşacak doğal bir düşman da vardır - bu bakterinin adı Doderlein’s Bacillus ya da Lactobacillus’tur (yoğurttaki canlı kültür).
DİKKATİNİZİ ARTIRIN
■ Hayatınızın bir şemasını çıkarıp iş, aile,
sağlık vb. başlıklara ayırın. Üzerinden sık sık
geçip hangi bölümde neyin sizden ilgi
istediğini düşünün. Eğer ilgilenmeniz
gereken bir konu varsa, o işi tamamlayana
kadar bir işaret koyun. Şemayı sürekli temiz
tutmaya çalışın. Hayatınıza geniş bir açıdan
bakarsanız bir kısma
Özgürlük son darbeyi evrim teorisinden alır. Evrim nasıl ebedi ruhlarla asla bağdaşmayacaksa özgür irade fikrini de sindiremez. Eğer insanlar özgürse, doğal seçilim onları nasıl şekillendirmiş olabilir? Evrim teorisine göre ister yaşam alanı ve yiyecekler, ister eşler olsun, hayvanların tüm seçimleri genetik kodlarını yansıtır. Bir hayvan uyum
Ormana baktığınızda birbirlerinden bağımsız çeşitli ağaçların gelişi güzel dağıldığını görseniz de aslında çok fazlası vardı. Bakmayın öyle ağaçların tak başınaymış gibi takıldıklarına, aslında hem toprak üstünde hem toprak altında ağaçlar arasında muazzam bir iletişim söz konusuydu. Ağaçlar birbirleriyle sürekli haberleşiyor, birbirlerine yardım
O, kitabında miselyumun zeki olduğunu, "hisseden bir zar" ve "doğanın nörolojik şebekesi"ni oluşturduğunu yazmıştır -bu, geniş, örümcek ağı şeklinde, tek hücreli hif adlı iplikçiklerin ağından oluşmuştur. Mantar toprak aracılığıyla kendi yolunu dokumaktadır. Onun Miselyum Koşuyor kitabının başlığı iki şekilde okunabilir. Miselyum gerçekten de toprak oluşturmada kritik bir rol oynadığı yer olan zemin aracılığıyla koşmaktadır, bitkileri ve hayvanları sağlıklı tutar ve ormanı örerek birbirine bağlamaktadır. Ancak miselyumlar aynı zamanda, Stamets'in görüşüne göre, gösteriyi yürütmektedir -bu, genel olarak doğanın göstesidir ve tıpkı bir sinirsel yazılım programı gibidir. Başta Paul Stamets'in kendisi olmak üzere belirli yaratıkların zihinleridir. "Mantarlar bize doğadan bir ileti getiriyor" onun söylemekten hoşlandığı bir şeydir. "Benim işittiğim çağrı budur."
Merhaba! Kendini yineleyen, yenileyemeyen içeriklerin dergisinden herkese merhaba...
Karadelikte yaşam mümkün mü, içine girersek ne olur, dışına çıksak ne olur, uzay aracıyla içine girsek ne olur, astronot elini uzatsa, bacağını soksa ne olur makaleleri okumaktan gına geldi. Her ay banko bir adet Karadelik furyası okumaktayız, dergiyi ilk defa
“Ağulu mantar (Omphalotus olearius): Zehirli bir tür olan bu mantar, Türkiye’de yetişen ‘cüce kız, meşe mantarı, horoz mantarı’ olarak tanınan "Cantharellus Cibarus" ile karıştırılabilir.
Fakat bu tür daha yumurta sarısı renkli, üzeri yağlımsı gibi, lamellerinin çatallı ve aralarının birleşmiş olmasıyla ayırt edilir. Şapka, 7- 10
Güneş saf altından dövülmüştür. Bu durumda bizim bedenimizin derinliklerine ulaşan ışık saf altınlı ışıktır. Ruhumuzu ve bedenimizi arındırır. Bizleri daha kutlu, sağlıklı ve güçlü bir varlık haline getirir. Güneşin saf altın ışığını içine çekenler aşama aşama daha iyi biri olmaya başlarlar. Daha güler yüzlü, daha inançlı, daha vicdanlı ve daha arı düşüncelere sahip olurlar. Gölgeli ve kara düşünceler iç doğamızda mantar gibidir. Nerede nem varsa orada güneş yoktur ve orada mantar oluşur. Mantarlar bedeni yavaş yavaş ele geçirir. Mantarı ve nemi yok etmek için her yer Güneşle aydınlatılmalıdır. Güneşlenme süresi dolduğunda Hün Ata'ya Güneş'in İyesi'ne teşekkür edilmeli. Bunun için ellerin tüm parmakları birbirinin uçlarına değmeli ve yürek hizasına kaldırılmalıdır. Avuçların arasında yuvarlak bir kavun tutar gibi durulmalıdır. Ardından samimiyetle ''Ulu yaratanın adıyla Ey Hün Ata! uçmağın ışığıyla beni doyurduğun ve doldurduğun için sana buyan olsun.'' denir ve ellerin arasındaki kavun Güneş'e doğru gönderilir. Parmaklarımızın arasında yüreğimizden akan teşekkür enerjisini Güneş'e iletmiş oluyoruz.