228 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bir Duygu Şöleni
Katherine Mansfield modernist bir öykücüdür. Modernist olmasının verdiği özellikler nedeniyle de öyküleri herkese hitap etmiyor. In medias res, hikâyenin ortadan başlaması, tekniğini kullanması karakteri tanımamızı da güçleştirdiği için okuması, anlaması zor oluyor. Fakat ben Mansfield'in hikâyelerini anlamaktan çok hissettim. Duygu durumlarını ve
Bahçede Eğlence
Bahçede EğlenceKatherine Mansfield · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2012435 okunma
Aşık Veysel’e sormuşlar: “Sizce aşk nedir?” Aşık Veysel gülümsemiş ve şöyle demiş; ”Seversin, kavuşamazsın, aşk olur…” Onun neyini sevdiğini bilmezsin. “Çünkü, çünkü, çünkü…” diye düşünürsün, aklına binlerce şey gelir, ama yine de bomboşsundur. Ve o kadar dolusundur ki onunla, konuşamazsın. Sözcüklere hapsedersen hakaret edecek gibi hissedersin
Reklam
140 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Uzun lafın kısası yoktu.
“Ben ne okudum yahu!” tepkisini hepiniz duymuşsunuzdur. Net olarak şunu söyleyebilirim ki, bu tepkiyi daha çok hak eden başka bir kitap okumamıştım. Hayretler içerisindeyim, özellikle son bölüm beni dehşete düşürmüş durumda ve bu inceleme zor olacak. Daha sonsözü gördüğüm anda Ali Ece çığlıklarımı atarak: “Dalga mı geçiyorsun be!” demiştim, çünkü
Kreutzer Sonat
Kreutzer SonatLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201910,8bin okunma
İnsan her türlü olumsuz kosulda dahi özgür olabilir mi? Yoksa özgürlük idrak ettikçe çoğalan bir kavram mıdır? Ruhsal tutsakligimiz ,fiziksel olarak tutsak olmaktan çok daha büyük bir esaret... Zihinsel olarak özgür olduğumuzu zannediyoruz ; oysa bu sadece bir zan , bir hayalden başka bir şey değildir . Bu düşünce nedeniyle içsel olarak kendimizi esirlestirmiyor muyuz zaten ? Gerçek özgürlüğümüzü engelliyoruz . Aslında düşünebilme yeteneği ,inanç ve daha pek çok faktör bizi ozgurlestirecek . Asıl gerçek önümüzde duruyor am engeller yüzünden gerçeğe ulasmakta ne çok zorlanıyoruz ! Egolarimiz , içine hapsettigimiz ,yaşamlarımiz yaratılmış imtihan alanı olan dünyamızda hiç imtihan edilmeyeceğimizin garantisini vermiş tumturakli yalanlar ve sömürü aracı değer yargıları insanlığımızı hayvandan daha asagilara çekiyor. Bize yıllarca her şeyin merkezine kendi benliğimizi koyarak bu pencereden hayatı ve ilişkileri yorumlamamiz öğretildi. İnsanın alçak tepeleri yaratmasını çoktan geçtik ; herşeyi var edebileceğimize inanıyoruz ,inandiriliyoruz. Basarabildigimiz ise sadece içimizdeki kelebekleri öldürmek ve çurumelerine seyirci kalmaktan ibaret ... Dizginlerini koparmış atlılar gibi uçuruma koşturuşumuzun farkında bile değiliz. Kendimizi bulmak istediğimizde bunu başlatmak için her adım atisimizda anormal ve sapıtmiş insan muamelesi ile karşılaşmak bütün oyunlara seyirci kalmak ne büyük acı ! Kendini bilmekle kendini hiç tanımamak arasında kalmak kadar acı veren hiçbir şey yok. Ama kırılacak sonunda tohum, düşecek toprağa .
Sayfa 95 - Aşk Cephesi Bahadır yenişehirlioğluKitabı okudu
258 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Arthur C. Clarke Öykü Derlemesi: Tanrının Dokuz Milyar Adı
“Yeterince gelişmiş teknoloji, sihirden ayırt edilemez.” -
Arthur C. Clarke
Arthur C. Clarke
Bilimkurgunun 3 büyüğünden biri olan 1917 doğumlu Arthur Charles Clarke en çok
Bir Uzay Efsanesi
Bir Uzay Efsanesi
ve
Rama’yla Buluşma
Rama’yla Buluşma
serileri ile tanınsa da, kısa öyküleriyle de bu türde fark yaratmayı başarmış ve okurlar nezdinde kabul görmüştür. Sayısız başarılarından dolayı “Sir” unvanına da layık görülen
Tanrının Dokuz Milyar Adı
Tanrının Dokuz Milyar AdıArthur C. Clarke · Sarmal Yayınevi · 199828 okunma
250 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Rüştü Asyalı'nın o muhteşem sesiyle aklımıza kazınan "İstemem, eksik olsun!" tiradını yıllardır dinlerim ancak Cyrano'nun öyküsünü okumak bir türlü nasip olmamıştı. Tiyatro eserlerini okumaya başlamakta genellikle zorlanırım ama başladıktan sonra akıp gider, bu kitapta ise akıcılık had safhadaydı, kitabı iki günde okuyup bitirdim. Kitaptaki "büyük burun", Cyrano'nun kendisine ters gelen her şeye bir şekilde dahil olup o terslik içinde rahat rahat yaşayan herkesin huzurunu kaçırmasını ve bu yüzden de toplumda dışlanmasını da simgeliyor sanki biraz. Aşk hikayesi ise tam bir fedakârlık örneği. Onun yaptığını kimse kolay kolay yapamaz bence. En azından rakibinin sahneden çekildiği yerlerde bir hareket yapmasını beklerken sevdiğinin sevdiği kişinin hatırasına dahi saygısızlık yapmaması "gerçekten" sevdiğini gösteriyor. Bu yücegönüllülüğün gerçek hayatta yeri var mıdır, sanmam. Keşke Roxane görmekte bu kadar gecikmeseydi. Şimdi tek isteğim şu salgının bitmesi ve Cyrano de Bergerac oyununu bir tiyatro sahnesinde izleyebilmek. Umarım nasip olur. Şimdilik filmiyle yetinmek durumundayım.
Cyrano de Bergerac
Cyrano de BergeracEdmond Rostand · Remzi Kitabevi · 20201,030 okunma
Reklam
98 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.