Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Herkes ortaya konuşup toplu bir sohbeti sürdürürken sağ yanımda ilerleyen Pelda'nın biraz yavaşlayıp arkamızdan gelen Uraz'ın yanına denk gelmeye çalıştığını fark ettim. Başardı da. Nisan, ben ve Eren yan yana yürüyorduk, Alpin ve Batıhan önümüzdelerdi ve artık Pelda da Uraz'ın yanında arkamızdan geliyordu... "Sakin ol." diye fısıldadı Nisan, "Ben şimdi hallederim." Nisan tam arkaya yöneliyordu ki onu kolundan tuttum. "Ne oldu Kumruş?" diye sordu şaşkınlıkla. "Müdahale edecektim." ''Etme." dedim, "Boşver." "Emin misin?" "Eminim Nisan, boş ver. Herkesin hikayesi başka..." "Yapma böyle," diye hayıflandı Nisan, "Her zaman iyi olmak zorunda değilsin. Bir kere de bencil ol. Ayrıldınız filan tamam anlıyorum ama daha yeni ayrıldınız. Bu görüntü seni üzer, beni de üzerdi. Bırak müdahale edeyim." ''Hayır," dedim, "Üzmüyor, gerçekten. Boşver." "Gerçekten üzmüyor mu?" diye sordu, "Eğer öyleyse durum ciddi... Sen ciddi ciddi vaz mı geçiyorsun şimdi?"
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Reklam
"Bunu..." dedim, "Bunu polise anlattın mı? Haber verdin mi?" Telaştan ne yapacağımı bilemez bir haldeydim, "Ağabeyine söyledin mi!?" Uraz omuz silkti ve bana gülümseyip içimdeki endişeyi almaya çalıştı. "Sakin ol," dedi, "Bunları seni endişelendirmek için anlatmadım. Ağabeyime anlatacağım. Biz burada yokken kendini koruması gerektiğini bilmesi için. Sana anlatma sebebimi ise söyledim, senden gizlemek istemedim. Endişelenecek hiçbir şey yok. Polisin haberi var. Merak etme, tamam mı?" "Nasıl merak etmem!" dedim korkuyla "Adam basbaya tehdit etmiş seni!" "Kumru.." dedi Uraz elleriyle bileklerimi tutarken, "Merak etme." dedi bir kez daha, "Hiçbir şey olmayacak. Söz veriyorum lütfen beni sana anlattığıma pişman etme. Endişelendirmek için anlatmadım."
39’luk Esmerim
(Müzik sesleri yine tüm apartmana yayılmış.) -Geldim bekle! -Benim ben! (Kapı açılır.) -Biliyoruz herhalde “benim ben” diyor ya, geç hadi hocam bey. -Bütün gün bu anı bekliyorum. -Hm. Hangi anı? -Evime geldiğim anı yavrum? -Bak sen. Gelişme kaydedilmiş Tolga Bey? Evimler falan filan. -Ee bebeğim öyle davran, evinde hisset kendini, yoksa uyurken
222 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yaşam(ama) Bilgeliği
Anladığım kadarıyla yaşam bilgeliğinin altın kuralları şöyleymiş: (Hafiften kızgın yorumlarımı sonda yazdım) 1. En popüler olmuş öğüt: Hayatta mutlu olmayı hedefleme; en az mutsuz nasıl olurum veya en az nasıl acı çekerim bunun yollarını ara. 2. Kreşten çıkan oğlunun haleti ruhiyesini anlamak için nasıl geçti günün deme, bugün seni mutsuz eden
Yaşam Bilgeliği Üzerine Aforizmalar
Yaşam Bilgeliği Üzerine AforizmalarArthur Schopenhauer · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20197bin okunma
392 syf.
3/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Fantastik ya da başka kültüre ait kitaplar yazan vasat yazarların çoğunun tutulduğu bir hastalık var. Adı da "Araştırdığım bütün yabancı kelimeleri ve karakterlerin yüzde yetmişini size ilk beş sayfada öğretip her şeyi karman çorman edeceğim. Kitaptan tiksinip okumak için kendinizle savaşacaksınız." Hele bir de bu kitaptaki gibi
Turnanın Soyu
Turnanın SoyuJoan He · İthaki Yayınları · 202367 okunma
Reklam
Paravan yukanda derken sesim öyle kısıktı ki duyup duymadığından bile emin değildim. Külotunu çıkar. Demek ki duymuş. Ya sana çoktan çıkardığımı söylersem? Ben insanların arasındayım Bayan Fairchild. Bana işkence etme. Asıl sen bana işkence ediyorsun diyerek öfkelendim Tamam. Şimdi külottan tamamen kurtul. Eteğimi kaldınp külotu
Sayfa 34
Gözleri ağlamaktan şişmiş insana menemen yer misin diye de sorulmaz ki
«Sakin ol Mara. Şimdi tamam oldu işte artık bu iş. Oturup kahvaltı da edebiliriz bu olanlardan sonra.» Çabucak giyinip biraz jambonla yumurta almaya çıktım. «Hey Tanrım, bir türlü anlayamıyorum nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun,» dedi ağzında bir sigarayla masaya oturup benim kahvaltı hazırlayışımı seyrederek. «Hiç mi duyarlılığın yok senin?»
Sayfa 213 - Telos YayıncılıkKitabı okuyor
Biraz uzun ama çok komik
(...) "Dur, kıpırdatma. Allah aşkına nasıl yaptın bunu!" Ayağa kalktı, hızla banyoya gitti, birkaç saniye ardından elinde sargı bezi ve birkaç şeyle döndüğünde acıdan elimin titreyişi iki katına çıkmıştı. "Tamam, tamam, dur... Sakin ol..." Sinirlerim öyle bozulmuştu ki gözümden birkaç damla yaş akıp elime damladı "Heh, bir de ağla. Aferin." Söylene söylene elimi sargı beziyle satarken onun da ellerinin titrediğini fark ettim. Başımı kaldırdım, burnumu çeke çeke, ağlaya ağlaya konuştum. "Senin neden ellerin titriyor!" "Ben de bilmiyorum. Kendi elimi kessem bu kadar kötü olmazdım." Titreyen elleriyle titreyen elimi sardıktan sonra endişeyle yüzüme baktı. "Anlaşıldı. Seni asla mutfağa sokmayacağız sulu göz." Gözyaşlarımın arasından gülerek ona sarmak için öne atıldım, tam o an ona sarılmak için dizimi yere dayadığımda lanet olası dizim lanet olası cam parçalarının üzerine geldi! Orada olduklarını tamamen unutmuştum, küçük bir çığlık koyverdim. "Ah! Bacağım!" İzmir! Ne yapıyorsun sen!" "AH!" (...) "Kafayı yiyeceğim şimdi! Kendini öldürmeye mi çalışıyorsun!"(...)
Sayfa 228 - Indigo yayın eviKitabı okudu
Yumurtalık olayı
"İtoğluiti bıraktılar dışarı. Bütün komünistleri saldılar ortalığa, bütün şeyleri... Git bana buranın sahibini çağır!" Garson çekildi. Adam ayağa kalktı, Yavuz'un masasından duyulacak biçimde bağırmaya başladı: "Bu komünistin ne işi var lan burada? Niye soktunuz bunu benim olduğum yere? Bu aktör filan değil lan, vatan
Sayfa 182Kitabı okudu
326 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.