Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
‘’Başka bir mesajı yoksa kimsenin sırtına binmeye kalkışmasın! Bu millet eşek değildir. Bunu böylece söyle! Biz ona farklı muamele yapıp, arkadaş diye gözetiyoruz. Bunlara bakıp kendisini şişirmesin; Büyük Millet Meclisi’nde kendisi gibi dört yüz mebus var. O da bunların içinde sadece İsmet İnönü’dür. Bunu böyle bilsin! Salih Bozok, ‘’Emredersiniz Paşam’’ diye Atatürk’ün yanından ayrılırken belki de en zor görevini almanın sorumluluğunun tedirginliği içerisindeydi.’’
#19mayıs1919🇹🇷 Salih Bozok: “Çoğu şehit olmuş efendim...” -Mustafa Kemal, endişeyle sordu: “Nazım?” -Bozok, gözyaşlarını tutamadı... -İsmet Paşa: “Bu kuşak.Vatandan başka sevgili bilmemiştir.” dedi. Gözlerinden yaş geldi...
Reklam
Şehit Miralay Nazım Bey'in Anısına...
Fikriye sessizce içeri girdi, bekledi. "-Bir şey mi var Fikriye?" Fikriye'nin yüzünden bütün kanı çekilmiş gibiydi: "-Evet Paşam, kötü bir haber var. Salih Bey üzülürsünüz diye söylemeye cesaret edemiyor." "-Nerde o?" "-Kapıda." M. Kemal Paşa, "-Salih, gel!" diye seslendi. Salih Bozok içeri
Sayfa 180Kitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk
Bir akşam kendisine nazı geçenlerden biri: “Düşünmelisiniz ki,eğer ölürseniz,heykelinizi paramparça ederler.Yaptıklarınızın hiçbiri ayakta kalmaz.Çok yaşamaya bakmalısınız.”dedi.Ben de sofrada idim.Güldü işte o zaman bize gönlünün sırrını açtı:”Unutmayınız ki Mustafa Kemal’ler yirmi yaşındadır.”dedi. -Salih Bozok
13 Eylül 1911 'd e Mustafa Kemal, İstanbul'da Genelkurmayın 1 . Şubesine atandı. Selanik'teki arkadaşı Salih'e ( Bozok) yazdığı mektupta şikayetlerini dile getiriyordu, "Başka hiç kimse bir kelime sormadı. . . Herkes birbirinden korkuyor. Abdülhamit devrinde olduğu gibi! Orduyu, memleketi kurtarmak için çok fedakarane çalışmak lazım . . . İstanbul muhiti pek mülevves (pis ) , herkes menfaat-ı zatiyesinden (kişisel çıkarından) başka bir şey düşünmüyor."
Zavallı annem bütün millet için ülkü olan İzmir'in kutsal topraklarına bedenini vermiş bulunuyor. Arkadaşlar, ölüm, yaratılışın en doğal bir kanunudur. Fakat böyle olmakla beraber bazen ne üzüntü verici görünüşler olur. Burada yatan annem, eziyetin, zorlamanın bütün milleti felaket uçurumuna götüren bir keyfi yönetimin kurbanı olmuştur.
Reklam
Kazım Paşa'nın ifadesine göre İsmet Paşa, bir kağıda Atatürk'e şunları yazmış: "Paşam bana şu anda dargın mısınız?" Atatürk de kendisine "Bizim aramızda dargınlık ne demektir? Daima arkadaşız" cevabını vermişler.
Sayfa 114Kitabı okudu
Paşanın konuk listesindeki zirve isim: Kılıç Ali
Altı buçuk yılda Köşk’e çıkan misafirlerin “hit listesi”nde 613 kayıtla Kılıç Ali –hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde– en üst sırayı alıyor. Onun hakkında daha söyleyeceklerimiz olacak. Mustafa Kemal’in özel konutunda en çok iade-i ziyarette bulunduğu şahsın da o olduğunu ekleyerek resmi tamamlayalım. Oysa en yakınındaki, en güvendiği kişilerden biri değildi o. Mustafa Kemal kendisinden on yaş kadar genç olan bu subayla ancak 1919’da, Sivas Kongresi’nde tanışmış ve onu hemen çok sevmişti. Ona sormadan, asıl ismi yerine Harp Okulu’na kaydolduğu İstanbul’un Kılıç Ali semtinin adını vermişti. Sivas’ta asıl adı Asaf’ı ayaküstü kaybeden otuz yaşlarının sonundaki şaşkın Kılıç Ali’ye şöyle demişti: “Malumdur ki, Hazret-i Ali’nin diğer adı da Kılıç’tır. Hem de Allah’ın keskin kılıcı.” Yol arkadaşlarına yeni isimler vererek onları simgesel olarak kendisine bağlamak alışkanlığı resmi soyadı kanunundan 10 yıl önceden başlamıştır. Konuk listelerinde Kılıç Ali’yi aynı yaşlarda, uzaktan akraba iki Selânikli okul arkadaşı izler: Nuri (Conker) ve Salih (Bozok). Nuri karşımıza Sirenayka’da rütbece küçük silah arkadaşı olarak çıkmıştı. Resmî misafir listesinde yaşıtı olan okul arkadaşlarından üçüncüsü Fuad’ın (Bulca) ismine ise o sıklıkla rastlanmaz.
Hayat kısadır. Bunu kutlama ve taçlandırma için, insanların genellikle makul gördükleri vasıta evliliktir. Bu umumî kurala uymayanlar, pek sınırlı ve müstesnadırlar. Bu istisnaları oluşturanlar da, esas kuralın fenalığından değil ve fakat tersine bu güzel kurala inanmadan kendilerini meneden sebeplerin mahkûmu olduklarından, belki evlenmiş olmaktan korktuklarından fazla bedbaht olanlardır. İnkâr edilmez bir gerçektir ki insanlar, hayat, kadınsız olamaz. Evli olanlar, hayatın vazgeçilmezini temin etmiş ve bütün düşünce ve isteklerini bir maksat, bir meslek, bir amaca yöneltmiş olur. Ancak talih, eşlerin ruh ve kalplerini iyi geçindirsin! 1914 (Salih Bozok-Cemil S.Bozok, Hep Atatürk’ün Yanında, s. 172)
Atatürk ve Harakiri
Atatürk'ün ölümünden birkaç dakika sonra odaya dalan arkadaşı Salih Bozok onun cansız bedenini görünce tekrar dışarı çıktı ve tabancasını çekip kendini göğsünden vurdu. Kurşun kalbini sıyırıp geçti ve Bozok 1941 yılına dek yaşamını sürdürdü. Cumhurbaşkanlığı sekreteryasında çalışan Haldun Derin alaycı bir ifadeyle "Mutat zevat'tan harakiriye başkaca iltifat eden olmadı." diye yazdı.
Sayfa 599 - Remzi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İADE EDİLEN ALTINLAR Gazi Mustafa Kemal, ilk kez Yıldırım Ordusu komutanlığı'na atandığı sırada, kendisine Mareşal Falkenhein tarafından gönderilen altın sandıklarını derhal iade etmişti. Falkenhein'a talimatı iletmek üzere yaverleri Cevat Abbas ve Salih Bozok'u görevlendirir.. Konunun biraz öncesine bakarsak: Türk ordusuna komutanlık yapan
Mustafa Kemal Paşa, Salih Bozok'u çağırdı: "Salih.." dedi, "..kardeşimden mektup geldi. Paraları bitmiş. Şu notun gizlice anneme ulaşmasını sağla." "Başüstüne." Not çok kısaydı:"Bankadaki parayı harcayın.Yetişmezse evdeki halıları satın."
Sayfa 245 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Geri173
1.108 öğeden 1.096 ile 1.108 arasındakiler gösteriliyor.