Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne yapmalıyız?
Uzunca bir zamandır emperyalizm, Siyonizm ve işbirlikçilik şeytan üçgeni içinde sömürü ve zillete mahkûm edilen ümmetin içinde bulunduğu durumu gerçek boyutlarıyla kavramak ve çıkış yolunu ortaya koymak İslam adına sarf edilen pek çok çabanın ortak paydasını teşkil etmiştir. Ne var ki tüm samimi ve içtenlikli gayretlere rağmen, bu çabaların pek çoğu gerek fikri ve siyasi yetersizlik gerekse de devralınan bularak tarihsel mirasın aşılamaması nedeniyle başardı olamamış, sebepler yerine sonuçlar üzerinde yoğunlaşılmış ve bunun neticesinde de çözümsüzlüklerle karşılaşılmıştır. Seyyid Kutub'u geleneksel İslamcı ya da ıslahatçı arayışlardan farklı kılan tam da burasıdır. O ümmetin iç içe bulunduğu hastalığın geçici, yüzeysel birtakım tedavilerle giderilmesinin mümkün olmadığını, hastalığın bünyenin derinlerine nüfuz etmiş bulunduğunu, bünyenin tekrar sağlığına kavuşması için ciddi bir operasyon gerektiğini görmüştür. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin sürdürdüğü zulme karşı sarsılmaz bir öfke ve dirençle dopdolu olma vurgusu yanında, karşılaşılan bu zulmün asıl besleyicisinin tevarüs yoluyla bünyede yaşatılan geleneksel cahiliye olduğunun altını çizmiştir. Kısacası "ümmetin ümmet olma bilincini yitirmesi"ni meselenin temeline koyarak, sorunun doğru biçimde tanımlanmasına büyük bir katkıda bulunmuştur." Seyyid Kutub, Gerçek sosyal adaletin ancak İslam ile mümkün olduğunu haykırmıştır.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
İnanç yoksa ibadet de yoktur. İnanç var da ibadet yoksa, o iman ya zayıftır, ya yetersizdir, ya samimi değidir ya sağlam değildir, ya da hiç yoktur. Çünkü inanan inandığının gereğini yapar.
Sayfa 22 - Kutup Yıldızı Yayınları, 1. Baskı, Ağustos 2007Kitabı okudu
Reklam
Acziyet, zayıflık ve yetersizlik hisleri samimi ve güçlü bir tevekküle zemin sağlar. Böyle bir tevekkül de kendisine güvenilen kapının insanı boş cevirmemesiyle sonuçlanır. Tevekkule ermiş kişi, kendisine hücum eden musibetlerle karşılaştığında Allah'a dayanır ve ferahlar.
Toplumsal davranışın en temel saiklerinden biri, ilgi gösteren öteki ile samimi ilişkiler kurma arzusudur. Olgun biçimiyle samimiyet, pek çok kişinin başarmakta zorlandığı bir durum olarak karşımıza çıkar. Başkaları tarafından arzu edilmek, beğenilmek ve anlaşılmak hayatımızı iyi bir biçimde yaşadığımız duygusunu sağlar bize. Diğerlerinde ilgi uyandırmamak, kişide özgüven kaybı, yetersizlik, çöküntü ve yalnızlık hissine yol açar. Bu kimileyin tahripkar dürtülere de dönüşebilir.
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Reklam
_Medeni dünyamız, şövalyelerle, askerlerle, avukatlarla, rahiplerle, filozoflarla ve daha bilmediğim başkalarıyla karşılaştığınız büyük bir maskeli balodan başka nedir ki? Fakat göründükleri kişiler değillerdir bunlar; sadece birer maske ve kural olarak da onun arkasında daima servet avcılarıyla karşılaşırsınız. Örneğin birisi hukuk maskesini
Hatalı Telafi Davranışları
Ne zaman hislerini anlatsa utandırılmış olan çocukların, travma tepkisi göstererek duygularının üzerini örttükleri, ilerleyen yıllarda bazı örüntüleri benimsedikleri görülebilir. Zira bu kimseler, gayet insani olan duygulanı göstermenin ne denli yanlış olduğu kanaatiyle büyütülmüşlerdir. Anlaşılmamanın verdiği boşluğu doldurmak için kullanılan,
Manastır yürüyen birliklerin tozları ve gürültüsü ile silahların gümbürtüsüyle sarsılıyordu. Yunanistan Girit'i ele geçirmişti. Türkiye savaş ilan etti ve askeri birlikler cepheye koştular. Gün büyük zorlukların ve mücadelelerin yaşandığı, savaşlar ve savaş söylentilerinin her yana yayıldığı günlerdi. Osmanlı İmparatorluğu son nefesini vermek
Manastır yürüyen birliklerin tozları ve gürültüsü ile silahların gümbürtüsüyle sarsılıyordu. Yunanistan Girit'i ele geçirmişti. Türkiye savaş ilan etti ve askeri birlikler cepheye koştular. Gün büyük zorlukların ve mücadelelerin yaşandığı, savaşlar ve savaş söylentilerinin her yana yayıldığı günlerdi. Osmanlı İmparatorluğu son nefesini vermek
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.