Ellerinde kir pas, dillerinde Nas!
Proletarya yani İşçi Sınıfı, üretim araçları üzerinde hiçbir mülkiyeti bulunmayan yalnızca işgücünü satarak yaşamını sürdürebilen Modern bir Sınıftır. Modernden kasıt Kapitalizmdir. Kapitalist üretim biçiminde dolaysızca görev alan iki kesim insan vardır: Kapitalistler ve Proletarya. Modern üretimde dolaysızca yer alan insan kümelerine “Sınıf”
Dünya klasikleri listesi (İş bankası kültür yayınları)
1) Jane Austen -
Gurur ve Önyargı
Gurur ve Önyargı
2) Novalis -
Geceye Övgüler
Geceye Övgüler
3) Oscar Wilde -
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
4) Hans Christian Andersen -
Seçme Masallar
Seçme Masallar
5) Anonim -
Kerem ile Aslı
Kerem ile Aslı
6) Henry James -
Reklam
A’ları, B’leri, C’leri eksiltmek, imzalamak, haykırmak, küfretmek, mutlak ve reddedilemez bir açlıkla metin düzenlemek, daha iyi olmadığını kanıtlamak ve aynı yoldan bunu sürdürerek yazının doruk noktasına Tanrı’nın en son görüntüsünü ispatlayarlığı gibi gitmek zorundasın. Onun varoluşu zaten akordeon, manzara ve yumuşak sözcüklerle kanıtlanmıştı. Birinin kendi A.B.C’sini dayatması doğaldır –ve bu nedenle de üzücü. Herkes bunu saydamblöf -madonna ya da finansal sistem veya farmasotik hazırlığı formunda, çoşkulu ve verimsiz ilkbahara davet olarak çıplak ayakla yapar. Yenilik sevdası; saf bir vurdumduymazlığı, sebepsiz, geçici, pozitif bir işareti kanıtlayan kafiyesiz ve nedensiz bir haçtır.
her burjuva biraz oyun yazarıdır
İyi ve kötü şeklinde mutlak ahlâki değerler temelinde ku­rulmuş bir toplum , “bütünün genel ekonomisini” kavramada ba­şarısızlığa uğrar. Bunun yanı sıra, Nietzsche’nin modern Alman devletinde gözlemlediği gibi, araçsal ve faydacı değerler temelinde yükselen, iktidar-güç politikasıyla yönetilen ve bir “para- ekonomisi” ile idare edilen bir toplum da, doğru dürüst bir kültür anlayışına ulaşmada başarısız olacaktır. Nietzsche’nin sözünü et­tiği ve değer verdiği “sanatın”, bir halkı veya topluluğu bir araya toplayan ve onlara varoluşlarının “hakikat”ini açıklayan kamusal sanat, yani Yunan trajik draması g|bi bir sanat olduğunu kavramak önemlidir. Dolayısıyla, bu anlam da sanatın tattırdığı deneyimin po­litik olduğu söylenebilir. Pek çok şey, “politik” sözcüğünü nasıl anladığımıza bağlıdır.
🟥 "Sanat nedir" - Lev Tolstoy Əslində müəllif bu kitabında həqiqətən yaxşı məsələni gündəmə gətirir: "Nəyə sənət deyə bilərik?" Xüsusilə son dövrlərdə sənət anlayışı daha böyük bir anlayış halına gəlib və beləliklə sənəti qeyri-sənətdən ayırmaq müşkülə çevrilib. 🟧 "Sessiz bir ölüm" - Simone de Beauvoir Bioqrafik izlər
(demokrasinin) hürriyet imkanı sağlamasından dolayı en güzel rejim olduğuna inanan montesquieu, bununla beraber şunu ikrar etmektedir: 'insanlık için en zayıf düzendir, çünkü beşere dayanmaktadır. insan ise, mutlak özgürlüğü elde ettiğinde belki bunu kötüye kullanabilecektir.' bu zat bu hususta doğru söylemiştir. özgürlükleri ve ilkeleri rabbani kurallarla belirlenmediği zaman nasıl arzu ediyorlarsa o yöne yönlendirirler. bu özgürlüğü ve demokrasiyi daha önce de gördüğün gibi baskıda, zulümde, halklar üzerinde otorite kurmada ve bazen de terörle savaş adı altında kaynaklarını yağmalamada kullandılar. aynı şekilde kadının özgürlüğü, yarışmalar ve sanat adı altında ahlaksızlığı, zinayı, müstehcenliği yaymada kullandılar. düşünce özgürlüğü, kültür ve edebiyat adı altında da küfrü ve dinsizliği yaymada kullandılar...
Sayfa 97
Reklam
316 öğeden 111 ile 120 arasındakiler gösteriliyor.