Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
“Ölü olmadıkları halde, yaşamaz onlar.” Diyor kitabında
Erich Scheurmann
Erich Scheurmann
Göğü Delen Adam
Göğü Delen Adam
Sözcüğü sözcüğüne çevrilirse Papalagi anlamına gelmektedir. Papalagi bize Avrupa’yı anlatmakta olan kitapta kabile yaşamı ile aradaki farkları görmekteyiz. Günümüzünde birçok konusunu anımsayacabileceğimiz bizi düşündüren, birçok hissi bizlere tattıran bir eser.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
Harem, en çok da Batı'nın fantazilerini kamçılamış..
Sanat galerilerinde dolaştığımı hatırlıyorum, on dokuzuncu yüzyıl yapıdan: o zamanlar haremlere duydukları takıntı. Düzinelerce harem resimleri; başlarında türbanlar ya da kadife şapkalar bulunan, tavus kuşu tüyleriyle yelpazelenen, divanlar üstünde sere serpe yatan şişko kadınlar, arka planda nöbet tutan bir harem ağası. Hareketsiz bedenler üzerine çalışmalar, orada hiç bulunmamış erkeklerin yaptığı resimler. Bu resimlerin erotik oldukları düşünülüyordu, ben de öyle düşünüyordum, o zaman, ama şimdi gerçekten ne üzerine olduklarını anlıyorum. Canlılık yoksunluğu üstüneydiler; bekleme üstüne, kullanılmayan nesneler üstüne. Can sıkıntısı üstüneydiler.
Reklam
130 syf.
8/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
“Sözcüklerin hiçbir şey ifade etmediğini düşünen birçok kişi, özellikle birçok yoldaşımız var. Tam tersine bir şeyi söylemek, en az resmetmek kadar zor ve ilginç değil mi?” Kulağını kestiği için deli olduğu söylenen, kiminin sevecen arkadaş canlısı diye söz ederken, kimilerinin de tuhaf, acayip yaratık diye bahsettiği, ölen kardeşinin ismini taşıyan, ayinlere katılmak için babasının kilisesine giderken üzerinde "kendi" adının yazılı olduğu mezar taşının önünden geçen Vincent Van Gogh. Van Gogh dindar bir kimseyken hayatının sonlarına doğru ressam olmuştur. Kliniğe yatırılan ressam orada tedavi görmüş ve kardeşi Theo'nun destekleriyle hayatta kalmıştır. Vincent, Theo'yu ikinci kişiliği olarak görmeye başlamıştı. Kardeşine mektuplar yazdı.Bu mektupları sadakatle biriktirdi. Sık sık yer değiştirdiği için kaybolan mektuplar oldu. Günümüze ulaşanlar ölümünden sonra kitap haline getirildi. Gogh aşk hayatında da mutlu olamadı. Terk edildi, terk etti. "Değişiklik olsun diye bir kadınla birlikte olmak isterdim, aşksız, kadınsız yaşayamam." Van Gogh'un burjuva rüyası olarak nitelenebilecek yuva ve ev hayalleri hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmedi. İlk aşkı Ursula Loyer bir başkasıyla evlendi. Van Gogh'un eserlerinin de olduğu bu renkli kitabı okuması çok zevkli. Sanatsever biriyseniz kesinlikle beğeneceksiniz. İyi okumalar.
Van Gogh
Van GoghKolektif · Yapı Kredi Yayınları · 2010271 okunma
Ne için vardır, sanat? Kimin ihtiyacı vardır ona? Sanata ihtiyaç duymak diye bir şey olabilir mi?
104 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Bazı kitaplar tekrar tekrar okunmalı ve anlanmalı. Her zaman üzerinde düşündüğüm şeylerin neliği her okuduğumda farklı bir platon diyaloğuna denk geliyorum. Bir olgunun ne olduğu ve onu o yapan gerçekliğin nereden geldiği benim zihnimi ve düşünme şeklimi yaratan sürekli soru sorma ve sorulara cevap vererek bilmediğim şeylerin cevaplarını bile
Euthyphron
EuthyphronPlaton (Eflatun) · Kabalcı Yayınevi · 2011835 okunma
Tempus Fugit Aeternitas Manet Deyişi
Tempus fugit, Latince bir deyiştir. Anlamı ‘Zaman Uçar’ demektir. Eski dönemlerde zamanın Tanrılara ait olduğu ve canlılara hem onların varlıklarını hatırlatmak hem de yaşamlarını güzel, doğru ve erdemli şeyler için harcamaları gerektiğini söylemek için kullanılırdı. Bir diğer yaygın kullanımı ise, takas, ticaret ve alacak-verecek ilişkilerinde tıpkı bizlerin çok kullandığı ‘sayılı zaman çabuk geçer’ anlamıydı. Deyişe sanat felsefesi açısından bakıldığında farklı bir anlam kazanır. Zaman uçar, zaman uçtuğu için kalıcı, hatırlanabilir eserler vermek gerekmektedir. Burada da Tempus Fugit Aeternitas Manet deyişi karşımıza çıkar. Türkçe anlamı ‘Zaman uçar, sonsuzluk kalıcıdır’ demektir. Kalıcı olan sonsuzlukta ve bu evinimde pay edinebilmek için kalıcı eserler vermek gerekir. Bunlar kimi zaman mimari yapılar, kimi zaman güçlü felsefik teoriler, kimi zaman kurulan imparatorluklar kimi zaman da etkileyici kitaplar, resimler olmuştur. Bu eserler bir nevi zaman kavramını altüst edip bizi geçmişe  götürdüğü gibi geleceğe de götürür, sonsuzluktan bir nefes aldırır.
Reklam
168 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
“Seçkin bir okur kitlesinin” edebiyat anlayışına göre “popüler kültür” olarak fişlenip burun kıvrılan, karanlık alana dahil “fantastik, gotik, polisiye, bilim kurgu” türündeki eserleri, diğer edebi eserlerden daha az değerli gibi kestirmeci bir tavırla dışlamak, çağının toplumsal duruş ve ruhunu da bir nevi, yok saymaktır. (Elbette, türün kendi
Beyaz Yılanın İni
Beyaz Yılanın İniBram Stoker · Altıkırkbeş Yayınları · 201927 okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
·
26 saatte okudu
Uzun zaman sonra öykü okudum ve öykülere yeterince doydum
Incelemeyi yazarken okuma listemde olan bu kitabı öne almamı sağlayan @avsar_kizi38 ve https://1000kitap.com/Rodyanikov'e teşekkür ederek başlıyorum Bu kitap Tolstoy’u bize yansıtan aynacıklardan ve yüreğinden çektiği damlacıklardan oluşmaktadır. Bu sebeple anlatılan hikâyelerdeki kahra­manlar her ne kadar farklı görünseler de gerçekte Tolstoy’dan başkası değildir.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanLev Tolstoy · Kaknüs Yayınları · 20201,215 okunma
Çoğumuz için, çoğu zaman iletişim sözcüklerden fazlasına bağlıdır.
Sayfa 86 - Sel Yayınları
Yılmaz Güney'in sanat anlayışı
Yılmaz’ın sanatı politika ile nasıl iç içe gördüğünü kendinden dinlersek: “... Benim anladığım sanat, sınıf mücadelesinin en etkili ve en ihmal edilmez silahlarından birisidir. Ve emperyalizme, tefeci bezirgan, toprak ağası, gerici ortaklarına, revizyonistlere, oportünistlere, sözde marksist şovenlere, burjuva ve küçük burjuva milliyetçiliğine, her türlü gerici kültür, siyaset ve ideolojilere karşı acımasız savaş verir. Bize düşen tarihi görev: Halkımızın ve dünya halklarının; maddi, manevi esaretlerinin temel nedeni olan ve dünya halklarının gelişmelerini hayatın her alanında engelleyen emperyalizm ve burjuva uşaklarının, feodal kalıntıların, ekonomik, ideolojik, toplumsal, siyasal ve kültürel bütün gerici kuramlarına karşı uzlaşmaz bir savaş vererek; pençelerinden, boyunduruklarından kurtulmaktır. İşte ben bunun için yazıyor, bunun için sanat yapıyorum. Ve bu nedenle de halkın sanatçısı halkın savaşçısıdır, diyorum. Gerçek devrimci sanatçı, memleketinin politik ekonomik durumlarıyla yakından ilgilidir. Kendisini bunun dışında gördüğü an, sanatçı niteliğini yitirir. Bir sanatçı eylemin dışında olduğu zaman, eski devirlerin sanatçısı olur. Yazar, bozar. O kadar!”
Sayfa 168 - Dönüşüm Yayınları
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.