Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Satır arası
Efendim herkese merhabalar.
Bu hafta John Boyne’un Çizgili Pijamaları kitabını ele alıyor olacağız. Sıradan devam ediyoruz. Sizin verdiğiniz yorumlarla güzel bir listemiz oluştu. Bu listenin içinden sırasıyla devam etmeye çalışıyoruz.
Bu hafta ele alacağımız kitabı bir farklılık yaparak sondan başlayarak devam edeceğiz çünkü bazı kitaplar var ki
Küller Şehri ~ Cassandra Clare
.
İlk kitapta Clary Fray ile başlamıştık. Bir cinayete tanık olduğunda hayatı değişmişti. Gölge Avcıları ile tanışması ve annesinin sakladıklarında hayatının yeni bir döneminin kilidi açılmıştı. İblisler, gölge avcıları, periler, kurtadamlar ve vampirlerle dolu bir dünya…
İlk kitapta öğrendiğimiz gerçekle beraber
İçinde olduğumuz duygulardan bahsedemiyor olmanın yarattığı sıkışıklığı, bir denge aramanın, bulamamanın verdiği yorgunluğu fazlasıyla hissettiren bir kitap. Depresyon, yoğun bir zihin ve yorgun bir ruh. Toplumdaki yanlış kanı, hissettiklerimizle ilgili insanları ikna etmemiz gerektiği.
(spoiler değil ama olabilir de)
Martha’nın tüm bu denge arayışında Patrick’in ona sabreden bir eş olarak görülmesi o kadar üzdü ki, gidip sarılmak istedim.
Yalnızlık.. Hislerimizle ilgili insanları ikna etmek zorunda olduğumuzu düşünüp kendi içimizde halletmeye çalışmak, halledemedikçe yalnızlaşmak. Düşünce ve duygu akışının çok yerinde olduğunu düşünüyorum. Birkaç dakika önce kitabı bitirdim ve ben de o depodayım sanki.
Sebebini anlayamadığım şekilde kitabın akışından koptuğum zamanlar oldu, bu anlamda zayıf buldum.
·
Puan vermedi
Birte Müller’in down sendromlu oğlu Willi’den yola çıkarak kaleme aldığı, konusu ve farklı anlatımıyla çok sevdiğim kitaplardan biri Gezegen Willi. Öyle ki Willi, başka bir gezegenden... Annesi hamileyken bebeğinin başka bir gezegenden olduğunu bilmiyordu, haliyle Willi doğduğunda annesiyle babası başta bu duruma üzülüyor biraz. Çünkü diğer tüm bebeklerden farklı... Üstelik pek çok şeyi yapmakta da zorlanıyor, ama sonraları annesi babası Willi’nin herhangi bir şey yapmasına ya da bilmesine gerek olmadığını fark ediyor. Willi için başka bir gezegenden buraya adapte olmak oldukça zor ne de olsa. Mesela kendi başına yemek yemeği çok sonraları öğreniyor, iletişim kurmakta ve konuşmakta zorlanıyor. Tabii bir de onun geldiği gezegende sarılmak ve öpmek çok normal olsa da yaşadığı gezegende bu konuda biraz yadırganabiliyor. Ama bunların aksine müziğe, hayvanlara, araçlara bayılıyor! Tamam belki hayvanları sevme konusunda ileri gidip ineklerin burnunu yalamaya kadar gidebiliyor ama o bu hayatı çok seviyor. :) Ginko Çocuk’tan harika bir kitap.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, Elizabeth Zott'a bayıldım.Tam da ihtiyacımız olan kadın karakter.Asla pes etmeyen,doğrularını savunmaktan vazgeçmeyen ve her şeyiyle sadece kendisi olabilen bir kadın.Elizabeth'i iyi ki tanımışım.Kitapta bazı yerlerde aşırı sinirlendim çünkü toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunu yazar tüm gerçekliğiyle işlemeyi başarmış.Bu eşitsizlikte haliyle insanı sinirlendiriyor.Bazı yerlerde Elizabeth'e sarılmak istedim.Kitaba gelecek olursak okumak isteyen herkese gönül rahatlığıyla tavsiye ederim kitabı.Beni bazen güldüren bazen ağlatan bazen şaşırtan bazen de sinirlendiren inanılmaz bi kitaptı.Sonsuza dek en sevdiğim kitap olarak kalacağına şüphem yok.
400 syf.
10/10 puan verdi
Son bir yılın en iyi kitabıyla geldim.
5/5
Joan yarı insan yarı canavar olan biri. Yaz tatillerinde büyükannesinin evine geliyor ve bu yaz orda bulunan köşklerin birinde gönüllü olarak çalışıyor. Bu sırada da gönlünü Nick'e kaptırıyor. Nick, bir kahraman ve görevi canavarları öldürmek. İkisinin sonu belliyken buna karşı ikiside uzun zaman boyunca mücadele ediyor.
Kurgu, o kadar iyiydi ki. Kitap, konu, kurgu, karakterler tamamen yazara özgü. Orda bulunan en küçük bir olayın bile yazarın zihnine ait olduğu o kadar belli ki.
Kurguyu okurken çoğu kez duraksamaya ihtiyaç duydum çünkü uzun zamandır bu kadar farklı bir kurgu okumadığım için olay akışını takip etmem benim için zor oldu. Hayır, anlamadığımdan değil tam tersi anladığımdan ve bana yaşattığı o duygulardan
Kurguda iki erkek karakter var ve Aaron Ana erkek karakter sanırım ama benim favorim en başta olduğu gibi Nick. Nicki o kadar iyi hissettim ve onun için gözlerim o kadar çok doldu ki... Onu alıp kocaman sarılmak istiyorum. Biz bunları hak etmedik.
Tekrar kurgunun mükemmelliğinden bahsetmek istiyorum. Böyle bir şey Yok. Bu, bu cidden alışılmışın dışında. Uzun zaman sonra beni hem şaşırtan hem de duygulandıran bir kitap oldu. Her zaman iyiki okudum, diyeceğim türden
Her yaş kategorisine uygun. Rsye gireceklere, farklı konuda kitap okumak isteyenlere ve duyguları hissetmeye ihtiyaç duyan herkese öneririm.
Ihsan Ayse ve Peyami bu karakterlerin hissetirdigi seyler cok guclu ihsanin ayseye ve aysenin izmire olan aski ve her seyiyle peyami...
Aklimin almadigi guzelliklerle dolu ihsanin iradesi erkekligi gunumuz dunyasindan oturu cok ihtiyacımızin oldugu bir maskulenlik fikrimce zaten aysenin kadinligi halide edibin defalarca dile getirdigi yesil
Bir dolu dünya..!
Zeze'yi ifade etmek için nasıl bir söz dizisi kullanmalı diye düşünüyorum da içimizden biri o sanırım. Evimizdeki küçük, ansızın camı çerçeveyi indiren komşunun yaramaz oğlu, okulda öğretmene kök söktüren o öğrenci... Ama yine de kendini etrafındakilere sevdirmeyi bir şekilde başaran "şeytan tüyü var" denilen o çocuk...
Dışarıya
Arayışlar | Lou Andreas Salome, Kitap Yorumum, SPOILER İÇEREBİLİR.
Yazarın kendi yaşamından izler taşıyan, genel olarak Adine isimli bir ressam olan genç kadının Benno isimli bir doktora duyduğu sevginin yol açtığı duygu durumlarını anlatıyor Arayışlar.
Adine küçük yaşlarda başlıyor sanat dolu yaşamına, babası sayesinde. Küçüklük anılarında yaşadığı mutlu anlar, oyun oynarken eğlendiği saatleri değil de daha çok
"İçerdeki, derindeki bir yaranın adıdır Feride..."
Bu kitaba inceleme yazılmaz lakin birkaç naçizane cümle etmeden geçemem, zira benim en sevdiğim romandır Çalıkuşu. Arada bir özler, "benim yine Çalıkuşu'm geldi" der başı sonu fark etmeksizin okurum. Bu okumaları Feride'nin fondanları gibi tadını çıkara çıkara, hüzünse hüzün, kahkahaysa kahkaha, her bir cümlesinin lezzetini
