’’Türkler’in coğrafi sahası o kadar geniştir ki, Türkler için yalnız bir türlü coğrafi muhit gösterilemez. Türklerden henüz Sibirya’nın buzlu çöllerinde yaşayan Yakutlar bulunduğu gibi henüz Altaylarda yaşayan Barabenizler vardır. Bunların fevkinde Kara Kırgızlar, Kırgız Kazaklar, Başkurtlar, Karakalpaklar ve Türkmenler gelir. Bunlar henüz il hayatı yaşamaktadırlar. Bunların üstünde Tarancı’lar, Sart’lar, Kaşgar Türkleri, Şimal Türkleri, Özbekler ve Türkiye Türkleri gelir.’’
Son buzullar çekilip, Orta Asya'nın büyük bir kısmı kuruduktan sonra, tarihten evvelki devirlerin bizden en uzak asırlarında güney Sibirya ile bugün Kırgız stepleri adını taşıyan kıtalar ırmaklar, göllerle dolu gayet verimli sahalar oluşturuyordu. Burada müsait şartlar sayesinde Türkler medeniyetçe gelişerek gayet yoğun bir maden medeniyeti kurmuşlardı. Bu devirde bu sahada yaşayan Türkler aynı zamanda ziraatçi idiler. Ziraat ve madenciliğe dair sözler bütün Türk lehçelerinde aynıdır. Bu, Türklerin, dünyaya yayılmadan evvel bütün Türklerin aynı sahada yaşadıkları zaman dahi ziraatla uğraşmış, maden işlemesini bilmiş olduklarını ispat eder.... Bu devirdeki Türk medeniyetinin en önemli eserleri Kurganlardır.
Sayfa 325Kitabı okudu
Reklam
/ Eserlerinde göze çarpan sosyal yön, olay kişileriyle sosyal şartlar arasında çelişme ve çatışmadır!. / Bütün sosyal şartlara, kendi istek ve eğilimlerine göre yön vermeye çalışmalarıdır!. / İleriye, iyiye ve güzele bir akış vardır!. / İnsanla sosyal şartlar arasındaki çelişmeyi ve anlaşmazlığı belirtmek için çok başvurduğu yol, doğrudan doğruya olayların gerçekçi bir metotla hikayesidir!. / Eserleri çoğunlukla bu biçimde yazılmıştır!. /
Sayfa 13
Şu ilkeler çok önemli:Herkesin hayatı özeldir ve farklıdır. Aynı ilaç herkese fayda vermez. Bir olumsuz olayın tarihi, psikolojik, sosyal, fizyolojik binlerce nedeni olabilir. Aynı şartlar her zamanda veya yerde aynı sonuçları üretmez. Her durumun özel şartları her zaman farklıdır. En kötü şartlar bile her zaman birilerine fırsattır. Hayatın hâkimi Allah'tır ve hiç kimse hiçbir duruma mutlak surette daimi mahkûm değildir. Hayatta herkes eninde sonunda niyetinin ve çabasının karşılığını alır.
Sayfa 48 - Yediveren YayınlarıKitabı okudu
‘’ Türkiye’de ve dışarı Türklerde aşağı yukarı aynı zamanda doğan Türkçülük, eski çağların Türkçülüğü ile ölçülemeyecek kadar güç şartlar içinde gelişmeye mecburdur. Fakat, Tanzimat’tan sonra başlayan bu hareket o kadar kuvvetli idi ki, Şemseddin Sami gibi bir Arnavut milliyetçisini bile tesiri içine almış ve ona ilmi ve edebi Türkçülük yaptırmıştır. Bu kuvvetli hareket, birçok engellere, ihanetlere uğramasına rağmen daima ilerlemiş ve bugünkü dereceye varmak için pek sert savaşlar yapmaya mecbur kalmıştır. Merhum Ziya Gökalp, Türkçülük fikrinin şimdiye kadar gelen ilk ve son teşkilatçısıdır.’’
"Gürcüler, cumhuriyetlerindeki bu duruma kavuşmuşken, Türkiye’de çetin şartlar içinde yaşayan emekçi kitlelerine katılmak isterler miydi hiç? 1955'te Gürcüstan'da adam başına üretilen çelik, Türkiye'de üretilenin 18 katıydı."
Sayfa 373 - Yazar: Edward Crankshaw Çevirmen: Mehmet Harmancı Mehmet Ali Kayabal Yayınevi: Milliyet Yayınları Tür / Konu: Anı Hatıra ISBN : Orijinal Dili: Türkçe Basım: İstanbul 1971
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.