Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
«Her ümidi kaybetmiş olabilirsin... Bütün dünya seni terketmiş, sana düşman kesilmiş olabilir. O şartlar içinde dahi vazifen ümitsizliğe düşmemektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki kandadır.»
Pusula her zaman gerçeğin peşinde. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, her zaman aynı yönü işaret ediyor. İstanbul’da, Karadeniz’de, Ege’de ve işte şimdi kıyılarında volta attığımız Kuzey Afrika’da da, pusulanın o küçük iğnesi hep o yönün peşinde. Ne kadar dönerse dönsün, ne kadar savrulursa savrulsun ibre yine dönüp dolaşıp aynı istikamete işaret
Reklam
Her günkü değilse bile, hayatın genel deneyimi, genelde sadece canlı, coşkun ama gene de dizginlenebilir bir eğilim olarak ortaya çıkan bir duygunun, belirli şartlar altında büyüyüp şiddet yönünden bütün ötekileri aşan bir tutkuya dönüşebildiğini ve ardından, kollaması gereken her şeyi bir yana bıraktığını, bütün engelleri inanılmaz bir güç ve inatla aştığını doğrulamaktadır; öyle ki onun tatmin edilmesi için hiç tereddüt etmeden hayat tehlikeye atılır ve hatta, bu tatmin ondan esirgenirse, ölüm göze alınır.
Acı, yoksunluk, ölüm ve geçicilik çoğu zaman insan yaşamını anlamdan yoksun bırakıyor gibi görünse de yaşam hangi şartlar altında olursa olsun anlamını yitirmez. Yaşamın, bunları da kapsayan bir anlamı vardır çünkü. Günümüz kaygıları ve insan varoluşunun olanca trajik yanlarına karşın yaşama evet demek için ihtiyaç duyulan şey, yaşama yönelik tutumumuzdaki temel bir değişimdir aslında. Anlamamız gereken şey: önemli olanın soyut bir “hayatın anlamı” sorusu yerine, bizim yaşama o an verdiğimiz yanıt olduğudur. Tıpkı satrançta maçın o anki durumundan ve rakibin özelliklerinden bağımsız bir “en iyi hamle” düşünülemeyeceği gibi yaşamın anlamı da genel ifadelerle tanımlanamaz; insana ve duruma göre her an değişir.
Artık nerede hangi şartlar altında dilek tuttuysam,gerçekleşti.O yüzden dilek tutarken aman diyeyim ilerisini de düşünün.
Prensipler yoktur; yalnızca olaylar vardır. İyi ve kötü yoktur, yalnızca şartlar vardır. Üstün insan onlara rehberlik etmek için olayları ve şartları benimser. Eğer prensipler ve sabit yasalar olsaydı, ülkeler onları bizim gömlek değiştirdiğimiz gibi değiştirmezlerdi ve bir insanın bütün bir ulustan daha akıllı olması beklenemez.
Reklam
Ona kızgın değildim. Ne de olsa başka bir yerdeydik. Başka şartlar altında. Ya da o üstünde kalmış, ben şartların altına düşmüştüm.
Halep Oradaysa, Arşın Burada! Vaktiyle, görgüsüzün biri kısa bir müddet Halep'te kalmış. Yurduna dönünce de yerli yersiz konuşmaya, "Ben Halep'te şöyle yaptım, böyle yaptım" gibi atıp tutmaya başlamış. Öyle ki övünmelerinden halka gına gelmiş. Günlerden birinde, köy odasında oturulurken söz cirit oyunundan, uzun atlamadan açılmış. Bizim övünme meraklısı dayanamayıp söze girmiş: — Ben Halep'te iken on beş arşın atladım. Sabrı tükenenlerden biri itiraz etmiş: — Yapma be iki gözüm, on beş arşın atlamak kim; sen kim? — Canım ne var on beş arşında, atladım işte! O sırada aralarında bulunan marangoz, malzemeleri arasındaki arşını çıkarıp ortaya koymuş: — Halep oradaysa, arşın burada! Haydi atla da görelim!.. — ?! O günden sonra palavracı, her nerede bir kuru sıkı atsa halk kendisine "Arşın burda!" demeye başlamış ve bu söz bir deyim olarak yaygınlaşmış. Bugün dahi geçmişte yaptığı bir şey ile övünen; yahut yapmadığını yapmış gibi söyleyen insanlara, hâlihazır şartlar altında da aynı başarıyı göstermesi arzusunu izhar için söylenir.
Şartlara teslim olmazsan şartlar değişir, sana teslim olurlar.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.