Benim arzum, bu milletin çektiği çilelerin, Çanakkale’de pek çetin şartlar altında geçen bu muharebelerin gelecekteki Türk gençliğine ibret olmasıdır. Yoksa yazık olur! Çok yazık olur...
Öğrendim ki...
Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
En iyi arkadaşlar da ara sıra
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh’un Gemisi vardır. İnananlar ona
sığınırlar ve onu felâketlerin yatıştığı veya erişemediği, trajik çizgilerin durgunlaştığı bir yere ulaştırabilirse, kurtuluş
yeniden başlayacak demektir. Her çağda her uygarlık ve her
inanç grubu için böyle bir “diriliş” umudu vardır. Ölüm tehlikesindeki uygarlığın temel unsurlarından öz parçacıkları,
protoplazma özleri taşıyıp da bir yerde onları mayalanmaya
bırakmalı, o özlerle çağ ve gelecek zamanı mayalandırmalı.
Bu mayalanışı aşkla ve feragatla gözlemeli. İşte o bekleyişten, o hamur yoğruluşundan, battığı sanılan uygarlığın dirilişi doğacaktır. (Yitik Cennet, 2012, s.38)