Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Merhaba, Agatha Christie’nin okuduğum ilk romanı hem muhteşem kurgusu hem de sürükleyici anlatımı ile beni büyüledi. Elimden düşüremediğim kitap sıkı okurların tek gecede okuyabileceği türden. Gelelim konusuna ; On kişiye gönderilen mektuplarda Asker Adası’na davetler yer almaktadır . U.N.Owen tarafından yapılan davetler bu on kişiyi davete icab etmek anlamında etkileyince ada misafirlerini ağırlamaya başlamıştır. Bir çift evin işleriyle ilgilenirken diğer sekiz kişi odalarına yerleşir. Ev sahibi Bay ve Bayan Owen adaya şahsi bir durum nedeniyle gelemeyeceğini iletir ve hizmetlilerin kendileriyle özenle ilgileneceğini belirtirler. Yenen ilk akşam yemeğinden sonra çalan gramafon misafirlerin sebep olduğu ölümleri sırayla anlatır. Herkes şaşkın, korkmuş ve öfkeli bir şekilde birbirine bakarken oyunun başladığı anlaşılır. Fırtına sebebiyle ulaşımın kısıtlandığı bu üç günde misafirlerden her biri On Küçük Asker şiirindeki gibi sırayla öldürülür. Film izler gibi okuduğumuz bu romanın usta oyuncuların oynadığı tiyatrosu da bulunmaktadır. Gösterimi devam eden tiyatroyu da ilk fırsatta izleyeceğim. Yormayan , sürükleyen, keyifle okuyacağım bir kitap arıyorum derseniz gönülden tavsiye ederim. Okuyacaklara da keyifli okumalar dilerim. Sevgiler …
On Kişiydiler
On KişiydilerAgatha Christie · Altın Kitaplar · 202132,3bin okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Hastanede gözlerini açıyorsun ama son hatırladığın şey yemek yaptığın. Oysa evinden uzakta suçun göbeği olan bir mahallede araba kazası sonucu getirilmişsin hastaneye. Polis işin içinde çünkü kazaya karışma şeklin bir suç ki daha büyük bir suça da karıştığının işareti bu. Kocan şaşkın ama kime inanacak. Hiçbir şey hatırlamayan sana mı? Suçlu olduğunu düşünen polislere mi? En yakın arkadaşın da arada kalmış durumda. • Kitabın adını ilk duyduğumda korku türünde olduğunu düşünmüştüm. Zira evde bir yabancının olduğunu düşünmek insanın korkması için yeter de artar. Uzak durmalıyım derken arka kapağını okuduğumda işlerin hiç de benim düşündüğüm gibi olmadığını farkettim. Polisiye-Gerilim türündeki bu roman herkese hitap edebilecek bir tarzda yazılmış. Gereksiz bir satır bile yok neredeyse. Merak duygusunu kaybetmeden okuyabilirsiniz. Ve bir günde bitecek bir kitap. Zaten bitirmeden de bırakacağınızı sanmam • Aşırı uç bir kitap değil her şey tadında. Hafif bir polisiye diyebilirim. Çoğunluk gerilim. • Kitabın sonunu merak ederken aklımda 9 tilki gezdi ama hiçbirinin kuyruğu birbirine değmedi. Ve aklımdaki 9 tilkiden bağımsız bir sonla bitti. • Bir taraftan ben merak edip tahminler yürütürken diğer taraftan da polislerin tahminleri vardı ve öyle hoşuma gitti ki fikirleri, onların tahmin ettiği gibi bile bitse tatmin edecekti beni
Evdeki Yabancı
Evdeki YabancıShari Lapena · Doğan Yayinevi · 2019179 okunma
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
Avcı Paul Cleave Bir seri seri katil yıllar sonra yakalanır ve aile şaşkın. Erkek çocuk o andan itibaren baba ile tüm ilişkisini keser. Okur, meslek edinir, aşık olur ve evlenir. Tos pembe hayatı ağzından çıkacak ufak bir kelime ile alt üst olur. 20 yıldır görmediği babasıyla iletişime geçer ve aksiyon başlar. Akıllardaki soru şudur: öldürmeyi seçip babasının izinden mi gidecek, yoksa kendi yolunu mu çizecek? • Yazar kitaplarında her zaman yaşadığı şehri konu alıyor. Christchurch . Aynı zamanda bu şehir bir kaç yıl önce camiye ateş edilip 50 müslümanın katledildiği Yeni Zelanda’daki şehir. • Avcı kitabının orjinal adı Blood men yani kan adamları. Kitaplar orijinal dilinden çevrilirken neden isimleri de çevrilir hiç anlam veremiyorum buna ama ilk defa çeviri ismi orijinal isimden daha çok yakıştırdım. • Gelelim konusuna, klasik polisiye çizgisinin biraz daha dışında farklı bir tadı vardı. Aksiyon ön plandaydı. Öyle dedektif, soruşturma falan beklemeyin. İçinizde yer edinecek bir kitap olmayabilir belki ama aksiyonuyla bir çırpıda okuyacaksınız. Kitapta en beğendiğim yer seri katilin yıllarca yakalanmayıp hiç beklemediği bir anda yakalanma sebebinin açıklandığı bölümdü. Traji komik olmuş. Velhasıl sevdim kitabı. Akıl yakan cinsten değil ama zevkliydi ve de farklı.
Avcı
AvcıPaul Cleave · Pegasus Yayınları · 2015163 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
#buzgezegenibarbarları -RUBY DIXONĞ Şahane bir bilimkurgu -romantizm okumaya var mısnız? Bu kitap alışılmışın dışında, uzaylıların dünyasına misafir ediyor bizi. Bir insanla uzaylının arasındaki sıradışı bir aşkı okuyoruz. Georgie ike Vektal’in buzlar üzerindeki alevlerine şahit oluyoruz tabiri çok yerinde olmuş. Georgie uzaylılar tarafından kaçırılıyor. Ve kaçırma esnasında uzay gemilerinde sorun yaşanıyor. İnsan kadınları kaçırmış ve bu durumda onları götüremeyeceklerini düşünen uzaylılar insan kargolarını buzdan bir gezegene terketmeyi düşünüyorlar ve işler daha da karmaşık içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu gezegen çok vahşi ve çok soğuk. Bu insanlar bu gezegende donmadan hayatta kalamazlar. Bir şekilde hayatta kalmak ve yardım bulmak için çalışmaya başlıyorlar ve çok geçmeden aradıkları yardım onları buluyor. Ama bu yardıma gelen kişi kendini şaşırtıcı bir şekilde sunan, mavi boynuzlu, çok büyük ve heybetli bir uzaylı yani Vektal. Georgie’nin karşısına geçtiğinde ise titreyen şaşkın ve heyecanlı bir durumda. Çünkü Vektal, Georgie’nin eşi olduğunu ve onun için seçildiğini iddia ediyor. Georgie’ye ve halkına yardım edecek fakat bu iddaa ettiği eş olayı da kafa karıştırıyor. Sonunda ne olacak dersiniz? Buz gezegeni barbarları sadece bir bilimkurgu romantizmi değil aynı zamanda aşkın doğasını ve gücünü de derinlemesine işlemiş bir hikaye. Aşırı keyifli bir okadar da sürükleyici. Uzun soluklu bir serinin ilk kitabı. Ben çok keyif aldım umarm devamına kavuşuruz biran önce.
Buz Gezegeni Barbarları
Buz Gezegeni BarbarlarıRuby Dixon · Dex Plus Yayınları · 202429 okunma
162 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
(arkakapakyazısından) “Kendi kendini eğiten insanın hikâyesi olan Hayy bin Yakzân, Ortaçağ’ın en önemli dinî-felsefî eserlerinden biri sayılmaktadır. İbranice, Latince, Flamanca, Fransızca, Almanca, İngilizce çevirileriyle XVII. Ve XVIII. Yüzyıl Avrupası’nın en popüler eserlerinden biri olmuş, Avrupa edebiyatında azımsanmayacak bir iz
Hayy Bin Yakzan
Hayy Bin Yakzanİbn Tufeyl · İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,590 okunma
710 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
DERVİŞLİK DEDİKLERİ
Derviş ne demektir, nasıl olmalıdır? CEVAP Derviş, tasavvuf talebesi demektir. Allahü teâlâdan başka her şeyi gönlünden çıkarıp, İslamiyet’e tam uyarak, gönlünü yalnız Allahü teâlâya bağlayan; güzel huylarla süslenmiş kimse demektir. Fakirlikte rahat, zenginlikte sıkıntılı olur. Olayların değişmesi, onu değiştirmez. Başkalarının kusurlarına
Gerçek Tasavvuf
Gerçek TasavvufŞihabüddin Ömer Sühreverdi · Semerkand Yayınları · 201880 okunma
Reklam
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. İkiz kardeşlerden Çiğdem, İstanbul'da oturan ve bir oğlu olan, evli bir kadın. İkizi Şebnem ise, İtalya'da yaşayan bir köşe yazarı. Bir gün Çiğdem ikizi Şebnem'i alelacele İstanbul’a çağırır. İtalya'dan, Çiğdem'in telefonu ile apar topar İstanbul'a gelen Şebnem, ikizi Çiğdem’in isteği ile hem şaşkın, hem kızgındır. Çiğdem’in; "Söz ver bana... Söz ver...” diyerek hastalığından bahsedip Şebnem’e verdirdiği sözle, yeğeni Ege ve eniştesi Nejat’ın da hayatı değişecektir. Peki Şebnem herkesin hayatını etkileyecek bu karara evet diyecek midir? Romanı büyük bir heyecanla, şaşkınlıkla, dehşet içinde okudum. Böyle bir gelişimi, sonucu ve finali hiç beklemiyordum. Heyecanla ve merakla okutan, sonuyla şaşırtıcı ve değindiği konularla bilgilendirici bir roman. Ayrıca toplumsal konularda okuyucuyu bilgilendirip, farkındalık adına çok güzel bir temaya değinen, şahane bir eser. Son sayfalarda yazarın hayatından da izler bulacağınız, hastalıklar hakkında kısa kısa bilgiler de veren bir kitap. Farkındalık adına okunması gerekenlerden. Tavsiyemdir. #SözVerBana ^ ^ #alıntı El ele tutuşmak aynı yolda olduğunuz anlamındadır. Aynı yolda bir olduğunuzu bilmektir. ^ ^ #serpilünal #izbirakankalemler
Merve
Merve
@herayokuyanlarkulubu #bloghemsire #edebiyat #kanser #kitap
Her Ay Okuyanlar Kulübü
Her Ay Okuyanlar Kulübü
Söz Ver Bana
Söz Ver BanaSerpil Ünal · İBK - İz Bırakan Kalemler · 014 okunma
442 syf.
·
Puan vermedi
Bir zaman yolculuğuna ne dersiniz??
Merhabalar kitapsevenherkes ailesi size ismi ile müseamma bir öneri ile geldim. sevgili Umut Ekici'nin kaleminden Zamansız Hani zamanda yolculuk yaptığınız diziler vardır ya şimdi dizi film tadında bir hikâye ile geliyor gözünüzü bir kapatıyorsunuz sonra ne mi olmuş yıllar yıllar öncesinde 1950'lerde uyanıyorsunuz. Başka bir çağdan
Zamansız
ZamansızUmut Dikici · İkinci Adam Yayınları · 202334 okunma
177 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İnsan bir de Dostoyevski'ye aşık..
Şöyle bir şey var: Aziz Dostoyevski ve sevgili Stefan Zweig bir süre ayrı kaldığımda içimde kocamaaan bir boşluk hissi bırakan ve özlemden burnumun direğini sızlatan dostlarımdır benim. Kumarbaz'ı elime aldığımda, tamam dedim, şimdi dünyayı sessize alma zamanı. Çünkü hasrete vuslat, özleme de bir son vermek gerek. :)) Dostoyevski yine yanıltmadı, yine kendimi edebiyatın müziğiyle sözcükler eşliğinde dans ederken buldum. Büyükanne Antonida Vasilyevna'yı çok sevdim. :)) Onun huysuzluklarını okurken çoğu zaman kahkaha atarken buldum kendimi. Sanki bir tiyatro oyunu seyrediyormuşum gibi bütün karakterlerin mimiklerini görebiliyordum. (Hattâ büyükannenin sesini bile duydum bir ara..:)))..)Generalin çaresizliği, çaresizliğine rağmen tepeden bakan halleri, Polina Aleksandrovna'nın hüznü, Des Grieux'ün dayanılmaz kibri, Matmazel Blanche'ın şuh kahkaları, Bay Astley'in aristokrat duruşu ve Aleksey İvanoviç'in şaşkın aşık halleri... Hepsini gördüm hepsini.. Dostoyevski bunu hep yapıyor zâten! Okuru okur olmaktan çıkarıp seyirci koltuğuna oturtuyor ve şimdi oyunumu seyret bakalım diyor. Evet tam olarak böyle diyor. Dostoyevski... :)) Senin bir insan olmadığına eminim bayım.. :)) Evet evet, eminim, sen kesinlikle insanüstü bir varlıksın sevgili dostum Dostoyevski! Dostoyevski eserlerinin okur önerilerine ihtiyacı olmadığını düşündüğüm için öneride bulunmuyor, hiç ara vermeden bir başka Dostoyevski eseri (Budala) ile dostumla eşsiz sohbete kaldığım yerden devam ediyorum.. :))
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,5bin okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bu kitabı okurken çok merakla okumuştum. Okuduğum bir çok türden ayrı bir şekilde beni düşündürdü. İlk okuduğumda zaman kaybı olduğunu düşündüm ama yine de devam edip bitirdim. Eser durum tarzında yazıldığı için herkesin tad alarak okuyabileceği türden değil bana göre. Roman içinde birden fazla durum var ve hepsinin de sonları okurun yorumuna
Gül Yetiştiren Adam
Gül Yetiştiren AdamRasim Özdenören · İz Yayıncılık · 202117,7bin okunma
Reklam
292 syf.
·
Puan vermedi
Kafka’nın arkadaşı Max Brod tarafından yayıma hazırlanan ve ölümünden üç yıl sonra, 1927’de yayımlanan ilk romanı Amerika, sonraki yapıtlarına nazaran daha akıcı anlatısıyla, daha fazla umut ve mizahi unsur barındırmasıyla dikkat çeker. Yeniyetme bir göçmenin, henüz on altı yaşındaki Karl Rossmann’ın şaşkın bakışından yansıyan Amerika, rastlantıların da önemli rol oynadığı ultramodern bir medeniyet olarak dehşetengiz bir büyülenmeyle gözlerimizin önüne serilir. Gökdelenleriyle, makineleriyle, büyük servet ve aşırı yoksulluk arasındaki tezatla, dev binaların karşısında cüceleşen insanın ister istemez müthiş bir verimlilik talebine maruz kaldığı bir Amerika’dır bu aynı zamanda. Yazarın hayatı boyunca hiç gitmediği, bütünüyle hayal ürünü olan bu Amerika, kültürel mitlerle tanımlanan bir düş ülkesidir. New York limanına girerken Karl’ı karşılayan Özgürlük Heykeli’nin elinde meşale yerine kılıç tutması, bu ülkede disiplin ve şiddetin hüküm sürdüğüne dair bir uyarıdır. Karl’ın zamanında beş parasız bu ülkeye göç eden, ancak milyoner bir senatör olarak karşısına çıkan dayısı da, sıfırdan başlayıp servete kavuşma mitinin cisimleşmiş halidir adeta.
Amerika
AmerikaFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20172,845 okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Dönüşüm
Dönüşüm
Franz Kafka
Franz Kafka
Bazı insanlar hep yarınlarını bir gün önceden planlar. Ama kimse yarının bize neler getirebileceğini asla tahmin edemez. Tıpkı Gregor Samsa gibi… Uyandığında bir böcekti. Bu dönüşümü daha önce mi geçirdiğini yoksa uyandığı sabah mı geçirdiğini tam olarak anlayamadım? Çünkü aniden uyandığında geçirseydi, şaşkın olurdu. Önceden geçirseydi de sürekli olan bir üşü olmazdı. Ama vücudunu kontrol edememesinden dolayı yorumlayarak aniden bir sabah uyandığında bu dönüşüm gerçekleştiğini varsaysam; ailesi Gregor’un durumunu biliyor. Ve kurguda oturtamadığım yer burası.
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Venedik Yayınlari · 2021222,6bin okunma
400 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ahmet Ümit'in okuduğum ilk kitabı. Aslında polisiye eserleri pek okumam, ama adım attık bakalım. Eser kazı çalışması yapan arkeologları anlatıyor. Yaptığı çalışmalar sonucunda tabletler de bulunuyor. Tabletler 3 bin yıl öncesine (Hititler) dayanıyor. Yazan kişinin adı da 'Patasana'. Kazı mazı derken ahanda cinayet oluyor. Bilim insanları tedirgin ve şaşkın duruma düşüyor. Yetmiyor bir cinayet daha! Katil kim? Bunun peşine de düşüyorlar. Bir günümüzü okuyoruz, bir 3 bin yıl önce patasana reisin yazdığı tabletleri. Eseri beğendim, amma biraz aynı ilerleyiş ile gidince sıkıldım azıcık. Ahmet Ümit'in diğer kitaplarına da bakacağım.. -Ama öğrenmek kolay değildir, bir kaplumbağa gibi sabırlı, başı göklere değen yalçın kayaları un ufak eden rüzgar kadar inatçı olmalısın. -"Ama asıl bugünü karanlıktan kurtarmak gerek. Bir halk karanlık ve zulüm içinde yaşarken, yalnızca geçmişi aydınlı­ğa çıkarmak için uğraşmak yeterli değil." -Bir sürü insan sürmekte olan savaşın farkında bile değil. Ancak oğullarını, eşlerini, kardeşlerini kaybedenler, bir de savaşan­lar her şeyin farkında.
Patasana
PatasanaAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201224bin okunma
1.289 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.