Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Amerika’da değilse bile, bütün Avrupa’da, bu her iki cins işçi sınıfından çok daha fazla saygı gören üçüncü bir sınıfa mensup insanlar vardır. Bunlar, toprak mülkiyeti­ ni ellerinde bulundurmak yoluyla, yaşama ve çalışma hak­ kım kendilerine bir imtiyaz diye verdikleri başka insan­ lardan bu imtiyazlara karşılık para alanlardır. Bu top­ rak sahipleri aylaktırlar, bu bakımdan, benim onlara öv­ gü düzeceğim sanılabilir. Ne yazık ki, bunların aylaklığı ancak başkalarının emeği sayesinde mümkün olabilmek­ tedir; gerçekten de, bunların rahat aylaklığa duydukları arzu, çalışmayı öğütleyen tüm kutsal vaazların tarihsel kaynağıdır. Bunların en istemeyecekleri şey, başkaları­ nın da onlar gibi aylak kalmasıdır.
“Öyle kocalar vardır ki, karılarının aptallığından büyük sevinç duyarlar, bunu çocuksu safiyetin belirtisi gibi görürler. Ey güzellik, sen nelere kadirsin! Ruhsal yetersizlikler, kusurlar güzel bir kadında iticilik yaratmak şöyle dursun, ona ayrı bir çekicilik kazandırıyor. Ayıp diye nitelenen şey güzel bir kadında sevimli duruyor. Kadından güzelliği alın, kendisine sevgi değilse de saygı duyulmasını sağlayabilmek için kadının erkekten yirmi kat daha fazla akıllı olması gerektir.”
Sayfa 37 - İş bankasıKitabı okudu
Reklam
Bir hadiste "Sabır imanın yarısıdır.buyurulmuştur. "Orucun mahiyeti sabır ve şükürden oluşmuştur. Oruç, kalp, beden ve ruh hastalıklarına karşı bir kalkandır. Faydaları ise saymakla bitmez. Orucun sağlığı koruma, beden atıklarının eritilmesi ve nefsi kendisine acı veren şeylerin tüketilmesini engelleme hususunda ilginç bir etkisi
Her Zaman Vakit Vardır
İnsan özellikle yaşamının belirli dönemlerinde zamanını nereye harcayacağı konusunda kontrol sahibi olamıyor. Geriye dönüp baktığın zaman, sen de yaşadığın hayatın istediğin hayat olmadığını fark etmiş olabilirsin. Belirli bir yaşa gelene kadar ailenin yanında kalırsın ve onların istedikleriyle uyumlu yaşaman gerekir. Aileler bazen senin
Sayfa 72 - Sahi Kitap
Kömür işçileri;
« Borinler yalnızca kömür madenlerinde çalışırlar. İnsanı ezen bir görünümü olan bu maden ocakları yerin üç yüz metre derinine inmektedir. Her gün buralara çalışmaya giden işçilere hem saygı hem sevgi borçluyuz. Kömür işçisi Borinage’a özgü bir tiptir, çünkü onun için gün ışığı diye bir şey yoktur; pazar günleri dışında güneşi görmez bile. Aydınlığı az bir lambanın solgun ışığında, daracık tünellerde büyük güçlükler içinde çalışır, gövdesi iki büklümdür hep. Kimi kez sürü­nerek ilerlemek zorundadır; bizim için ne denli yararlı olduğunu bildiğimiz o madeni, toprağın barsaklarından söküp çıkarmak için çalışır; her an yenilenen binlerce tehlikenin arasında çalışır; ama Belçikalı kömür işçisinin ne­şeli bir tabiatı vardır, o hayata alışmıştır; kaskının üstüne kendisine karanlıkta yol gösterecek olan küçük lambayı takıp da maden kuyusuna indiğinde, içinde Tanrı’ya sonsuz güven vardır, onun nasıl çalıştığını gören, onu, karısını, çocuklarını koruyan Tanrı’ya..»
Sayfa 37 - Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları, 10. baskı: İstanbul, Mayıs 2013Kitabı okudu
Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam. Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasilyiç, kimi de İvan Mihayliç. Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için İvanov veya Andreyev, bazıları için de
Reklam
Neden mutlu değiliz?
Bir insanın huzuru ve mutluluğu, kendi içinde bir düzen kurmasına bağlıdır. Pek çok kimse, iç dünyalarında bir nizam, bir düzen kuramadıkları için sıkıntılı, bunalımlı, stresli oluyorlar. Yunus ne güzel söylemiş: “Bunca varlık var iken gitmez gönül darlığı.” diye. Huzur, içte sağlanan bir dengenin mey­vesidir. Dünya bir mukayese âlemidir, imkân
"Fransızların bir lafı vardır: "İşler değiştikçe aynı kalır. Bunda bir miktar doğruluk payı olduğunu kabul etmek lazım. Özellikle de 'toplum' dediğimiz şeyi düşününce. Biz her ne kadar üstünkörü de olsa medeniyetin geliştiğini dü şünsek de, karanlık geçmişin ana hatlarında pek de değişen bir şey olmuyor. Ne yalan söyleyeyim, artık gelişme diye bir kavrama inanmıyorum. İnsanın hayatta baş etmek zorunda olduklarına saygım var. Zaman zaman bunu başarma şekline de saygı duyuyorum. Yine de medenileşmiş gibi davranmaya başladığından beri pek az değişti. Aynı şey bizim toplumumuz için de söylenebilir. Bunlar benim hislerim tabii, yine de hazır itiraf etmişken, tahmin etmiş olabileceğin gibi ben biraz iyimserim. Yani, iyimser gibi davranırım çünkü kötümserliğe kapılırsam hiçbir şey yapamıyorum. İnsan böyle karmaşık zamanlarda çaresizliğe kapılıyor. Kontrol edileme yen olaylar ve deneyimler yaşamak, anlamaya çalışmak ve eğer mümkünse bunları bir düzene koymak. Yine de insan küçük de olsa bir katkıda bulunabileceğini biliyorsa bundan geri durmamalı. Çabadan vazgeçtiğimiz anda insanlığımızı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırız."
Sayfa 177Kitabı okudu
692 öğeden 451 ile 460 arasındakiler gösteriliyor.