Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Odaya yaşı ve yüzü belirsiz bir adam girdi. Ne güzel, ne çirkin, ne büyük, ne küçük, ne sarışın, ne esmerdi bu adam.Tabiat ona ne iyi, ne kötü, göze çarpan hiçbir özellik vermemişti. Kimi ona İvan İvaniç derdi, kimi İvan Vasilyiç, kimi de İvan Mihayliç. Soyadı üzerinde de anlaşma yoktu: Bazıları için İvanov veya Andreyev, bazıları için de
Kitle: davranışında içtepisel, değişken ve aşırı duyarlıdır; hemen yalnızca bilinçdışının yönetimi altında bulunur. Kitleye egemen içtepiler, duruma göre yüce ya da acımasız, atılgan yada korkak nitelik taşıyabilir. Ama hepsinde de dediğini yaptıran zorlayıcı bir özellik saklıdır. Öyle ki, bazen kişisel çıkarlar, hatta özyaşamı sürdürme kaygısı
Reklam
Size sevgiye inanmayan bir adama ilişkin çok eski bir öykü anlatmak istiyorum. Bu adam sizin, benim gibi sıradan bir insanmış. Onu alışılmadık kılan düşünme biçimiymiş. Sevginin olmadığına inanırmış. Sevgi arayışında pek çok deneyim yaşamış elbette,çevresindeki insanları gözlemlemiş. Yaşamının büyük bir bölümü sevgi arayışıyla geçip gitmiş.
Bunu nasıl yapıyorsun? Diye üsteledi Jeanne. Bu şekilde, sürekli bir ihanet ve ikiyüzlülük içinde yaşamayı nasıl beceriyorsun? Kelimelerin şiddetini azaltmak için gülümseyerek ekledi: -Tüm bunların içinde saygı nerede? -Ölüm yüzünden, dedi Aubusson. Birden ciddileşmişti. Ölüm bize bütün hakları verir. Ölüm yaklaştıkça insanın pişmanlık duyduğu, arınmak istediği sanılır. Oysa tam tersidir. İnsan yaşlandıkça bütün inançlarını, sorunlarını askıya aldığını fark eder. Tek bir gerçek vardır: Ölecektir. Ve ikinci bir şansı olmayacaktır. O zaman karısını aldatır, verdiği sözlere ihanet eder. Her şey için veya hemen her şey için kendini affeder. Diğerleri,meselâ senin ofisinden gelip geçenler ise, aynı düşünceyle tecavüz eder, çalar, öldürür. Çok geç olmadan önce istediklerini elde etmeye çalışırlar. Şu filmdeki gibi:”Tanrı bekleyebilir”.
Sayfa 116 - Doğan KitapKitabı okudu
Saygı Diye Bir Şey Vardır
"Siz kim, medeniyet kim! Nerde bizim zamanımızdaki terbiye! Nerde o eski olgunluk!"
Sayfa 46 - Çınar Yayınları
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Reklam
Buda bir ağacın altında meditasyon yapıyordu. Bu bir dolunay gecesiydi ve şehirden birkaç genç, felekten bir gece çalabilmek için ormana gelmişlerdi. Yanlarında bol bol şarap ve çok güzel bir fahişe getirmişlerdi. Buda’nın meditasyon yapmakta olduğu ağacın hemen yakınında yiyip içmeye, dans edip kadını soymaya başladılar. Hepsi sarhoş olduğu için
KİM BİR BARDAK SOĞUK SU İÇERSE BENİ HATIRLASIN. Hz. Hüseyin Kerbela, yeniden var olmak için atılmış ölümüne bir adımdır, ölümüne bin adımdır. Âşık olmanın adıdır ölüme en Yüce’nin hatırına. En Yüce’nin hatırına ölümle kıyılmış nikâhtır bu, Hüseyni bir nikâh. “Kerbela, bir feryattır. İkiyüzlülüğe, kaypaklığa ve arkadan vurma alçaklığına
"Yeryüzünde her şey iyi ile kötü arasındaki mücadeleden ibarettir, insana düşen bu ikisi arasında kendi safını seçmektir." Settarhan aklına nicedir takılan soruyu esirgemedi. "Peki" dedi "Nasıl oluyor da ateşe tapıyorsunuz? Yani gerçeklerin bu kadar farkındayken?" Piruz'un yüzünden bir incinmişlik ifadesi geçmedi ama "Bunu sormanı bekliyordum" dedi bembeyaz gömleğinin göğsünde esmer elini gezdirirken. "Soracağını bekliyor ama yine de sormamanı -sormayacağını değil- umut ediyordum." Durdu. Yutkundu. "Biz ateşe tapmayız Settarhan" dedi. Sen bakma bize yapıştırılan bu yaftaya. Öyle zannedilir. Öyle gösterilir özellikle. Hem sen Kur'ân'ı iyi okumuş olsaydın Hacc Suresi'nin 17. ayetinde adımızın müşriklerden ayrı tutulduğunu fark ederdin. Kitabımız vardır, ehl-i kitabız biz."Zaman içinde bozuk fırkalar, farklı uygulamalar ortaya çıkmış olsa da Zerdüşt'ün temel öğretisinde Tek Tanrı'ya inanılır. Ben o temel öğretiye inanırım, Avesta 'da da Zerdüşt'ün bizatihi kendi sözleri olan Gatalar 'dan gayrine aldırmam. Ahuramazda tek Tanrıdır ve ateş, bize onun kudretini ve temiz isimlerini hatırlatır sadece. Ateş saflığın, katışıksız temizliğin, kirlenme ihtimali olmamanın simgesidir. Ona sadece saygı duyarız." Biraz düşündü. "Hıristiyanların haçı gibi. Meselâ." Settarhan, "Bizim haçımız yoktur" diye mırıldandı, derin bir sessizlikten sonra içinde asıl duranı saklamadı.
Sayfa 181Kitabı okudu
Stepançikovo Köyü ve Sakinleri
Dayım Albay Yegor İlyiç Rostanev emekliye ayrıldıktan sonra, kendisine miras kalan Stepançikovo Köyü’ne yerleşmiş, orada, ömrünü malikânesinde geçirmiş atadan bir toprak sahibi gibi yaşamaya başlamıştı. Kesinlikle her şeyi hoşnutlukla karşılayan, her şeye alışıveren insanlar vardır. Emekli albay da bunlardandı. Ondan daha uysal, her
Sayfa 39 - İletişim Yayınları 1305 • İletişim Klasikleri 39 / Birinci Bölüm - GİRİŞKitabı okuyacak
Reklam
Durum bir hayli karışık aslında. Yağmur yağıyor. Seller akıyor. Arap kızı görevinin başında. Allahım sen aklımı koru. Arkadaşlar da tıpkı o Arap kızı gibi uslu uslu oturup yağmuru seyretselerdi ya! O zaman işler bu kadar karışmazdı. Peki ne yaptılar? Kayboldular. Kim? Arkadaşlar. Nereye kayboldular? Elinin körüne. Efendim? Yaa efendim tabi! Ben de
II. Abdülhamid: Söylendiği ve yazıldığı gibi kötü bir hükümdar değil, aksine büyük ve dahî bir imparatordur. Onun hakkında, henüz, bütün belgeleri gözden geçirerek hazırlanmış tarafsız bir inceleme yapılmamıştır. 1908 Meşrutiyetinden beri "vur abalıya!" kabilinden, aleyhine söyleyip yazmak moda olduğundan, Abdülhamid'in görülmedik
683 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.