"Evet efendim, her milletin bir karakteristiği vardır, bizim hamurumuz da sopayla yuğrulmuştur. Herhangi bir millete, bunun yüzde, binde, milyonda biri kadar sopa çek, değil otorite, değil faşizm, Nazizm, değil diktatörlük, yıkar geçerler. Bizim millet kadar sopaya mütehammil bir millet yoktur. Mütehammil değil, sopadan zevk alan... Bir yıl bu milletin sırtından sopayı eksik kıl, biz toptan delirir, zıvanadan çıkarız Yüzbaşım. Bu gerçeği sizin gibi kabiliyetli vatansever idare amirleri bilmeliler ve sopayı elden düşürmemeliler. Ne için olursa olsun bu milleti döveceksin... Sebep aramayacak, yaratmayacak, sebepsiz döveceksin ki, dövme dövme gibi dövme olsun Yüzbaşım. Sopayla kurulmuş binamız bizim... Ve ol sebepten soylu idare amirlerimiz bu milleti yedi yüz yıldır döverler. Cumhuriyet devrinde de bunun ilmi bir şekilde şuuruna vardığımızdan sopa dozunu on misline yüz misline çıkardık. Bu hakikati büyük paşalarımız görmeselerdi, bu vatan çoktan batmıştı. Dünya öküzün boynuzunda değil, Türkiye sopanın boynunuzda durur."
Sayfa 486Kitabı okudu
İnsanın bütün yaptığı hesaplar sebepsiz çırpınışları onu merhamete mahkum etmiştir. İnsan ululuk iddiasının peşinden sürüklenmiş ne kadar kaçarsa kaçsın bir yerlerde ağlamaya ve şefkate muhtaç olmuştur. İnsan, baştan aşağı çelişkileri ve karmaşık amaçları olan bir varlık olmasına rağmen sanki insanın istediği ve aradığı şeyler net belliymiş gibi bir düzen kurulmuş insanın ruhuda bu düzene hapsolmuş ve kaybolmuştur. İnsan biyolojik bir varlık olmasının yanında ruhsal bir varlıktır. Biyolojik amaçları evrenin en önemli ilkesi haline getirenler insanı avlamış ve onu köleleştirmiştir. Arzuları, Ruhsal amaçlar ile karıştıran insan kendini iyiye uygun zannedip kötülükler yapmıştır. Çünkü Arzular böyledir insana iyi gelir, başkasında yarattığı infal, arzunun hissettirdiğinden daha önemsizdir. Arzular yaşamın bir parçası olmasına rağmen maalesef yaşamın amacı haline dönüştürülmüştür. İnsan nasıl ve neden sorularını başkasına değil kendine sormaya başladığında Ruhunun ufuklarında sönen ve her an yanmaya meftun olan muhabbet deryasını dalgalandıracaktır. Kendinin dışında gerçekten bir insana ihtiyaç duyduğunu ifade eden bir insanın herşeyi anlaması için gideceği tek adres bu evrende, herkese aynı tavsiyeleri vermeyen ,Muhammed Bin Abdullahtır. Salat ve Selam onun üzerine olsun. Onun dışındaki bütün adresler insana bir şeyler versede hatta hakikate bile ulaştırsada hep yarım kalmaya mahkumdur. Kendisi ile çatışmamak için kendisinin dışındaki herkesi suçlayan bütün insanlık, eninde sonunda bunu anlayacaktır. youtu.be/4_0LBabXWmo?si=...
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Selam Müptelalar "Evren hiç kimseden sebepsiz almaz, hiç kimseye de sebepsiz vermez." "Her ruh aslında güçlü sezgilere sahip olarak doğar. Her insanda az ya da çok psişik özellik, sezgi, öngörü vardır, hatta psişik özelliğe sahip olmayan insan yoktur. Sadece farkında olan ve olmayanlar vardır." Evrenin Kara Kutusu, Dilek Karakuş'un başka bir dünyaya geçiş deneyimiyle karşılaşarak farklı boyutlarda yaşadığı tecrübeleri ve şahit olduklarını bu deneyimlerden elde ettiği bilgileri bu dünyaya aktarma misyonunu üstleniyor. Çocukluğundan beri yaşadığı #paranormal olayları, #astralseyahat leri, #durugörü gibi farklılıklarını okuyuculara evrenin sırlarına ve metafizik gerçeklerine dair bir pencere açıyor. Yazarın inancı ve bu inancın gücüyle yazdığı kitabın, okuyuculara huzur, mutluluk ve bereket getirmeyi hedeflediğini görüyorum. Evrenin Kara Kutusu, sadece bilgi sunmanın ötesinde, okuyanlar arasında ruhsal yolculara rehber olacağını düşünüyorum. Daha önce birkaç arkadaşımdan astral seyahat ettiklerini dinlemiştim. Yazarın anlattıklarını okuyunca bazı taşlar yerine oturdu. Kitabın kapağında #kişiselgelişim yazsa da bu kitap sizi çok farklı bir yolculuğa çıkaracak. Sağlıkla ve kitapla kalın müptelalar...
kitapfisiltisi sevtap
kitapfisiltisi sevtap
@karakus__dilek @ucuncugozyayinevi @inkilapkitabevi #evreninkarakutusu #dilekkarakuş #üçüncügözyayınevi #metafizik #kitap_muptelasi_ #bibliophile #martayındaokuduklarım Kitap Sayfa:112
Evrenin Kara Kutusu
Evrenin Kara KutusuDilek Karakuş · Üçüncü Göz · 202422 okunma
Melankoli  Beni en güzel günümde Sebepsiz bir keder alır. Bütün ömrümün beynimde Acı bir tortusu kalır. Anlayamam kederimi, Bir ateş yakar derimi, İçim dar bulur yerimi, Gönlüm dağlarda bunalır. Ne kış, ne yazı isterim, Ne bir dost yüzü isterim, Hafif bir sızı isterim, Ağrılar, sancılar gelir. Yanıma düşer kollarım, Görünmez olur yollarım, En sevgili emellerim Önüme ölü serilir... Ne bir dost, ne bir sevgili, Dünyadan uzak bir deli... Beni sarar melankoli: Kafamın içerisi ölür. Sabahattin ALİ
"Kimi insanların, böyle sebepsiz ve mantıksız kinleri vardır ki, başkalarının yaratıp icat edebileceği her şeye karşı cephe alır."
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.