Beklemek tüm anlamın kendisiydi, bekler ve düşünürdü, boşuna olamazdı, hiçbir şey boşuna olamazdı, boşuna değildi, sebepsiz, yersiz değildi, bekliyordu ve beklediği gelecekti.
Beklemek tüm anlamın kendisiydi, bekler ve düşünürdü, boşuna olmazdı, hiçbir şey boşuna olmazdı . Boşuna değildi, sebepsiz, yersiz değil , bekliyordu ve beklediği gelecekti.
Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünyanın ortasında
Rüştü Onur
Her şeye kayıtsız, avare, yürüyor, bir sokak başında sebepsiz duruyor, hiç işim olmayan bir yan sokağa sapıyordum. Her şeyi oluruna, kendimi şen sabaha bırakıyor, mutlu insanlar içinde ben de kaygısız, öne arkaya sallanıyordum. Bulutsuz, berraktı gökyüzü; benim de gönlüm gölgesiz.
Farabi Allah’ın varlığını şöyle açıklar: “İlk varlık, tüm varlıkların sebebidir.” Ve şöyle de devam eder: “Hiçbir şey tesadüf üzerine değildir. Bu kâinatta her şey birbiri ile ilintili, her şey birbiri ile hemhal üzerinedir. Her şey Allah’ın ilmi üzerinedir.” Ve her şey O’ndandır. Sebepler için ilk sebep yüce Allah’tır. İnsan kendi kendine ve sebepsiz bir şekilde var olmamıştır. İnsan tesadüfen oluşan bir varlık değildir. Her şeyi anlamak için Allah’ın varlığını anlayıp kabul etmemiz gerekir.”