Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Millet ruhundan mı uzaksın, yoksa câhil yığınlara mı mesafelisin?
Beni ben yapanla, bizi biz yapanın aynı şey olduğu hususundaki endişemin doldurduğu küp sıkışık, tıka basa. Şahıslar ve şahsiyetler arasındaki mesafe, her gün daha korkulu bir şekil alıyor.
Cemiyet içinde aldıkları mevki ve vazifenin onlara verdiği şahsiyet, tabiatın şekil verdiği asıl benliklerini o kadar gölgelemiş, seneler geçtikçe o kadar gerilere itmiş, boğmuştur ki, kendileri bile bu asil benliklerini aramaya kalksalar, herhalde içlerinde karanlık bir boşluk, bir kargaşalıktan başka bir şey bulamayacaklardır.
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
Bu, şüphesiz egemenlerle ezilenler arasındaki sınıfsal bir fark - egemenlerin nefreti ideolojiktir, dolayısıyla katiyen esnek değildir, oysa ezilenlerin nefreti daha ziyade dilsel bir otomatizmdir, dolayısıyla şekil almaya daha müsaittir.
Sayfa 37
Cehalet zamanla şekil değiştirir. Ama hep vardır ve her zaman için ölümcüldür.
Herkes için pek doğal olan şeyler benim için başka bir şekil alıyordu. Bu haller yüzünden aşkta da geçimde de bedbahtım. Galiba **merdümgiriz olmuştum..
Sayfa 5 - **Merdümgiriz: İnsanlardan kaçan, onlarla birlikte olmaktan hoşlanmayan kimse, mizantrop.Kitabı okuyor
Bir çocuk kendisine söylenenleri anlayacak yaşa geldikten sonra dadısı, annesi, ilk öğretmeni ve bizzat babası bunun için çaba gösterir. Daha iyi biri olabilmesi için her davranışını ve sözünü şu doğru şu yanlış, şu güzel şu çirkin, şu tanrılara saygılı şu saygısız, şunu yap şunu yapma diye değerlendirerek onu eğitirler. Çocuk kendi iradesiyle ikna olursa iyi, ama ikna olmazsa bükülerek şekil değiştiren ağaç dallarını düzeltircesine, tehdit ve dayakla aklını başına getirirler. Daha sonra onu öğretmenlere göndererek ona kithara çalmaktan ya da yazı yazmaktan çom terbiyeli bir insan olmayı öğretmenlerini isterler. Öğretmenler cocukları eğitir ve çocuklar okuma yazma öğrenip sözlü eğitim kadar yazılı eğitimden de yararlanacak duruma geldiklerinde, onlara okul sıralarında okumaları için iyi şairlerin dizelerini verirler ve ezbere öğrenmeleeini isterler. Bu şiirlerde yararlı nasihatler, eski dönemlerde yaşamış önemli insanların kahramanlıklarına dair anlatılar, övgü ve methiyeler vardır ve okutulmalarının amacı, çocuklarda o kahramanlara imrenerek onları taklit etme ve onlara benzeme isteğini uyandırmaktır.
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Süreklilik
Hiçbir insan "mükemmel" bir çember çizemez, daha da ötesi, bırakın mükemmel bir şekil çizmeyi, mükemmel bir nokta bile yapamaz. Bunun nedeni nokta, somut değil soyuttur, mükemmellik de öyle.
Ali Nesin
Ali Nesin
Nesingköyleri.org/ Zafer_Ercan-topoloji.pdf
Kur'an'ı Kerim çağ ve zamana göre şekil alan bir kitap değildir. Kurallar net ve açıktır çağa göre değişmez esneme göstermez. Deme zaman değişmiş çünkü ölüm değişmiyor...
Tevbe İstiğfar
Günahlar, vücutta oluşan habis organizmalar ve artıklar gibidir, bu da ekin içerisindeki yabani otlara benzer. Fazla olan pis kanın alınması gibi, vücud bu artıkları boşalttığı zaman, ra- hatlayarak tabi haline döner ve gelişmesi hızlanır. Aynı şekil- de kalp de, günahlardan tevbe edildiği zaman artıklarını bo- şaltmış olur. Çünkü salih amellere kötü ameller karıştırılınca, kalpte habis bir artık olmuş demektir. Tevbe ile bu artıklar atıldığında kalp yeniden kuvvet kazanır ve salih amelleri yap- maya hazır bir hale gelir. Bu habis artıklardan arınan kalp rahata erişir."
"Neticede bütün dinlerdeki ibadetler sırf bir şekil, uyanıp da bizi rüyasında görmesi sona ermesin diye, Tanrı'yı uykusunda sallamanın bir şekli değil midir?"
Reklam
Bense merak ediyorum, cesaretin ateş gördüğünde eriyecek bir plastikten mi yoksa şekil verilebilecek kadar sağlam demirden mi?
Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?”
Sayfa 36 - MinüskülkitapKitabı okuyor
Buluş, alçakgönüllülükle kabul edilmelidir ki, yoktan var etmekten değil, kaos içinden bir şey yaratmaktan oluşur; her şeyden önce malzemeler elde edilebilecek gibi olmalı: Karanlığa, şekilsiz maddelere biçim verebilir ancak madde olarak kendisi var edilemez. Tüm keşif ve icatların özdeklerinde, hatta hayal gücüne ait olanlarda bile bize sürekli olarak Colombus ve yumurtası anımsatılır. Buluş, bir öznenin yeteneklerini kavrama kapasitesinden ve bunu ima eden düşünceleri bir kalıba döküp şekil vermekten ibarettir.
Bizler "ağ" canlılarıyız. İçinde bulunduğumuz sosyal ağa göre şekil alırız.
Eksik misiniz?/ Sinan CananKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.