Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sema Tekin

Sema Tekin
@sematekin
''Mümkün olsaydı her karış toprağa buğday eker gibi kitap ekerdim.'' Horace
Ankara
Zonguldak
256 kütüphaneci puanı
167 okur puanı
Ağustos 2013 tarihinde katıldı
208 syf.
7/10 puan verdi
Irvin Yalom'un okuduğum ilk kitabı. Bir arkadaşım Yalom'un dilinden bahsederken öylesine güzel övgüler yapmıştıki doğrusu çok merak etmiştim. Hakkını vermek gerek. Gercekten çok etkileyici bir anlatım. Zekice bir anlatım ki bunu kısacık on hikayede gayet net görebilirsiniz. Hastaları ile konuşma tarzı çok ilginç. Son derece doğal ve yalın. Onun ilgi çekici kılan yanı da bu olsa gerek. Benim etkilendiğim bir diğer nokta kendisine yönettiği eleştirileri açıkça hastaları ile paylaşabilmesi oldu. Hastalarının düşüncelerinin derinine inmeye çalışırken kendi düşüncelerinin de açığa çıktığını görüyor, sorguluyor ve savaşıyor çoğu zaman. Özellikle üzerinde durulan konu ise ölüm korkusu. Ölümün yakın bir zamanda sanada uğrayabileceğini etrafında bir yerlerde görmeden yoksaymak ve gördüğün zaman bu duyguyla savaşmaya başlamak... Yalom'un diğer kitaplarını da şimdide incelemeye koyuldum. Psikoloji alanına ilgi duyuyorsanız Yalom tercihlerde bulunabilir.
Günübirlik Hayatlar
Günübirlik HayatlarIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 20158,5bin okunma
Reklam
96 syf.
8/10 puan verdi
**********SPOİLER İÇEREBİLİR.*********** Martı Jonathon Livingston bir başarı timsali olarak karşımıza çıkar. Sıradanlığa karşı çıkan, farklılığı dile getiren, damgaların içinden sıyrılan bir metafordur martı. Etkili bir kişisel gelişim kitabı sayılabileceğini düşünüyorum. Livingston, varsa içimizdeki farkındalığı ortaya çıkarabilecek bir karakter. Geleneksel yapıya karşı çıkan, martı topluluğunun kurallarını istese bile uygulama kısmına geçemeyen bu karakter hedeflerine ulaşmayı başarabilmiştir. Hatta hedeflerine ulaşmasını sağlayan hatta ve hatta bir hedef koymasına olanak veren yine geleneksel yapılı martı topluluğu olmuştur. Hal böyle iken bizim martı yalnızlaşıyor tabi. Zannımca yalnızlık çok iyidir ki Jonathon Livingston da yalnızlığının içinde kendini bulup parlayan, ışıldayan martıları ortaya çıkarmıştır. Kitabı okurken beni en çok düşündüren şey: ''Elalem ne der?(!)'' düşüncesinin davranışa bürünmesiyle insanların kendilerini kısıtlamaya başlamasıdır. Damgalanmaktan korkan bireyler haline gelerek çoğu zaman kendi özümüzün nerede olduğunu unutuyoruz. Değerlendirmemi Goffman'ın bu konuyu en iyi özetler halde olan şu cümleleri ile bitirmek istiyorum: ''Bir bireyin varsayılan kimliği ile fiili kimliği arasında bir uyuşmazlık varsayılır. Bu uyuşmazlığın farkına varıldığında veya bu uyuşmazlık aşikarsa söz konusu bireyin toplumsal kimliği örselenir; söz konusu uyuşmazlık, onu hem toplumdan hem de kendisinden koparma yönünde bir etkide bulunur ve böylece itibarsızlaştırılmış bir kişi olarak, kabul görmediği bir dünyaya göğüs germek durumunda kalır.''
Martı Jonathan Livingston
Martı Jonathan LivingstonRichard Bach · Epsilon Yayınları · 201167,1bin okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
'' Büyük bir yazarın yazdığı bir polisiye roman kadar haz veren bir kitap bulmak okuyucu için pek kolay değildir.'' Kitabın kapağının arkasında yazan bu cümleye hak vermemek elde değil. Aslında kitap günümüzde okuduğumuz polisiye romanlar gibi değil pek. Kanlı bıçaklı saldırılar, çok gizemli olaylar, son sayfalara kadar zor tahmin yürüteceğiniz içerikler barındırmıyor.Fakat tamda bir edebiyat ustasının, son derece güzel karakter analizleri ve edebi cümleleri sürüklüyor kitabın içine. Kitap üç ana karakter çerçevesinde gelişiyor. Katili tahmin etmeniz hiçte zor değil. Katilin yakın muhattabının, arkadaşını katille karşılaştırması ile üçüncü karakter devreye giriyor ve olaylar canlılık kazanıyor. Her ne kadar tahminlerinizin doğru çıkacağına inanıyorsanız da bir sonraki sayfayı merak etmekten kendinizi alamayacağınız bir kitap. Okumak isteyenler için tavsiye ederim. Keyifli okumalar :)
Selma ve Gölgesi
Selma ve GölgesiPeyami Safa · Alkım Basım Yayın · 20172,855 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
77 syf.
10/10 puan verdi
Stefan Zweig Freud'a olan hayranlığının izlerini kitaba yerleştirmiş. Bu kadar müthiş psikolojik analizler elbette ki bu ilginin yansımalarını gösteriyor. Satranç birkaç saat içinde bitirebileceğiniz ince bir kitap. Yalnız 71 sayfa oluşu değil kitabı çabucak bitirmenizi sağlayan. Akıcı ve açık bir anlatıma sahip , yormuyor bilakis heyecanlandırıyor. Psikolojik aşağılanmaya maruz kalan bir insanın delirme noktasına ulaşacağı sırada bir deha olmasını sağlayan bir ışık yanıyor ve bunun getirileri sanıldığı kadar sağlıklı olmuyor. Gerilimli bir atmosfer içine girmemi sağlayanda bu iki özelliğin sınır çizgisini taşırıp taşırmayacağını merak etmekle başlıyor. Kitaptan bir hayli etkilendim ve satranç tahtamı aramaya koyuldum kitaptan sonra. Uzun zamandır oynamadığım bu oyunu oynamak için içimde büyük bir istek oluştu lakin gördüm ki pek şansım yok. Eğer o satranç tahtasında bir gün babamı delirmeden mat edebilirsem bir dahi sayacağım kendimi! :)
Satranç
SatrançStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020237,1bin okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
Küçük Prens ne kadar çocuk kitabı olarak geçse de yayınevlerinde büyüklerin okuyup feyz aldığı elden düşmeyen bir kitap :) Benim için bir kişisel gelişim kitabı bile sayılabilir. Kitabı okurken sık sık Paulo Coelho- Simyacı geldi aklıma. Güzelliklerden, sevgiyle bakmaktan, yüreğinizin ısısını korumanız gerektiğinden harika cümleler ve resimlerle bahsediyor. Bozuk düzeni eleştiri tarzına bayıldım ve bende Küçük Prens gibi şu cümleyi kurmaktan kendimi alamadım: '' Ah şu büyükler ne kadar da tuhaflar.''
Küçük Prens
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015234,9bin okunma
Reklam
724 syf.
9/10 puan verdi
Çoğu zaman beynimizde hızla akıp giden düşüncelerimizi takip edemediğimiz anlarımız olmuştur. Biri ötekini kovalarken diğerini hep unutturmuştur. Eğer insanın aklından geçen bütün düşüncelerinin yazıya nasıl geçtiğini öğrenmek istiyorsanız Tutunamayanlar bu tarz için biçilmiş kaftan. Kitap sitede en çok yarım bırakılanlar listesinde başı çekiyor. Ama bu birincilik beni şaşırtmadı çünkü kolayca akıp gidebilecek türden değil. Psikolojik analizlerin yoğunluğu ve Oğuz Atay'ın mizahi kalemiyle bir girdabın içine sürükleniyor insan. Kitap hayata tutunmaya çalışan Turgut karakterinin yakın arkadaşı Selim'in intihar haberini gazeteden öğrenmesiyle başlıyor. Selim. Selimlik! Yani tutunamayan karakter. Olric var düşüncelere eşlik eden ve daha nice karakter Selim'in hayatından geçen. Alışılmadık cümleler ve sıçramalar karışıklık yaratabilir okuyucuda. Beni en çok zorlayan ve aynı zamanda nasıl geçti, ne oldu dediğim bölüm yaklaşık seksen küsür sayfalık noktasız geçen cümleler idi. Sakin ve dikkatli bir şekilde okumak gerektiğini düşünüyorum. Kurala uydum ve bende sadece geceleri okuyabildim kitabı. İlginç geldi ve beni içine çektikçe çekti. Selim'i ve Turgut'u aynı anda anlayıp Olric'e eşlik edebilmek tutunmamı sağladı kitaba. Bittiğinde durup sordum kendime bu kitabın rengi ne diye? Bana göre kahverengiydi. Yer yer açık yer yer koyu ama bütün tonlarını barındıran bir kahvelik. İçimizden geçip giden Selimliğin cümlesiyle bitiriyorum yorumumu: ''Beni aldattılar; gene de suçluyum. İnsanların en verimli olduğu çağda tükendim.Her anı, ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdiğim için çabuk yoruldum. Bana müsaade.''
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
476 syf.
·
Puan vermedi
Sosyal psikoloji dersinde kullandığımız bir kitaptı. Her ne kadar dersin kendisi bana sıkıntı vermiş olsada bu kitabı sevdim. :) Son derece yararlı. Salt bilgi değil kitaptaki amaç. Özellikle verdiği örnekler sayesinde bilgiyi daha akılda kalıcı şekilde verdiğini düşünüyorum.
Günümüzde İnsan ve İnsanlar
Günümüzde İnsan ve İnsanlarÇiğdem Kağıtçıbaşı · Evrim Yayınları · 2013198 okunma
272 syf.
7/10 puan verdi
Şiirlerini beğenerek okuduğum şairin yaşamını kulaktan duyma bilgilerle değil de gerçek verilere dayanarak öğrenmek istediğim için edindim bu kitabı. Ve biyografi-inceleme türünün bütün özelliklerini kitapta bulabilirsiniz. Şahsen oldukça doyurucu buldum.
Nazım Hikmet
Nazım HikmetAsım Bezirci · Evrensel Basım Yayın · 2013203 okunma
448 syf.
3/10 puan verdi
Yazarın akıcı bir dili var aslinda ama bilemiyorum kitap ilerlemesine ragmen başında verdigi carpici olay hakkinda bir turlu bilgi vermiyor. Gizemli gibi gorunuyor ama heyecan ögeleri barındırmıyor. Nitekim sonunda ne kadar da basitmis demekten kendimi alamadım. Gerilim türünde diye okumustum ama simdi hangi kategoriye girer bilemedim. Adaletsizlik ve gündelik hayattaki insan ilişkilerinin ele alınışı kitabın asıl olayından daha cok dikkatimi çektiğini söyleyebilirim.
Tanrı'nın Unutulan Çocukları
Tanrı'nın Unutulan ÇocuklarıCraig Silvey · Martı Kitabevi · 20216,2bin okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
En kısa sürede bitirdiğim kitaptır. Nasıl olurda daha önce karşılaşmadım bu kitapla dedim öncelikle. Ama daha sonra farkettim ki doğru zamanda doğru kitaptı ve bu bir işaretti. Kitabın bana öğrettikleri arasındadır bu işaretler.. Listemde tekrar okunacak, kütüphaneye eklenecek ve önerilecekler arasındadır. Gerçekten harikaydı..
Simyacı
SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023206,9bin okunma
Reklam
138 syf.
6/10 puan verdi
Şimdi Fatih-Harbiye'yi bitirdim. Bu kitabı okumadan önce dizisine rast gelmiştim birkaç kez. Kitabı elime aldığımda da eminim diziyle birçok yönünden ayrılmıştır diye düşündüm. Nitekim şu anda bitirdiğim bu kitap bana diziyle hiç bir alakası olmadığı için büyük mutluluk verdi.. :)
Fatih Harbiye
Fatih HarbiyePeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 202047,6bin okunma
384 syf.
·
Puan vermedi
Kitabı okuduktan sonra insanlara yaklaşımım, dinleme sürem, göz temasım, el ve kol hareketlerim ve yürüyüşümde dahil olmak üzere bir çok şey değişti. Bunun sonucunda insanlarında bana olan yaklaşımlarının olumlu yönde geliştiğini gördüm. Neler söylediklerimize çoğu zaman dikkat ediyoruz fakat beden dilimiz konusunda aynı hassasiyeti gösteremiyoruz. Hatta çoğu zaman farkında bile değiliz. İletişimlerini güçlendirmek isteyen kişiler için bu kitabı muhakkak tavsiye ederim :)
Kazandıran Beden Dili
Kazandıran Beden DiliZülfikar Özkan · Hayat Yayıncılık · 201644 okunma