Bilinmeyen Bir Kadının MektubuStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022226bin okunma
Yokluğunun azizliğine uğradım sanki ,
Senden sonraki sakarlıklarımı , yaralarımı
Hep buna bağlıyorum.
Arkanda bıraktığın hüzün bulutunun altında
Yağmurunla ıslandım sanki ,
Doğrusu ben de anlamadım ,
Anlam veremedim yokluğundaki bu kadar varlığa.
Arada bir gelen o hüzün hali,
Daha sık misafirim olmaya başladı .
Yürüdüğüm yollardaki
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Dokuz Taş - Bizim Köy - Geçip Giden Çocukluğum .
Siz dokuz taş oynamayı bilir misiniz? Biraz anlatayım isterseniz. İki kişi arasında oynanan oyun bir levhaya iç içe çizilen üç karenin kenar ortalarından birbirine düz bağlanarak oluşturulan çizim üzerinde, dokuzar taşla oynanan bir zeka oyunudur. Geçen gün kızıma oyuncak alırken gördüm modern halini, dijital levha üzerinde renkler yaldır yaldır,
İletişim kurmaktan aşırı sıkıldığım iş arkadaşlarımdan biri bugün bana, "ya sen buraya gireli herhalde bir buçuk ay oldu daha. neden çıkıyorsun ki biz sana alışmıştık" diye ağzını yaya yaya konuşuyor. Diyemedim ki; "bir kadınla bir erkeğin sohbet ettiğini gördüğünüzde bile yatak dedikodularına başladığınız, borç aldığın insanın arkasından aldığın borç para için "istemezse vermem belki, anacım biraz da biz söğüşleyelim" dediğin ve daha huyunu suyunu bilmediğin bana karşı, "hayır bir özgüvenli yürüyor ki sorma sanki burası podyum. Hayır anacım doğru dürüst ne konuşur ne şakalaşır" dediğin ve bu dedikoduyu seninle yapan arkadaşının gelip bana senin için, "hayır herkesin dedikodusunu yapmasından rahatsız oluyorum ama ne yapayım, ortam böyle, herkes herkesin kuyusunu kazıyor. İş hayatı böyle işte Furkan" dediği için yani uzun lafın kısası hepiniz cok karaktersiz insanlar olduğunuz için diyemedim. Allah sizin belanızı versin iblisler, sizden bok kokusu yayılıyor diyemedim de, 'burası bana göre değil, başka bir yerde şansımı denemek istiyorum' dedim.
Modern dönemin getirdiği sahte nezakete köpek sıçsın!
Lütfen sona kadar okuyun. Her birimizde vardır bu sorun.
Merhaba 1k okurları.
İki gündür ister iletilerde, ister yorumlarda bir sorunu farkettim. Hatta benim de başıma geldi. Takipleşmelerde büyük sorunlar var. Ve bu sorunlar bazı takipçileri birbirine düşürüyor. En yakın arkadaşlar nedenini bilmeden kırılıyorlar birbirine. Hatta sorma gerekçesini görmeden bile engelliyorlar takipten çıktı diye. Kim bilir kimleri atmış takibimden bu sorun. Daha dün en sevdiklerimden bir okurun alıntısıyla karşılaştım akışımda. TAKİP ET yazısını gördüğümde neye uğradığımı şaşırdım. E ben ne zaman çıktım ki takipten. Acaba takipten mi atıldım. Ne var ki ben önyargılarımdan kurtulalı çok oldu. Önce bir sordum. Sen beni takipten attın mı diye. Yani olabilir. Buna saygı duyarım ama, 1k'dakı sorunları göz önünde bulundurursak, sormakda fayda var dedim. İşte tam da düşündüğüm gibi oldu. Sorun 1k'da olan takipleşmelerin oynaması.
Yani karşılıklı takipettiklerimin takibinden çıkmışsam, lütfen önce sorun, sonra kararınızı verin. Ben kimseye uyarmadan takipten çıkmam. Çıkmışsam da var bir nedeni diye sorulması daha doğru değil mi?
Bu sorun bana tekrar öğretti ki;
Önyargılar dostlukları kamçılar. Varsa sorun mutlaka sorun!!!
Kitabsever
Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal KarıncaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 201710,4bin okunma
OKUMALISINIZ!!!
KIRLANGICIN ÖYKÜSÜ
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş.
Penceresinin önüne konmuş,
bütün cesaretini toplamış,
röfleli tüylerini kabartmış,
güzel durduğuna ikna olduktan sonra
küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.