Mesele şu ki iki kişiyi, birbiri ardından, biri ötekinin yerini alacak şekilde sevebilirsiniz, ben bunu yaptım. Onları farklı biçimlerde sevebilirsiniz. Bir aşkın gerçek, ötekininse sahte olduğu anlamına gelmiyor bu.
-Bu, morfin dediğin şey sıvı mı? Nası bi
şey şimdi...
- Hii... Aman Allahım... Sen ne diyosun baba yaa?
- Kız bi kere getirip malı vururuz... Sonra tövbe... Okul filan yaptırırım, hacca giderim...
Biz var ya, biz sevemeyiz küçüğüm. Aşk, yanılsamaların en tensel olanıdır. Dinle: Sevmek, sahip olmaktır. Peki, sevdiğimiz zaman neye sahip oluruz? Bir bedene mi? Bedene sahip olmak için maddesini kendimize mal etmemiz, onu yememiz, içimize sindirmemiz gerekir... Olmayacak şey ama, tut ki oldu, bu bile geçicidir, çünkü bedenimiz de devinir, dönüşür, hem biz kendi bedenimize değil, sadece onun verdiği duyguya sahibizdir; ve ayrıca sevdiğimiz o bedeni bir kere ele geçirdik mi o bizzat biz olur, bir başkası olmaktan çıkar ve öteki varlığın yok olmasıyla aşk da biter.
Biz aslında insanları sevmeyiz. Sevdiğimiz, bir insan hakkında oluşturduğumuz fikirdir. Kısacası kendi uydurduğumuz bir kavramı ve sonuç olarak kendimizi sevmekteyizdir.
“Bana gittin diyosun baba ama ben gitmedim, gidemedim, kalamadım evim nerde bilemedim; çünkü aklımın bir tarafında bir köşesinde hep sen vardın. Bu olmamışlık, bu küslük… İnsanın dönebileceği bir evinin olmaması ne demek biliyor musun baba?"
METE
Ben çok yalnızım ya....Allah Belamı versin...Çok yalnızım.
KAAN
Sen ne diyosun ya ben geçen gün ölüyorum sandım yalnızlıktan.
Sessizlik. Bu konu da buraya kadarmış...