"Su gibi olmalı insan. Saf, temiz, berrak. Onun gibi dümdüz, dolambaçsız, basit ama vazgeçilmez olmalı. Senden bahsedildiğinde herkes aynı şeyi şeyi anlamalı. Su denilince aynı şeyi anladıkları gibi..."
Bin bir gecenin masalı olan Uyku, sen benim en etkili ilacımsın. Şikayet etsem de senden beni Gece'den mahrum bıraktığına, sancılarımın huzura vardığı limanımsın. Hani sabah akşam göz kapaklarımdan inmiyorsun ya, benim en vazgeçilmez arkadaşım olduğunu en büyük sancılarımı dindirdiğinde öğrendim. Sonsuzluk uykuma varana kadar benimlesin, kabuslarına bile razı gönlüm..
Sen hayattan bağımsız bir nota değilsin, bütün bir senfoninin parçasısın.
Osho'nun bu kitabında bir kere daha anlıyoruz ki kesinlikle tanımanız gereken bir yazar ve inanıyorum ki düşünceleriyle, farkındalığınızı artırması ile hayata bakış açısı ile sizin için vazgeçilmez yazarlardan bir tanesi olacak kendisi
Yazarımız bu kitabında
"Gençlere en başta tavsiyem şu: Bu dini kendi başınıza kitap okuyarak öğrenmeye kalkmayın. Kitap okumak insan olmanın sanki vazgeçilmez bir unsuru gibi. Oysa biz niye kitap okuyoruz? Bilgilenmenin bir vasıtası olarak kitap okuyoruz. Peki, bilgilenmenin başka vasıtası yok mu? Var. Bizim geçmişimizde, kültürümüzde biz kitap okuyarak
Senden giden eğer bir gün sana geri dönerse seni sevdiği için değil onu sevdiğini bildiği için geri dönecektir sakın ona bu fırsatı verme çünkü dönsede hiçbir şey değişmeyecektir ilgi ve sevginin fazlası basit insanları çabuk şımartır bu tip insanlar aşırı sevgi aldıklarında kendilerini vazgeçilmez zannetmeye başlayarak zamanla sevgisinden beslenmeye başladığı insana karşı acımasız biri haline gelirler karakterleri zayıf olduğundan sahip olduğu değerinin farkına varıp sevip kalbinde taşımak yerine kibirlenerek karşısındaki insanı gezmeyi ve küçümsemeyi seçerler ve sonunda karşısındaki insana ait bir sevgi ile krallığını ilan ettiğini düşünür ve kendilerini daha çok sömürge bulmak için elindekini bırakıp dış dünyaya açılırlar
Çok yoruldum. Her şeyden. Kalbimin ağrısından, beynimi kemiren düşüncelerden, uyuyamadığım için şişen gözlerimden, saç diplerimden ayak tırnağıma kadar yorgunluğumu hissediyorum. Artık dayanmak istemiyorum, en kötüsü de ne biliyor musun? Bu yorgun kalbimin nedenini bilmiyorum. Kalbim neden bu kadar acıyor? İnanın ki nedenini bilmiyorum. Sanki biri sarılsa "geçecek" dese yemin ederim ki inanacağım...
Sarıldığında tüm yaralarım geçecek sanki. Ama olmuyor kimse hiçbir şey sormuyor. Ben geçmişe aitken kimse benimle hayata aynı pencereden bakmıyor. Belki de kimsenin umurunda değilim. Kim bilir belki bir gün beni de düşünen olur...
Bu not kendime:
Güzel kalplim, hayal dünyası uçsuz bucaksız garibim. İnsanlara hak ettiğinden fazla değer vermekten vazgeç, hiç kimse vazgeçilmez değildir. Anla artık! Lütfen anla artık. Geleceğin yanlış insanlardan daha değerli.
Herkese söylediğin şu cümleleri kendine de söyle:
"Mutlu olduğun için değil, mutlu olmayı hak ettiğin için yüzünden tebessümünü eksik etme."
Hep insanlar ne der diye hayatını devam ettirme, kendi kararların kendi hayallerinin peşinden koşmayı asla bırakma... Kimin ne düşündüğü önemli değil, Rabb'inin senden razı olacağı ve hoşnut kalacağı bir kul ol.
Uçsuz bucaksız hayal dünyamda koşup, gülüp pembe bulutlar üstünde koşan sen. Anlaştık mı? Sana söylediğim tavsiyelere uyacak mısın?
+ İnşaAllah, nasip. 🤲
youtu.be/bQuTbztehhA
Nasıl olsa küsmüyor,her durumda idare ediyor dediğin kisinin
gün gelir o kocaman sevgisi
kocamam nefrete dönüşür
ve senden tamamen vazgeçer!
Unutma, kimse vazgeçilmez değildir!
Bir aşk masalı; 5 prens'in gördükleri Rüya üzerine sevdayı bulmak için Kaf dağından ıssız çöllere, Ücra hanlardan savaşçı kabilelerin çadırlarına, devlerden Deniz kızlarına, balinalardan devasa yılanlara geçiş yaptıkları sevdayı, aşkı arayışları, ararken karşılaştıkları zorlukları, kararlılıkları, iyilikleri konu aldığı ve bulunca da
Sıcacık bir merhaba hatırladığım
Sonra...sessiz sessiz boy verdi
Filizlendi yüreğime ektiğin sevgi tohumların...
Rengarenk gökkuşağına döndü seninle gönül bağım
Oysa şimdi..
Ne bir bakış..! Ne bir dokunuş..! Ne de bir ses..!
Neden hala senden vazgeçemiyorum..!
Neden hala seni..benimmişsin gibi hissediyorum...
Neden hala gönlüne girebilmek için çırpınıyorum
Neden senden başkasına atmıyor bu kalbim...
Neden ruhumun her zerresini sarmış bu sevgin...
Üzülmeli'miyim..? Sevinmeli'miyim..?
Gülüşünü sevdiğim...
Öyle esen bir yelsin ki, yüreğimde...
Neler hissettirdiğini...sen bile bilemezsin...
Varlığınla gönlüme huzur verenim...
Susmalımıyım..! sence...
Söz geçiremiyorum seni seven kalbime...
Ve...
Sebep arama...bazen uzak, çok uzak olsanda...
Vazgeçemediğim *sevgin yaşıyor* sıcacık yüreğimde..
Diyorum...Kendime...Kendimce...
Pervin Yalım
Bilinçdışı, anlayamadığımız, kendisine vakıf olamadığımız bir bilgidir. Kendisini günlük hayatın psikopatolojisinde bize sunan bu ulaşamadığımız alanı Freud bilinçdışı olarak adlandırıyor, ona kararlılık veriyor ve bu nihayetinde bir yapı doğuran edimdir. Tıpkı bizde Yunus Emre'nin "bir ben vardır bende, benden içeri" deyişinde salık
Hürriyetten aziz ne var dünyada
Uğrunda kan döküp, ölünür elbet
Hür olan insanca yaşar dünyada
Senden vazgeçilmez canım hürriyet
Tarihler adını kanımla yazsın
Hürriyet sen bizim bayrağımızsın
Can verdi yolunda nice kahraman
Tarihi seninle yazdı milletim
Kahrolur elbette sana dokunan
Namusum, şerefim ey hürriyetim
Çarpar varlığında kalbi vatanın
Hürriyet ölümsüz ruhu Ata'nın
Bizi bilmeyenler tarihe sorsun
Hiç zincir durur mu Türk bileğinde
Ölen şehitlerin, doğan çocuğun
Hürriyet yazılı gözbebeğinde
Şahidimiz olsun yer, gök ve deniz
Hür doğduk, elbette hür öleceğiz.
Sayfa 49 - Nevit Kodallı tarafından bestelenmektedir.