Telgrafhane
Uyuyamıyacaksın
Memleketinin hali
Seni seslerle uyandıracak
Oturup yazacaksın
Çünkü sen artık o eski sen değilsin
Sen şimdi işsiz bir telgrafhane gibisin,
Durmadan sesler alacak
Sesler vereceksin
Uyuyamıyacaksın
Düzelmeden memleketinin hali
Düzelmeden dünyanın hali
Gözüne uyku girmez ki
Uyumayacaksın
Bir sis çanı gibi gecenin içinde
Ta gün ışıyıncaya kadar
Vakur metin sade
Çalacaksın
"Her kadın onu deli gibi seven ve onsuz bir hayatı hayal bile edemeyen bir erkeği hak eder. Güven bana, o adam dışarıda bir yerde. Onu bekle, tamam mı? Seni delicesine seven bir adamdan daha azına razı olma. Söz mü?"
gunlerden o gün alıp başımı evin yolunu şaşıracağım
taze ekmeğim eski kanlarım benim ellerim şaşıracak
ya da tek başına acıkacaksın sen tek başına gözlerin
hiç umurumda değil ya şundan şundan şundan korkuyorum
kim uydurdu bu haziranı bu temmuzları bu yaşamaları gizli
kapaklı
bu yulafları oğlakları bardakları bu bütün puştlukları bu
şarkıları
hiç
Çağır bütün şairlerini yeryüzünün
Konuştursunlar ardın sıra kelimeleri
Heceleri kanatsınlar bir mumun alevinde
Kim bilir, belki bir gün çıkar da birileri
Beni bir dizesinde öldürür sultan gibi
Bütün şiirlerinde çoğaltır seni
…
Çağırsan da bütün âşıklarını yeryüzünün
Taşıyabilirler mi o ateşten, o mağrur
O isyankâr resmini
Bulursun dudaklarımda
Onların duyamadığı
Bilmediği ismini