Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bekaret sorunu
Bekaret sorunu, fikren ve karakterce birbirine denk olmayan eşlerin bir çatı altında ömür tüketmesi, nüfusun yarısından fazlasının eğitim görmemesi ve dolayısıyla nüfus patlaması gibi olumsuz sonuçların doğmasını gerektirir. Bekaret sorununun yarattığı en büyük sakınca, kadının beşeri duygulardan yoksun bir artık sayılması ve erkeğin malı mülkü kertesine indirilmesi açısından kendini hissettirir.
Şeriat kafasına göre
Evlilik merasiminin tamamlanması bakımından vekaletin varlığını etrafı açıklamak öylesine önemlidir ki, zifaftan sonra erkek tarafı gelini muayene ederek durumu tespit eder ve sonucu herkesin bileceği ve göreceği şekilde etrafa yayar. kızlık perdesinin bozulduğunu kanıtlayan kanlı çamaşırları sergiler. Bazı yerlerde yrni evlilerin yakın akrabalarının, zifaf gecesi nöbet tuttukları ve ertesi sabaha kadar bekledikleri görülür.
Şeriat kafasına göre
Bekaret denilen şey aynı zamanda kızın bir mal, bir meta olarak değerini tayin eden ve bir bakım ona sermaye ağırlığını sağlayan bir anlam taşır. Bekaretini yitirmiş bir kız evlenme şansından yoksun ve evde kalmış demektir.
Bekaret Meselesi
Bekaret öğesi, aslında namus duygularını oluşturmak için ya da ahlaki yaratma maksadıyla öngörülmemiştir. Esas itibariyle erkek sınıfının çıkarlarını, rahatını ve huzurunu sağlama düşüncesi ile ele alınmış ve kurallara bağlanmıştır. Bağlanırken de sanki ahlakilik endişesiyle hareket ediyormuş havası yaratılmıştır.
Şeriat beyi Muhammed Mustafa buyurur ki, hayrü'l umûrü evsatuha, yani her şeyin en iyisi ortasıdır.
Sayfa 136Kitabı okudu
Ne Kur'an, ne şeriat aslında ilerlemeye muhalif değildir; yalnız onların taşıyıcısı olan şeyhler ve âlimler, kişisel menfaatleri uğruna Kur'an ve şeriata medeniyetle uyuşmayan bir şekil vermeye uğraşmışlardır. Bunu pekâlâ bilen Mısır müceddidi Mehmet Ali, Mısır'ın şeyh ve âlimlerini sarayına toplayarak, etrafını kendisine tamamen sadık üç sıra askerle kuşandıktan sonra, yaptığı yenilik ve ıslahatları, ölüm tehdidi altında onlara onaylatıp imzalattırdı.
Sayfa 186
Bir aralık, siyasî faaliyeti dolayısıyla Örfî Harb divanına verildi. Harb Divanı Reisi Hurşit Paşa ile aralarında karşılıklı sual ve cevap: -Siz Şeriat istiyor muşsunuz, öyle mi? Şeraitçiler mürtecidir! -Eğer Meşrutiyet bir hizbin istibdadından ibaretse, dünya şahit olsun ki, ben mürteciyim! Şeriatın tek meselesi uğrunda bin ruh ve mevcudiyetim olsa hepsini fedaya hazırım. Buna rağmen, idamına kadar gitmesi mümkün olan bu muhakemeden beraat elde etmiş, hükme karşı teşekkür etmeyerek salondan çıkmış ve kalabalık bir halk kütlesi içinde ilerlerken. -Zalimler için yaşasın cehennem, yaşasın cehennem! Diye sesini yükseltmiştir.
Çok genç yaşta koca evine gitmenin diğer sakıncalı bir yönü de gerek kocaya ve gerek gerek kocanın yakınlarına karşı eziklik içerisinde kalmak ve bunun kötü sonuçlarına katlanmaktır. Söylemek fuzulidir ki böyle bir evliliğin karı koca arasına saygı sevgi ve eşitliğe olanak yaratması mümkün değildir. Nitekim Müslüman ülkelerde genellikle görülen şey odur ki yaşlı erkekle evlenen kız çocuk, kocasını bir baba gibi bilmekte, ona körük körüne boyun eğmekte ve köle gibi onun hizmetlerini görmektedir. Bu ezikliği sadece kocasına değil kocasının tüm yakınlarına karşı da aynı ile hissetmektedir.
Erken yaşta evlilik
Kendilerinden çok yaşlı erkeklerle evlenen kızların tüm yaşamlarının trajedi şeklini aldığı bir gerçektir. Aradaki büyük yaş farkı yüzünden bu gibi kimselerin bir süre sonra dul kaldıkları ve yeni bir evlenme yapacak durumda değillerse ve kocalarından da fazla bir şey edinememişlerse, çoluk ve çocuklarıyla sert sefil hale geldikleri her Müslüman ülkede görülen şeyler.
Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki. Hakikat der ki: Ne sen varsın ne ben.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.