Ben geçmişimi nerde saklayacağım ? Geçmişinizi cebinizde saklayamazsınız . Onu koyacak bir eviniz olmalı . Gövdemden başka bir şeyim yok benim . Yapayalnız bir adam , salt gövdesiyle anıları durdurup saklayamaz . Anılar üzerinden geçip gider onun
Uy havar !
Muhammed , İsa aşkına
Yattığın ranza aşkına ,
Deeey dağları un eder Ferhat’ın gürzü!
Benim de boş yanım hançer yalımı
Ve zulamda kan - ter içinde , asi
He desem , koparacak dizginlerini
Yediveren Gül kardeşi bir arzu
Oy sevmişem ben seni…
Kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil… İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile… Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımdan küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birilerini arıyorum. Bütün bu beynimde geçenleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman nasıl hazin bir hal aldığımı tasvir edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış bir kedi gibi kendimi zavallı hissediyorum.
Beni bir gün unutacaksan, bir gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığa alışkanlığımı kaybettirme boşuna. Tedirgin etme beni. Bu sefer geride bir şey bırakmadım. Tasımı tarağımı topladım geldim. Neyim var neyim yoksa ortaya döktüm. Beni bırakırsan sudan çıkmış balığa dönerim. Bir kere çavuş olduktan sonra bir daha amelelik yapamayan zavallı köylüye dönerim. Beni uyandır.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin.
Tutunamayanlar'da; "Kollarımı açıp tüm insanlığı kucaklıyorum.'' diyen Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar'da: "Bütün insanlığı kucaklamak isterken, neredeyse bu dünyanın altında eziliyordum." diyerek umudunu kesmişti insanlardan. Bu, hayatın en yorucu vazgeçişidir.
“ Hangi dilden olursa, bir şarkı isterim.
İçimde kırık dökük besteler dolaşır.
Kalbim avucumdadır artık,
Bir sahilden sesler gelir, kaybolur.
Uzun uzun nefes alır sular,
Uzun uzun ağlamak isterim... „
- Turgut Uyar
Toplumsal bilincin eridiği , insanların televizyon karşısında kurudukları, gençlerin ‘’ Nereye olursa olsun ‘’ diyerek kaçtıkları bu ülkede Mehmet Akiflere muhtacız.
Ama onun kadar romantik ve edip bir adam yoktu . Kılıç tutan eli kuyumcu eğesini de aynı maharetle kullanırdı , hünkar birinci sınıf bir kuyumcuydu. Dahası Muhteşem Süleyman monogamdı, tek eşin tadını çıkaracak maharette biriydi . Hayatı boyunca sadık kaldığı eşi Hürrem Sultan’dı.
Avrupa’dan Osmanlı ülkesine gelen Protestan Rahip Shcweigger, “bütün sahte dindarlar gibi Türkler de Tanrı’yı aldatmak için mabetlerini büyük , güzel ve süslü yapıyor . Bizim aksimize oturdukları evlere hiç dikkat etmezler “ diyor