Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Bilim kurgu Klasiklerini hep sevmişimdir.
Alt mesajlarda verilen duygu durum yoğunluğunda, hayatı sorgulama ve anlama amacına yönelik ciddi edebi gondermelerin olması beni hep etkilemiştir.
Yalnız bilim kurgu romanı sevmek bir süreç gerektirir. Biraz agir ilerleyen konuların yoğunluğu, yeni başlayanlar için sikici gelebilir.
Okumak istiyorum ama
Her şey bir vileda sopasıyla gelen Aksakallı Dede fikri ile başladı diyor Burak Aksak önsözde. 2 yıl sonra ilk bölümüyle TRT de yayınlandığında 104 bölüm sürecek efsane dizi başlıyor.
Ben Leyla ile Mecnun'u geçen sene izlemeye başladım. Zamanında nasıl kaçırdım ne oldu bilmiyorum. Eşim müptelası sayesinde başladık sonra ben tek başıma bölümleri devirdim. Hala tüm bölümleri bitirmiş değilim ama müthiş sevdim. Hiç de acele etmiyorum bitmeyiversin hemen
.
Keyifle izlememe rağmen cok duygulandığım ve hatta ağladığım bölümleri olmuştur.
Her bir karakterini ayrı sevdim ama İsmail abi gönlümde baş köşeye oturdu.. O umudun, masumluğun sembolü oldu. Kulağıma sesi geldi şu an
.
Senin ağzından çıkanla kulağının duyduğunun tuttuğunu hiç görmedim hayatta
.
Bu kitap dizi bittikten sonra yayınlanmış. Diziden farklı olaylar var tabi ama ilk sezonun hızlı bir özeti gibiydi sanki. Akıp gitti. Direkt kitabı okusam belki hiç gülmeyecegim esprileri, karakterleri zihnimde canlandırıp seslendirince istemsiz gülerek okudum.. Sesler, yüzler, mekanlar, müzikler her şey vardı Eski bir dost ile karşılaşma gibiydi.
Şimdi önümüzdeki günlerde diger kitabı Ben Orada Değildim'i okuyacağım inşallah.
Yayınlandıktan sonra onca yıl geçmesine rağmen hala sevilen ve sürekli anılan bir dizi ortaya çıkarmak büyük iş. Size de Leyla ile Mecnun samimiyetini, doğallığını tavsiye ediyorum.
·
Puan vermedi
Acımasızları severek okudum ben ama Dokunulmazlar ilk kitabı alır beşe çarpar. Tek kelimeyle efsaneydi. Bu sene okuduğun en akıcı, merak uyandıran kitapların başında kesinlikle Dokunulmazlar ilk sırada olacak. İlk kitap tamamen giriş ve karakterleri tanıma kitabıymış. Bunu Dokunulmazları okurken anlayacaksınız.
İlk kitabın sonlarına doğru aslında
5 Temmuz 1900, Vafeohori yokuşundan çıkıp Mirgün Sahilinde Konstantiniye'nin en temiz havasını soluyoruz.
Dil Küşa Sokağına misafir oluyoruz.
Aspar ve Talay kardeşten öte bağlı birbirlerine. Mahalleye taşınan Dünya güzeli kız Alesia da katılır onlara.
Çok önce Alesia ve Aspar'ın babası kadim dostmuş. Takiii Alesia'nın mermer
#portakallıçikolata
“Gücünü sevdiğine karşı değil, sevdiğiyle birlikte zorluklara karşı kullanmaktı sevmek. Yüreğini emanet ettiği kişinin yüreğini emanet aldığını bilene denirdi "seven" diye..”
Ceylin, hayatta bir başına kalmış güçlü ve kendinden emin bir karakter. Babaannesinin özel tarifiyle dillere destan olmuş portakallı
İNCE MEMED 1 & KİTAP YORUMU
İnce Memed…. Yaşar Kemal’in 1947’de yazmaya başlayarak 32 senede tamamlayabildiği 4 kitaptan oluşan serisi.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en iyi romanı olup 40’dan fazla dile çevrilmiştir.
Yaşar Kemal bu kitapta isyan etmiyor, baş kaldırmıyor da ne yapıyor?
Söylenecek çok şey varmış da konuşamıyormuş gibi insan…
İnce memed; zayıf, cılız bir oğlandır. Yetimdir, yaşlı anasıyla yaşar. 5 köyün ağası Abdi Ağa tarafından itilip kakılır, dövülür, türlü işkenceye, küfre ve hakarete maruz kalır, üstelik sadece Memed değil tüm köylü aynı durumdadır. Deli dolu bir yüreğe sahiptir İnce Memed. Taa küçüklüğünden Abdi Ağa’ya karşı çıkar ve kaçar gider başka bir köye fakat Abdi Ağa belası onu her seferinde yakalar. Memed büyür ve olanlar olur. Sevdiği kızın Abdi Ağa’nın yeğeniyle nişanlandırılması Memed’in yüreğini taşırır ve her şey geri dönülemez bir şekilde değişir.
Sular seller gibi okuyacağınız bir hikaye. Öyle ki karakterler sanki kanlı canlı hayattalarmış gibi, sanki bu karakterleri hep tanıyorduk, içimizdeydiler gibi.
Kitabı okuduktan sonra anlıyorsunuz ki, yabancıların Raskalnikov’u, Anna Karenina’sı, Gregor Samsa’sı, Oblomov’u, Robinson Crusoe’u varsa bizim de İnce Memed’imiz var.
Son olarak, Yaşar Kemal bir betimleme ustası. Öyle anlar oluyor ki, kokular burnunuza, sesler kulağınıza geliyor. Dokunulan yerlere sanki siz dokunuyorsunuz. Bu nasıl bir betimleme sanatıdır, şaşıyorsunuz.
Vee ilk kitabı
bitirdikten sonra hemen 2. kitaba doğru koşuyorsunuz
