Sanki bilincinin üzerindeki perde sonunda kalkmış ve ona hiç şüphelenmediği hislerle gerçeklikler sunuyormuş gibiydi. Belki de aşk macerası, insanların hayatına neşeli bir prens yaklaşıyormuş gibi boru sesi ve görkemle dalmıyordu. Belki de eski bir arkadaş gibi sessizce kişinin yanına sokuluyordu. Belki de ani bir ışık değişikliği, ritme ve müziğe ihanet eden sayfalarını aniden belirginleştirene dek, kendini bir düzyazı gibi sunuyordu.