Veee Mücella... Sanki hayatımdan bir insan geldi ve gecti gibi hissediyorum suan. Geldi, onu tanidim ve ayni siradanlikla kayboldu gitti... Mücella... Naif, acelesiz, telaşsız, siradan bir hayatin anlatildigi, sıradan bir insanin romani... Aslinda roman ve karakterler hakkinda bilgi vermek istiyorum ama korkuyorum fazla yazmaktan, yazıp da ipucu vermekten... Gerci oyle belirli bir konusu yok. Yani hani roman okuyorum sonunda bir sey olacak, iste efendim uzulurum, sasiririm diye bir beklenti icine girmeyin. Nazan Bekiroglu'nun kalemini ve uslubunu sevenler icin guzel bir roman olmus. Yani bu kitap, oyle siradan bir hayati ele almıs ki eminim hayatinizda Mücella gibi insanlar tanimissinizdir... Benim var mesela. Hatta okurken hep o hanim aklima geldi. Yani nasil demeliyim iyi ifade edebilmek adina... Şöyle ki; sıradan bir hayatın konu alındığı, mübalağanın m'si bile bulunmayan bir kitap Mücella... Aslinda karakter olarak baktigimizda ayni karakterde olmadigimi farkettim Mücella ile. Bazi yerlerinde kendisine "Deli Mücella" bile dedim :) Sonra bazi yerlerinde ise kendimden birkac yer buldum... Icimde bir yerlerde Mücella'nın telaşsız hayatına binaen hayatlar mevcut oldugunu hissettim belki de... Simdi ise baska bir kitaba gececegim lakin Mücella'nin hayatimdan gitmis olmasina üzülmedim degil :( Alışmışım demek ki. 340 sayfadır Mücella dogdu, cocuk oldu, genc kız oldu, orta yasa erdi ve yaşlandı ve... Gerisini de siz okudugunuzda getirirsiniz... Bana Mücella'dan geriye sanirim hic unutamayacağım bir soru cümlesi yadigar kaldı. "He acaba?" Kitabi ben begendim, okumaya baslarken buyuk beklenti icinde olmayin cunku siradan bir insanin romanini okuyacaksiniz. Siradan lakin kolay unutulmayan..