Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bilmiyordum, öğrenmiş oldum
O gün ben senden önce söylediğim bütün yalanları sana söy­lemişim gibi utanıyordum. Soyut bir vaftiz suyu olsaydı da girip arınabilseydim keşke. Ama pozitivizmin çağındaydık ve öyle şeyler ancak romantik yeniçağ romanlarında olurdu. Halledebi­lirim sandım ilk başta, üstesinden gelirim. O zaman karar ver­miştim sana yalan söylememeye. Bilmiyordum olacakları. Ne­reden bilebilirdim? Bizi karşılaştıran kader seninle birlikte beni paklarken benimle birlikte seni kirletiyormuş. Bilmiyordum. Bilsem yalanlar söylemeye devam eder, seni kendi karanlığıma hiç çekmezdim. Bilmiyordum. Sadece seni seviyor ve başka hiç­bir şey bilmiyordum.
Sayfa 138
Bir gün okulda oturuyorum.Köydeki kadınlar bazen benden sigara istemeye gelirlerdi.Bir kadın geldi.Üzerinde uzun gıcır gıcır göz kamaştıran bir kadife elbise vardı.Kadına dedim ki hayırdır çok şıksın. Gülümseyerek düğünümüz var dedi. Bende abisinin düğünü var sandım. Kimin ,abinin mi? diye sordum.Yok abimin değil ,benim kocamın düğünü deyince şaşırdım. Hani ben eğitimciyim ya. Böyle bir şeyi nasıl kabul ediyorsun?dedim. Kadın gözlerime şaşkın bir ifadeyle bakıp,niye öyle diyorsun hocam bak kocam bana bu yeni elbiseyi aldı beni çok seviyor dedi.
Reklam
Sherlock Holmes keyif için sokağa çıkan, keyif için gezen bir insan değildir. Tanıdığım en kuvvetli insandır, fevkalâde boks bilir. Fakat lüzumsuz yere vücudu yormanın enerji israfından başka bir şey olmadığı kanaatindedir. Ama iş icabı hareket etmeye, yürümeye, enerji sarfına başladığı zaman da yorulmak bilmez. O gün hava çok güzeldi, ilkbahar
Bir gün okulda oturuyorum.Köydeki kadınlar bazen benden sigara istemeye gelirlerdi.Bir kadın geldi.Üzerinde uzun gıcır gıcır,göz kamaştıran bir kadife elbise vardı.Kadına dedimki Hayırdır çok şıksın.Gülümseyerek Düğünümüz var,dedi.Bende abisinin düğünü var sandım.Kimin ,abininmi diye sordum.Yok abimin değil ,benim kocamın düğünü.deyince şaşırdım.Hani ben eğitimciyim ya.Böyle bir şeyi nasıl kabul ediyorsun?dedim?Kadın gözlerime şaşkın bir ifadeyle bakıp,niye öyle diyorsun hocam,bak kocam bana bu yeni elbiseyi aldı.Beni çok seviyor .dedi
Sayfa 203
Velhasıl bir zamanlar çok sevdiğim ve birgün gideceğini adım gibi bildiğim birinin yasını tutuyorum. Güvenmiştim, ne olursa olsun bir yol bulabilecağımıza inandım... Çünkü o seviyor sandım...
Güvenmiştim, ne olursa olsun bir yol bulacağımıza inandım... Çünkü seviyor sandım...
Reklam
Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, olduğumu sandım. Başka deyimle, aptallık ettim. Deneyimli bir insan olarak o zamana kadar hep sormaktan kaçındığım bir soruyu sık sık sorarken yakalıyordum kendimi. "Beni seviyor musun?" sorusu takılıyordu dilime. Bilirsiniz, böyle durumlarda, "Ya sen?" diye yanıt vermek âdettir. "Evet," diye yanıtlarsam bu soruyu, gerçek duygularımın ötesinde bağlamış oluyordum kendimi. "Hayır," demeye kalkışırsam, artık sevilmeme tehlikesini göze alıyor ve bunun acısını çekiyordum.
"Sevmek ve sevilmek ihtiyacında olduğumdan, âşık olduğumu sandım. Başka deyimle, aptallık ettim. Deneyimli bir insan olarak o zamana kadar hep sormaktan kaçındığım bir soruyu sık sık sorarken yakalıyordum kendimi. “Beni seviyor musun?” sorusu takılıyordu dilime. Bilirsiniz, böyle durumlarda, “Ya sen?” diye yanıt vermek âdettir. “Evet,” diye yanıtlarsam bu soruyu, gerçek duygularımın ötesinde bağlamış oluyordum kendimi. “Hayır,” demeye kalkışırsam, artık sevilmeme tehlikesini göze alıyor ve bunun acısını çekiyordum. İçinde huzuru bulacağımı umduğum duygu ne denli tehlikeye düşerse, arkadaşımdan o duyguyu o denli çok bekliyordum. Böylece, gittikçe daha açık vaatlere sürükleniyor, yüreğimden gittikçe daha büyük bir duygu ister hale geliyordum. Bu şekilde, şirin bir alık için yalancı bir tutkuya kaptırdım kendimi; bu kadın yürek basınını o denli iyi okumuştu ki, sınıfsız toplumun kurulacağını bildiren bir aydının güven ve inancıyla söz ediyordu aşktan. Bu inanç, bilmez değilsiniz, sürükleyicidir. Ben aşktan da söz etmeye çalıştım ve sonunda kendimi inandırdım. Hiç değilse, kadının metresim olduğu ve aşktan söz etmeyi öğreten yürek basınının aşk yapmayı öğretmediğini anladığım âna kadar. Bir papağanı sevdikten sonra bir yılanla yatmak zorunda kaldım. Böylece, kitapların vaat ettiği, benimse hayatta hiç karşılaşmadığım aşkı başka yerde aradım. Ama antrenmanım eksikti. Otuz yılı aşkın bir zamandır yalnızca kendimi sevmiştim. Böyle bir alışkanlığı kaybedeceğimi nasıl umardım?"
Sayfa 56
43 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.