Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizem Şahan

Gizem Şahan
@sevtapgizem
11 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
Kaçıp gitmek istediğiniz yerin kaçtığınız yerle aynı olduğunu görmek tam bir aydınlanmaydı. Hapishanenin bir yer değil, bakış açınız olduğunu anlamak…
Sayfa 278Kitabı okudu
Reklam
“Her gün, her an yeni bir evrene giriyoruz. Boş yere hayatımızın farklı olmasını diliyor, kendimizi başkalarıyla ve kendimizin farklı versiyonlarıyla karşılaştırıp duruyoruz ama gerçekte çoğu hayat bir yere kadar iyi ve bir yere kadar kötü.”
Sayfa 177Kitabı okudu
Günü abartarak günlük olaylarla örülü hapishaneler inşa ediyoruz kendimize. Tarihi sürecin anlamını gözden kaçırıyor, geçmişi belleğimizden siliyoruz. Bu bize üstünlük duygusu veriyor. Benciliz, kendimize tapınıyor ve yalnızca bugünle ilgileniyoruz. Güne hakim olduğumuzu sanarak tarihi etkiliyor ve denetliyormuş gibi bir duyguya kapılıyoruz.
Sayfa 92 - Ayrıntı yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hayat, evrensel acıların ortasında sefalete karşı sadece güvende olunduğu, ya da bugünkü kıyamet ortamında artistlerin, ahlakçıların çoğu gibi, muhteşem bir villada, etrafı güzel kadınlar, dalkavuk dostlar, süper limuzinler, güzel köpeklerle çevrili olarak yaşandığı zaman güzel değildir. Belki de hayat, hemen herkesin yaptığı gibi tüm imkanlara ve hatta zevke sahip olduktan sonra, her tür utanç yükünden azade bir vicdanla kuru tahta üzerinde ölürken daha güzeldir. Zira yolsuz, elektriksiz ve hatta hijyensiz de yaşanabilir ama temiz ruhlar olmadan yaşanmaz.
Sayfa 16 - Ötüken yayınlarıKitabı okudu
Ben gülmenin sevgiyi arttırdığına o günlerde inandım. İnsanlar, birbirlerine gülüyorlarsa aralarında nefret, birbirleriyle gülüyorlarsa aralarında sevgi çoğalıyordu.
Sayfa 304 - kapı yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ama yalnız bir yaşamda, bir başka ruhun sizinkinin yanına damladığı ender anlar vardır, yıldızların senede bir defa yeryüzüne sürünüp geçmesi gibi.
Sayfa 156 - ithaki yayınlarıKitabı okudu
Bir insan ne kadar erdemliyse vicdanı da o kadar katı ve şüpheci davranır; onun için kendilerini korkunç bir günahkarlıkla suçlayanlar aslında azizliği en ileri noktaya taşımış kişilerdir.
Sayfa 102 - olimpos yayınlarıKitabı okudu
Nevroz, kendini koruma uğraşı ile libidonun taleplerinin arasındaki bir mücadelenin sonucu gibi görünüyordu; bu, egonun kazandığı fakat birtakım acı ve vazgeçişlere katlanmak zorunda olduğu bir mücadeleydi.
Sayfa 93 - olimpos yayınlarıKitabı okudu
“Ahlaki bakış açısına göre, insanlığa ve dünyaya karşı duyulan evrensel sevgi bir insanın ulaşabileceği en üstün görüşü temsil eder. Hiçbir ayrım yapmayan bir sevgi bana göre nesnesine haksızlık ederek kendi değerini kaybeder; ayrıca, her insan sevgiyi hak etmez.”
Sayfa 76 - olimpos yayınlarıKitabı okudu
Mutluluk olarak adlandırdığımız şey tam olarak yoğun biçimde bastırılmış ihtiyaçların giderilmesidir ve doğası gereği gerçekleşmesi yalnızca ara sıra mümkün olan bir olgudur. Haz ilkesi tarafından arzulanan herhangi bir durumun devamı yalnızca hafif bir hoşnutluk hissi yaratır.
Sayfa 47 - olimpos yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kazalar insanların başına gelir, ama insanlar yaptıklarından sorumlu olurlardı. Bu yüzden insanların dünyaya yaptıkları, kötülüğün kasıtlı ve bilinçli bir eylemiydi. Yanlış bir kavrayışa, korkuya ve açgözlülüğe hizmet etmişti. Bu işleri yapan insanların akılları yanlış çalışıyor olmalıydı. Kafalarında bir yanlışlık olmalıydı.
Sayfa 189 - ayrıntı yayınlarıKitabı okudu
Bütün duyguların aklın kölesi olması gerektiğine katılmıyorum. Akılla aynı statüde olmayı hak eden bazı duygular var.
Sayfa 414 - kabalcıKitabı okudu
Sahip olmanın suçundan ve ekonomik rekabetin yükünden arınmış bir çocuk, yapılması gerekeni yapma iradesi ve bunu yaparken coşku duyma yeteneğiyle büyüyecektir. Kalbi karartan, gereksiz çalışmadır. Emziren annenin, eğiticinin, başarılı avcının, iyi aşçının, becerikli ustanın, gereken işi yapan ve iyi yapan herkesin sevinci - bu kalıcı coşku belki de insan yakınlığının ve bir bütün olarak toplumsallığın en derin kaynağıdır.”
Sayfa 212 - metisKitabı okudu