Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bizim yobaz hocanın tarifine göre ilham iki türlü olurmuş: Ya rahmani ya şeytani... Biz çoktandır iblise uyduk. Şeytan herkesin zannettiği kadar hain bir aldatıcı değildir. Yalnız yaratılışa, âlemin idare biçimine karşıdır. Tanrı'ya karşı bu kuvveti nereden buluyor? Bu muhalefet Cenab-ı Hakk'a hoş görünüyor olmalı ki birtakım safdilleri kandırmasına müsaade ediyor. Eğer şeytan bu muhalefeti İttihat ve Terakki'ye karşı etmiş olsaydı şimdiye kadar belasını bulurdu.
Sayfa 124 - Son cümle :) :))))Kitabı okudu
240 syf.
·
Puan vermedi
Sis, Yaman Adam, Abel Sánchez -ya da üç örnek öykü ve bir alıntı-
''Ve sonunda ey erkek okurlar, kadın okurlar, beyler, hanımlar, genç kızlar, bu üç öykünün, kişileri içlerine kapanık ve tanınmadan yaşamak zorunda kalsalar bile, yaşayacaklarını biliyorum. Kendi yaşayacağımdan emin olduğum kadar bundan eminim. Nasıl? Ne zaman? Nerede? Bunu yalnızca Tanrı bilir…''* Yaman Adam (ya da ‘’Tam Bir
Sis
SisMiguel de Unamuno · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20234,863 okunma
Reklam
korkunç... :(
Otuz yıl... Camille gibi yaşamının belki de en verimli yıllarını akıl hastanesinde geçiren, geçirmek zorunda kalan başka sanatçılar da vardır şüphesiz. Kardeşi Paul'e yazdığı bir mektupta kendi durumunu yine en iyi o ifade eder: "Akıl hastanesi! Evim diyebileceğim bir yere sahip olma hakkım bile yok! Onların keyfine kalmış işim! Bu, kadının sömürülmesi, sanatçının ölesiye ezilmesi... Mahsus kaçırdılar beni, onlara tıkıldığım yerde fikir vereyim diye; yaratıcılıklarının ne kadar sınırlı olduğunu biliyorlar çünkü. Kurtların kemirdiği bir lahana gibiyim şimdi, yeni filizlenen her yaprağımı büyük bir oburlukla mideye indiriyorlar... Bilmiyorum, kaç yıl oldu buraya kapatılalı, ama tüm hayatım boyunca ürettiğim eserlere sahip çıktıktan sonra şimdi de kendilerinin hak ettikleri hapishane hayatını bana yaşatıyorlar... Bütün bunlar Rodin'in şeytani başının altından çıkıyor. Kafasında bir tek düşünce vardı zaten; kendisi öldükten sonra benim sanatçı olarak atılım yapıp onu aşmam; bunu engellemek için de, yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da ben hep mutsuz kalmalıydım... Her bakımdan başarıya ulaştı işte! Bu... Bu esaretten çok sıkılıyorum... Villeneuve'e hiç dönemeyecek miyim, Paul?"
Sayfa 616Kitabı okudu
384 syf.
8/10 puan verdi
Lord Caire, St. Giles'ta dolaşan katili yakalamak için abisiyle birlikte kimsesizler yurdu işleten Temperance'dan yardım ister. Çünkü Lord Caire, St. Giles'a yabancıdır ve bölgeyi bilen Temperance ona pek çok kapıyı açabilecektir. Hikâyenin içine aşkın yanında biraz da gizem katıldığı için beğenerek okudum. Baş karakterlerin yanında yan
Şeytani Arzular
Şeytani ArzularElizabeth Hoyt · Pegasus Yayınları · 2014270 okunma
Kitabın en vurucu pasajı idi
Otuz yıl... Camille gibi yaşamının belki de en verimli yıllarını akıl hastanesinde geçiren, geçirmek zorunda kalan başka sanatçılar da vardır şüphesiz. Kardeşi Paul'e yazdığı bir mektupta kendi durumunu yine en iyi o ifade eder: "Akıl hastanesi! Evim diyebileceğim bir yere sahip olma hakkım bile yok! Onların keyfine kalmış işim! Bu, kadının sömürülmesi, sanatçının ölesiye ezilmesi.. Mahsus kaçırdılar beni, onlara tıkıldığım yerde fikir vereyim diye; yaratıcılıklarının ne kadar sınırlı olduğunu biliyorlar çünkü. Kurtların kemirdiği bir lahana gibiyim şimdi, yeni filizlenen her yaprağımı büyük bir oburlukla mideye indiriyorlar. Bilmiyorum, kaç yıl oldu buraya kapatılalı, ama tüm hayatım boyunca ürettiğim eserlere sahip çıktıktan sonra şimdi de kendilerinin hak ettikleri hapishane hayatını bana yaşatıyorlar... Bütün bunlar Rodin'in şeytani başının altından çıkıyor. Kafasında bir tek düşünce vardı zaten; kendisi öldükten sonra benim sanatçı olarak atılım yapıp onu aşmam; bunu engellemek için de, yaşarken olduğu gibi ölümünden sonra da ben hep mutsuz kalmalıydım. Her bakımdan başarıya ulaştı işte! Bu... Bu esaretten çok sıkılıyorum. Villeneuve'e hiç dönemeyecek miyim, Paul?"
Sayfa 617Kitabı okudu
İşte görüyoruz ki aramızda hiç melek yok. Bu dünya, şeytanı utandıracak azgınlar, ahlaksızlarla dolu…
Reklam
3.33 Dünya bana soğukkanlılığını döndüğünde, geçmişim sevilmeye layık olmadığımı tekrarladı. Hiçbir zaman sevilmeyeceğime dair düşünceler içinde boğuldum. Korkunç düşüncelerime son vermek için Tanrı seni göklerden gönderdi. Söylesene, nasıl bu kadar zarafetle seviyorsun? Bu kadar güzel kanatlarla nasıl giriyorsun hayatıma? Ben buna layık mıyım? Masumiyetin nasıl şeytanı delmez? Beklemeye değer olduğunu, kendi nasibimi okumaya değer olduğunu gösterdin ta ki şu bölüme gelene kadar; biz.
Maviyim
Maviyim
96 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
#28324848 DOSTOYEVSKİ etkinliği kapsamında; Aylak Adam Yayınları'nın aforizmalar serisinden bir eser. Dostoyevski'nin romanlarından, hikayelerinden ve konuşmalarından alınmış sözler yer alıyor. Altını çizdiğim çok oldu. Fakat okumayı yavaşlattığı ve sonrasında fırsat olmadığı için hepsini paylaşamadım. İnceleme de biraz gecikti. Tembel miyim
Dünyayı Güzellik Kurtaracak
Dünyayı Güzellik KurtaracakFyodor Dostoyevski · Zeplin Kitap · 20191,822 okunma
20. Bölüm
Yavaş yavaş mırıldanmaya başladı: “Hakkın var Macide... Ben Bedri'nin yanında biraz kalıp onun insanı bağlayan arkadaşlığını ve alakasını görünce kendimin ne olduğumu unutuvermiştim. O, birçok şeyler söyleyerek benim tamamıyla fena bir adam olmadığımı ispat etmeye çalıştı... Bir an için inandım. Şimdi görüyorum ki hepsi vehim! İnsan neyse o... Hakkın var... Belki de Bedri'nin o şirret ve mızmız ablası Mediha ile aynı hamurdanız... Seninle yollarımızın ayrılması lazım. Ben bu içimdeki melun şeytanı bir müddet daha gezdirir ve sonra her şeye bir son veririm... Niçin seni beraber sürükleyeyim? Ne kadar ayrı insanlar olduğumuz meydanda... Bütün bu farklara rağmen seni böyle çılgınlar gibi sevişim de herhalde bu şeytanın bir oyunu olacak... Sonra her şey günden güne daha fena oluyor... Şimdiye kadar asla yapmadığım, yapacağımı aklıma bile getirmediğim işler oldu. Ben senin yanında böyle uzanıp sahici bir insan gibi sözler söyleyecek bir mahluk değilim... Ah Macide... Daha birçok şeyleri bilmediğin halde hükmünü verdin... Halbuki senin bu akşam gördüklerin hiçti... Hatta ben böyle yapmakta biraz da mazurdum. Kendimden iğreniyordum. Buna tahammül edemeyerek bütün insanları da kendim gibi iğrenilecek mahluklar halinde görmek istiyordum... Karıcığım... Benim neler yaptığımıbilsen... Belki bana daha çok kızardın... Belki yanımdan kaçardın... Belki de halime acırdın... Bak bana... Ben acınacak halde değil miyim?..”
Sayfa 180 - 181Kitabı okudu
191 syf.
·
Puan vermedi
Manevî Hayatın Merkezi Olmalı
Manevî Hayatın Merkezi Olmalı             ❁ ❁ ❁ Dinlerin manevî telaffuzları metafizik boyutunda ifade edilme gerekliliği ve çabası haizdir. İslâm kaynak ve geleneği metafizik çevresinde güçlü karakterler ve yansımaları mevcuttur. İslâm maneviyatı karakteri ifade etme çabasının birçok çevrelerden bir tanesi olan “Tradisyonalist” –
Bir Merkeze Sahip Olmak
Bir Merkeze Sahip OlmakFrithjof Schuon · İnsan Yayınları · 201619 okunma
158 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.