İnsan eliyle üretilen Karbondioksidin sadece sınırlı bir kısmı denizler tarafından emilebilir. Geri kalanı atmosferde birikir ve biyokütleyi arttırır. Yüksek sıcaklıklar daha fazla su buharına neden olur, bu da sera etkisini arttırır. Okyanusların sıcaklığı arttıkça karbondioksit emme kapasitesi düşer. Bir başka istikrarsızlaştırıcı etken, büyük bölümü Sibirya ve Kanada'da bulunan donmuş toprakların çözülmesidir. Eğer bu olursa, bu tundra bölgelerinde bir çürüme süreci baş gösterecek, karbondioksit ve metan salınacak ve dolayısıyla sera etkisinin ivmesi artacaktır.
Sayfa 24 - Koç Üniversitesi Yayınları, çev. Mehmet Evren DinçerKitabı okudu
Japon dilinin ilişkileri konusunda söylenebilecek tek şey, pek çok araştırmacının bu dili Asya'nın, Türk dilleri, Moğol dilleri, Doğu Sibirya Tungus dillerinden oluşan Altay dil ailesinin yalıtılmış bir üyesi saydığıdır.
"Ne hapis öğretir iyiliği ne de Sibirya...İnsandır insana iyiliği öğreten!Bu kadar basit!"
Sayfa 80Kitabı okudu
Tengrizm,
Pek çok araştırmacı bu inanç sistemi üzerine kafa yormuş; çalışma yapmıştır. Alanın önde gelen araştırmacılarından J. P. Roux, otuz yıl emek verdiği, Türklerin ve Moğolların Eski Dini adlı kitabının "bir denemeden ileri gidemeyeceğini" belirtmesi neyle karşı karşıya olduğumuzun göstergesidir.
Sayfa 7 - Kömen YayınlarıKitabı yarım bıraktı
“Milyonlarca yorgun, bitkin ve perişan işçi ve köylüler, Stalin politikasına karşı olumsuz fikir sahibi oldukları için, kışın ortasında Sibirya'nın beyaz cehennemine, ölüme gönderildiler. Tabiki kurtulan olmamıştı.”
Sibirya'nın en ücra köşesinde yaşayan, Kadim Müminler olarak bilinen topluluk 1678'de yeni bir taktik denedi. Cemaat, askerlerin yaklaştığını görür görmez ahşap bir kilisede toplanıp binayı ateşe verdi; cemaatin üyeleri kendilerini yakarak intihar etti.
Sayfa 87 - Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi - Eylül - 2017Kitabı okudu
