Dünyada tam anlamıyla adalet yoktur. Herkesin bir suçu ve günahı olacağı için dünyada kimsenin kimseyi cezalandırmaya hakkı olamaz. Ancak bütün sistemlerde bazı kimseler insanları cezalandırmaya devam etmektedir
Dimitri Nehludov çok gösterişli ve zevk içinde bir hayat sürdürmekte iken,bir mahkemede eskiden birlikte olduğu ama daha sonra terk edip
Dostoyevski 'nin Sibirya 'da sürgünde geçirdiği yıllardan sonra kaleme aldığı eseri. Dostoyevski eserinde kendisini bir mahkum üzerinden anlatmış, roman yerine de anı kitabı demek tıpkı adında da belirttiği gibi daha isabetli olur.
Dostoyevski'nin tüm kitaplarında görülen mükemmel betimlemelerden bu kitapta da fazlasıyla mevcut. Özellikle karakterlere yönelik kişilik betimlemeleri gerçekten üst düzey. Rus yazarların çoğunda mevcut olan betimleme yeteneği onda daha üst seviyede , kalite kokuyor.
Kitaba gelince, dışarda bir yaşam var. Ve mahkumlar güneşten, doğadan, insana dair birçok şeyden mahrum ama hayatın içinde ama hayatın aynı zamanda dışında bir şekilde, yaşayan ölü misali bir yaşam sürüyorlar. Işte Dostoyevski'nin gözünden bu ölülere, yaşayan ölülere dair anılar mevcut. Hepsi farklı yaradılışta, kişilikte insan topluluğu... Hepsinin bir hikâyesi var. Farklı sınıflardan oluşan ama aynı çatı altında yaşam süren bir topluluğu gözler önüne sermiş yazar.
Insana dair, zorluğa, çileye, mücadeleye dair nefis bir yaşam . Acıdan kurtulmak için yapılan şeyler . Umut var bol bol. Umuttur zaten insanı mahkum iken de yaşama sıkı sıkıya bağlayan. Çok yakınındaki özgürlüğün kıyısında sürülen hayat ne de koyar insana. Değil mi ? Insanı duygularıyla, acısıyla, gizli yönleriyle kısaca tüm çıplaklığıyla bize anlatmış Dostoyevski bu farklı karakterde kahramanlar üzerinden.
Yine akıcı, insanı yormayan bir dil. Okunası bir kitap.
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Antik Batı Klasikleri · 201014,8bin okunma
Feryal- Bir erkek istiyor muyum hayatıma, ondan da emin değilim. Sibirya'daki tuz madenleri gibi kurudu içim.
Şükran- Bu benzetme de nereden çıktı şimdi?
Defne- Bir kitaptandır mutlaka. Bilmez misin, okumuş kadınlar alıntılarla yaşar.
Dostoyevski günlüklerinin bir yerinde, Sibirya'daki onlarca katil, tecavüzcü ve soyguncudan bir tanesinin bile hata yaptığını kabul ettiğini görmediğini söyler.
Ulu Kayra Han'ın adıyla!
Şu ana dek Şamanizm üzerine yazılan kitapların tümü Şaman'ın kendisi tarafından değil, onu gözlemleyen tarafından yazılmıştır. Her ne kadar Şamanizm'i bilmeyenler açısından iyi birer giriş kitabı sayılsalar da Şamanizm'in içyüzünü ve gerçeğini doğru yansıtamamışlardır. Çünkü Şaman'ı gözlemlerken kendi algılarında oluşan