Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nef'i
Gökten nazire indi Siham-ı Kaza'sına Nef'i diliyle uğradı Hakk'ın belasına
Sayfa 261Kitabı okudu
Sihâm-ı Kazâ
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala hem de alçaktır. Bir adam "benden başka herkes aldanıyor" demesi güç şüphesiz; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın?
Reklam
Nef'i
Sultan Murat'ın geçen baharda Beşiktaş Sarayı'nda Siham-ı Kaza'yı okurken yanı başına düşen yıldırımla birlikte yergi ve küfürlü şiirleri uğursuz saymaya başlamasından bu yana hiciv yazmamaya söz vermişti ama dün okuduğu kasidede dilini tutamayıp sadrazam Bayram Paşa'yı yine yerden yere vurmuştu. Üstelik şimdi bu hiciv bütün devlet adamlarının dilindeydi.
Sayfa 258 - Kapı YayınlarıKitabı okudu
Hiciv öldürdü
Sultan Dördüncü Murad, fırtınalı bir gecede, bulundukları yerden pek de uzak olmayan bir yerde oturmuş. Elinde, Nefi'nin hiciv şiirlerini topladığı Sihâm-i Kaza adlı divanı varmış. Daha okumaya başlar başlamaz, saray bahçesindeki ağaçlardan birine yıldırım düşmüş. Tedirgin olan sultan, kitabı denize atmakla kalmamış, aynı gece, Nefi'nin, kadim düşmanlarınca cezalandırılmasına izin veren bir de mektup im- zalamış. Birkaç gün sonra, şairin cesedini çıkarmışlar sulardan, kementle boğulmuş halde. "Cehaletin eline kudret geçmeyegörsün, bak işte o zaman korkacaksın" dedi Mensur. "Dünya muktedir cahillerden ve cahil muktedirlerden neler çekti." Ardından başını sallayarak, "Boğaz'ın bu kısmında balıklar bu yüzden siyahtır işte" diye ekledi. “Mürekkep yuttukları için. Şiirlerden kelimeler, şairlerden et kopardılar."
Sayfa 109Kitabı okudu
I- Sihâm-ı Kaza
Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyorlar diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budala hem de alçaktır.
Reklam
Gökten Nazire indi Sihâm-ı Kazâ'sına Nef'î diliyle uğradı Hakk'ın belâsına.
Cehaletin Eli
Kısa bir süre sonra Dolmabahçe Sarayı'nın yanından geçtiler. "Buradaki balıkların hikayesini bilir misin?" diye sordu Mensur. Sultan Dördüncü Murat, fırtınalı bir gecede, bulundukları yerden pek de uzak olmayan bir yerde oturmuş. Elinde Nefi'nin hiciv şiirlerini topladığı Siham-ı Kaza adlı divanı varmış. Daha okumaya başlar başlamaz, saray bahçesindeki ağaçlardan birine Yıldırım düşmüş. Tedirgin olan sultan, kitabı denize atmakla kalmamış, aynı gece, Nefi'nin, kadim düşmanlarınca cezalandırılmasına izin veren bir de mektup imzalamış. Birkaç gün sonra, şairin cesedini çıkarmışlar sulardan, kementle boğulmuş halde. "Cehaletin eline kudret geçmeyegörsün, bak işte ozaman korkacaksın" dedi Mensur. "Dünya muktedir cahillerden ve cahil muktedirlerden neler çekti"... "Boğazın bu kısmında balıklar bu yüzden siyahtır işte" diye ekledi. "Mürekkep yutttukları için. Şiirden kelimeler, şairden et kopardılar." ... Peri ne o balıkları, ne de şairin başına gelenleri unutabilecekti. Küçüklüğünden beri böyleydi. Hayatın oraya buraya saçtığı hüzün parçalarını bulur, özenle saklardı. Başkaları nasıl pul, peçete, madeni para koleksiyonu yaparsa, o da" hüzünler koleksiyonu" yapardı.
Sayfa 109 - Doğan KitapKitabı okudu
tahir efendi bana kelb demiş iltifatı bu sözde zahirdir mâlik'i mezhebim benim zira itikadımca kelb tahirdir.
144 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.