⬤
╰┈➤ “Sıradan bir insanın sözlerini hatırladım:
“Yalnız olmaya dayanamayan insan ölümle yüz yüzedir.” Bu, maneviyattan yoksun olmanın işaretidir. Yalnız olmaktan hiç korkmuyorum anlamına gelmiyor bu söylediklerim, kendimi manen daha yüksek bir seviyede gördüğüm anlamına da.”
Sayfa 109 - Agora Kitaplığı
"Edebiyat ve sinema, savaştan veya kıtlıktan kaçan mülteciler kadar seçimsiz bir hayattan kaçan ya da daha iyi hayatlar arayan sığınmacılarla da ilgilenmektedir. "
Sinema da edebiyattan doğmuştur; sinemacılar edebiyattan anladıkları ölçüde iyi film yaparlar.
Sayfa 161 - Okuyan Us, 1. Baskı, 2024Kitabı okudu
Edebiyata hâkim olmak sinemaya hâkim olmaktan çok daha zordur.
Atilla Dorsay'ın sinema derslerine katılmıştım 2003'te. "İki senenizi film izlemeye ayırarak sinemaya hâkim bir insan olabilirsiniz. Aynısını edebiyat için söylemek mümkün değil. İki senenizi sadece bu işe vakfederek sadece on dokuzuncu yüzyıl Fransız edebiyatına bile hâkim olabilir misiniz? İmkânsız. Edebiyata hâkim olmak sinemaya hâkim olmaktan çok daha zordur." demişti.
Sayfa 161 - Okuyan Us, 1. Baskı, 2024Kitabı okudu
Yalancı yaşamlar mekânı... Beyazların sinema dedikleri bu yeri sizin yalın gözle görüp tanıyacağınız şekilde tarif etmek pek o kadar kolay değil. Avrupa'nın her yerindeki köy cemaatlerinde bu esrarengiz yerlerden vardır.
Sayfa 80 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Film İncelemesi
İZLEDİM - BİTTİ
FİLM ADI: L'homme qui ment ( Yalan Söyleyen Adam )
YAZAR ADI: Alain Robbe-Grillet
FİLM SÜRESİ: 1 SAAT 37 DAKİKA
Akşamüzerleri güzel bir yemek, bazen sinema… Çay… Poker… Sonra uyku… Bunların hepsi güzeldi, fakat bütün günü dolduran bu eğlendirici işlerin içinde insan bir boşluk hissi duymaktan kurtulamıyordu.
Sayfa 66Kitabı okudu
Erotik film, western ya da gangster filmi gibi değişmez kuralları ve tekrar tekrar karşımıza çıkan klişeleri olan bir tür oluşturmaz. Erotik film, mesajını iletebilmek için komediden tutun da, gerilime kadar akla gelebilecek her değişik anlatım biçimini kullanır; ifade yollan "apaçık gösterilen erotizmden", örtük, ima edici semboliz me kadar geniş bir yelpazeden yararlanır.
Sayfa 9Kitabı okuyor
Perfect Days
Ağır ve yavaş bir film, amacına uygun. Girift manalar yok, sade, yalın.. Bence bakılabilir :)
"Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza
Sanma unutulur, kalp ağrısı zamanla
Her şeyi unutarak yaşanır sanma
Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkânsız sevgimizi
Sevmek birçok şeyi göze almaktır
Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza
Baksana geçmişe ne çok anıyla dolu
Nerde o taverna, nerde sinema
Harcanmış zamanlar yeniden yaşanmaz ki
Geç kaldıktan sonra arama boşa
Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkânsız sevgimizi
Sevmek birçok şeyi göze almaktır
Olmasa mektubun, yazdıkların olmasa
Kim inanır senle ayrıldığımıza."
SAPIK (PSYCHO) VE PSİKOPATOLOJİ
1990'lerin ikinci yarısında filmler, insanın kişiliğine dair psikolojik karmaşaları tasvir etmeye başladılar Alfred Htchocock'un 1960 tarihli filmi Sapık (Psycho) annesini ve onun sevgilisini öldürdükten sonra annesinin kişiliğine bürünen genç bir adamı anlatıyor.
Sayfa 229 - Kaknüs PsikolojiKitabı okuyor
ULUSLARARASI FİLMLER: TRAVMA VE TETİKLEYİCİ ETKENLE İLİŞKİLİ BOZUKLUKLAR
DAYANILMAZ AŞK (ENDURİNG LOVE, 2004, İNGİLTERE) birkaç adamın kontrolden çıkan bir sıcak hava bolununda asılı kalan küçük bir çocuğu kurtarmaya çabaladıkları garip balon kazası hakkında bir film.
Sayfa 223 - Kaknüs PsikolojiKitabı okuyor