Suyun ince, belirsiz ürperişleri içinde insan, hep aynı sınırsız gücü görür; o anda uyuklayan bu güç, bazen insanın mağrur iradesiyle ne insafsızca eğlenir, onun en
sevgili umutlarını, çabalarını, eserlerini ne dipsiz derinliklere gömer.
Caeiro’nun, köyünün ne kadar küçük olduğunu ve bunun nelere yol açtığını olanca doğallığıyla anlattığı yalın cümlelerini ilgisizce okuyorum, bunlar ilham veriyor, rahatlatıyor beni. Köyü küçücük olduğu için insan oradan evrenin, şehirde görülenden daha büyük bir parçasını görebilirmiş; işte bu yüzden köy kentten daha büyükmüş:
“Çünkü, gördüğüm
spoiler
“hâlâ mı erdem!”
marquis de sade (marki dö sad), her şeyden önce önyargıya karşı savaşın onurlu, tutkulu, yılmaz ve sarsılmaz bir neferiydi. bu niteliğinden hareketle sade, onu okumadan önce önyargılarını bir kenara bırakmayanları, anlattığı öykülerdeki vahşet, derin şehvet duyguları ve sadizm unsurlarıyla egale etmeyi başaracağının
Saddam Hüseyin, Tikrit yakınlarında aşırı yoksul bir köylü ailesinde büyümüştü. Kendilerine ait hiçbir mülkleri yoktu. Biyolojik babası o doğmadan ölmüştü. Bir çoban olan üvey babası, çocuğu sürekli azarlıyor, ona orospu çocuğu diye sesleniyor, akla gelebilecek en acımasız şekilde onu dövüyor ve ona eziyet ediyordu. Genç Saddam'ın çalışma kapasitesinden yararlanabilmek için, on yaşına kadar onun
okula gitmesini yasaklamıştı. Onun yerine geceyarısı onu uyandırır ve sürülere bakmasını söylerdi. Üvey babasının kölesi olan Saddam için, tek bir şeyin etrafında dönüp duruyordu, PopBaşkalarının üstünde sınırsız güç.
Her birimiz, sınırsız bir güç ve ilerlemenin inceden inceye işlenmiş yanılsamasıyla kuşatılmış olarak, en azından orta yaş bunalımına kadar, varoluşun yalnızca iradeye dayanan ve sonsuza dek yükselen bir başarı sarmalı olduğu inancıyla yaşarız.
Çocuklukta sahip olduğum bu tazelik, bu kaygısızlık, bu sevilme isteği ve inanma gücü başka bir zaman geri gelir mi ? İki güzel erdemin, tertemiz neşenin ve sınırsız sevilme isteğinin yaşamdaki tek arzu, tek itici güç olduğu bu dönemden daha iyi bir dönem olabilir m i?
Sayfa 71 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Suyun ince, belirsiz ürperişleri içinde insan, hep aynı sınırsız gücü görür; o anda uyuklayan bu güç, bazen insanın mağrur iradesiyle ne insafsızca eğlenir, onun en sevgili umutlarını , çabalarını, eserlerini ne dipsiz derinliklere gömer.
Tocqueville'nin "Çoğunluğun Zorbalığı" kitabından seçilmiş bölümlerden oluşan bu düşünce kitabı, modern demokrasinin eşitliğe olan düşkünlüğünün; özgürlüğü tehdit eder hale gelebileceği ve çoğunluğun tiranlığına neden olabileceği temel fikri üzerine yazılmış. Kitapta demokrasinin, birlikte hareket etmenin yanlış yorumlanıp bir güç olarak kullanıldığında nasıl olumsuz sonuçlar doğuracağı anlatılıyor, yorumlanıyor. Tocqueville bunları yorumlarken Amerika'da çoğunluğun sınırsız gücünün halkın düşünceleri, ulusun karakteri ve kamu yönetimi üzerindeki etkilerinden yola çıkıyor.
Eski ama güzel bir kitap. Bu kitap, kendilerini ve yaşam durumlarını iyileştirmek isteyen insanlar için iyi bir başlangıç kitabıdır.
Anthony Robbins harika bir motive edici ve kişisel başarının tartışmasız ustasıdır. Seni gaza getirecek ve kendi yoluna devam etmeni sağlayacak! Daha karmaşık bir şey istiyorsanız, "Nöro-linguistik Programlama" çalışın. Robbins, NLP'yi kendi başarısının temeli olarak kullanıyor.
Anthony Robbins'in tüm kitaplarını okudum ve bu kitap beni 12 yıl önce bir rüya listesi yazmaya motive etmede temel oluşturdu. O zamanlar dünyayı dolaşmak dışında tüm hedeflerime ulaştım. Neyse ki, bunun için hala çok zamanım var. Sonuç olarak bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim.
Pişmanlık duyarak ya da bencilce yaşayarak hiç bir şey kazanılmamıştır. Acı duygusu ve memnuniyetsizlik şu andan ve gelecek hayatımızdan ödün verdirir. Hepimizin karar verme kapsitesi vardır; bazı şeyler yanlış olduysa yardım görmediysek veya fırsatı bilemediysek kendinizi ve başkalarını bağışlamayı öğrenin. Yanlışlar için başkalarını suçlamak ve başarısızlığın sorumluluğunu onların üzerine atmak bizim hatamızdır.