Oldukça sıradışı bir Woolf romanını daha bitirmenin sevincini yaşıyorum. Yazardan okuduğum üçüncü ve en sevdiğim eser oldu Orlando. Virginia Woolf'un yakın arkadaşı romancı ve aynı zamanda eşcinsel olduğu rivayet edilen Vita Sackville-West'ten ilham alarak bu romanı kaleme aldığına inanılıyor. Hatta Virgina ile West arasında tutkulu bir ilişki olduğu, Orlando romanının da aslında bu ilişkiye atfedilmiş gizli bir duygu dökümü olduğu da rivayet ediliyor. Her ne olursa olsun ortaya çok farklı, toplumsal cinsiyet rollerini eğip büken yalancı bir biyografi çıkmış, hatta bu yalancı biyografi yer yer resimlerle desteklenmiş. Bu açıdan bana bir miktar da nüktedan geldi.
Orlando 400 yıl boyunca yaşıyor, birden fazla sevgili ediniyor, mümkün olan her tarzda tonlarca şiir yazıyor... Woolf, arzu, merak ve bilgi üzerindeki tüm sınırların aşılacağını, özgürlüğün sınırlarına karşı nasıl koşulacağını, zenginlik, güzellik ve ebedi gençliğin ayrıcalıklarıyla kutsanmış bir karakter üzerinden aktarırken ataerkilliğin yüzyıllarca sürecek ısrarlı baskısını da açığa çıkarıyor. Yazıldığı dönemi düşünürsek yazarın anlatısal cesaretini takdir etmek gerek. Görece yazarın en kolay okunan eseri olduğunu düşünüyorum. Çok sevdim.
..
..
"... bir insan şimdi Orlando'nun olduğu gibi otuzuna varınca, düşünmeye ayırdığı zaman aşırı uzar; eyleme ayırdığı zaman ise aşırı kısalır."