Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanların sakladıklarını bilmekten ve onların bunu bilmemesinden her zaman eğleniyordum. Kendilerini kalın duvarlar ardına saklıyorlar ama birisinin o duvarların arkasına dolaşabileceğini hiç tahmin etmiyorlardı. Herhalde aynı şeyi benim de başıma geliyordu. Ben de bilmiyordum. Durgun bir sudaki halkalar gibi sırlarımız iç içe yaşıyordu.
Sırlarımız bizim en güçlü karaktere sahip olmamızı sağlar.
Reklam
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kendimi yok olmuş hissediyorum
Ya ağlamak üzereyim bu kitabın etkisinden nasıl çıkacağımı bilemiyorum ve gerçekten kendimi kötü hissediyorum. Mutasyon, adaptasyon, ekolojik sistem, uyum. Ancak bunlardan daha da öte olan, yalakalık ve tabiri caizse g*t yalama eylemleri. Neden haklı olduğumuzu, söz sahibi olduğumuzu ya da başarılı olduğumuzu bilirken bizden daha üst konumda birini görünce vazgeçeriz? Neden kendimizi savunmaya bile gerek duymadan teslim oluruz? Korkularımız. İçimizde tuttuğumuz sırlarımız. Kimsenin savaşacak gücü yok artık zaten güçlü olan güçlü olmaya devam ederken… Kitabın sonundaki o kısımda -okuduğunuzda hangi kısım olduğunu çok iyi anlayacaksınız- derin bir uçuruma sürüklendim. Uçurumun dibinde durmaya da devam edeceğim kitabın etkisi geçene kadar. Kendimi çok garip hissediyorum…
Son Ada
Son AdaZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201351,5bin okunma
Sırlarımız içimizdeyken bizim emrimizdedirler ama dışarıya çıkar çıkmaz biz onların emirlerine boyun eğmek zorunda kalırız.
Sayfa 40 - Remzi Kitabevi, 13. Basım- Ağustos 2020 (100 Temel Eser)Kitabı okudu
Gözetleme tekniklerinin dur durak bilmeyen gelişmesi karşısında fütürist David Brin ricatı hücum haline getirerek herkesin herkes tarafından gözetlenmesini,yani gözetlemenin demokatrikleşmesini talep eder. Bunun "Şeffaf Toplum"a yol açacağını umar. Koşulsuz buyruğu şu şekildedir: "Eğer karşılık olarak biz de istediğimizin üzerine tutabileceğimiz el fenerlerine sahip olacaksak,gözlem altında tüm sırlarımız ortaya dökülmüş olarak yaşamaya dayanabilir miyiz...?" Brin'in "Şeffaf Toplum" ütopyası gözetlemenin sınırlarının kaldırılmasına dayanır. Güç ve hâkimiyet ilişkileri oluşturan her tür asimetrik enformasyon akışı ortadan kaldırılmalıdır. Yani talep edilen karşılıklı olarak aydınlatmadır. Sadece aşağısı yukarısı tarafından değil,yukarısı da aşağısı tarafından gözetlenecektir. Herkes herkesi görünürlüğe ve kontrole itecektir,üstelik de özel hayatlar buna dahil olacak şekilde. Bu topyekün gözetleme "Şeffaf Toplum"u insanlıkdışı bir kontrol toplumu haline getirir. Herkes herkesi kontrol eder.
Maycomb'a baktı ve boğazı sıkışıverdi: Maycomb da ona bakıyordu. Çek git buradan, dedi eski binalar. Burada sana yer yok. İstenmiyorsun. Bizim sırlarımız var.
Reklam
"Teşekkürler! Üstümden nasıl da bir yük kalktı. Ama bu imkânsız Bay Holmes. Siz bir büyücüsünüz. Burada olduğunu nereden bildiniz?" "Çünkü başka bir yerde olmadığını biliyordum." "Gözlerime inanamıyorum!" Çılgınca kapıya koştu. "Karim nerede, ona da söylemeliyim. Hilda! Hilda!" Başbakan parlayan gözleriyle Holmes'a baktı. "Hadi Bay Holmes" dedi. "Burada göze görünenden çok daha fazlası var. Mektup nasıl oldu da kutuya geri döndü?” Holmes dikkatli gözlerden uzaklaşırken gülümsedi. "Bizim de bazı diplomatik sırlarımız var," diyerek şapkasını aldı ve kapıya yöneldi.
Adalet annem sırlarımızı bir yere bırakmamamız gerektiğini söylerdi hep. "Sırlarımız sadece bizimdir ve bizim gibi, bizi anlayacak, bizi anladığında biz gibi düşünecek, yeri geldiğinde kendini bırakıp biz olacak diğer bizlere anlatabiliriz," derdi.
Sayfa 120 - E-kitapKitabı okudu
1.000 öğeden 741 ile 750 arasındakiler gösteriliyor.