Böyle zamanlarda, engin, ıssız Sarı-Özek bozkırlarını kaplayan soğuk sis bulutları gibi, Yedigey’in gözlerini de üzüntü dolu bir sis buruyordu. Sorduğu sorulara bir cevap bulamıyor, mutsuz, umutsuz, acılar içinde kıvranıyordu. Ama az sonra yeni bir hayale kapılıyor,yeni bir umutla heyecanlanıyordu.