Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
435 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Ekmeğimi Kazanırken
Küçük Alyoşa büyüdü ve insanların gerçekte ne tür canlılar olduğunu istemeden de olsa anlayacağı bir serüvene atıldı. Otobiyografi serisinin ilk kitabı olan
Çocukluğum
Çocukluğum
' da dedesi tarafından, kitabın sonunda söylenen " Var git insanların arasına karış..." sözleri ile, Maksim bu hayat denen pisliğin ve sis bulutları içindeki kederli
Ekmeğimi Kazanırken
Ekmeğimi KazanırkenMaksim Gorki · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20186,7bin okunma
Sis ve duman bulutları arasında inleyen bir tel!..
Sayfa 564Kitabı okudu
Reklam
#şiirpostu Dostoyevski’yi “Gece yarısı uykusundan uyandırıp sürüklediler, Kılıç şakırtıları duyulur hapishanenin avlusunda” BİR YİĞİTLİK ÂNI Dostoyevski, Petersburg, Semenowsk Alanı 22 Aralık 1849
Yalpalıyorum Allah'ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Ravza Karakülah
Kâh seninleyim Kâh rüzgarın savurduğu yerlerde Tepemizde sonsuz çatı İklimimiz saklı yeni doğan günde Sis bulutları kadar özgürce Bizi küçük gösteren dağlar kadar yüreklice
344 syf.
9/10 puan verdi
“KENDİ SESİNİ DUYAN İNSANLARA KURBANLAR KESEYİM...”
Dairesel bir zaman içinde dairesel bir olay örgüsü... Dönüşüm değil, olma hali, anlık mı ömürlük mü ya da dıştan içe bir temaşa hali mi... İbrahim kitap içinde, kitap yazar elinde, yazar kendi içinde, kalem kuvvetli. İbrahim hem çok hem yok. İbrahim bu kapıda. İbrahim kayıp diyarlarda, İbrahim arayışta, İbrahim nerede ? 304 sayfalık bir hazineden,
İbrahim’in Kaybettiğini Bulmasıdır
İbrahim’in Kaybettiğini BulmasıdırGüray Süngü · İz Yayınları · 2020474 okunma
Reklam
LâMekan
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim.. Keşke düşsem diyorum. Düşsem toparlanırım Düşsem yerim belli olur hiç değilse Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım ayağa. Şayet
Ömür
Sis bulutları arasında ömrümü avuçlarının içine sığdırdığım bir el Elin içinde devam eden bir ömür Ömrün içinde saklı sen Önce alev aldın sonra kül olup Nil’e döküldün Şahit olsun piramitler Şahit olsun firavunlar Tarihin en ücra köşesine mumyalıyorum sevdamı…
Lâmekân | Ravza Karakülah
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim.. Keşke düşsem diyorum. Düşsem toparlanırım Düşsem yerim belli olur hiç değilse Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım ayağa. Şayet
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi Düşene tekme tokat dalan bu dünyada Bir bebeğin ilk adımları kadar tedirgin kalbim.. Keşke düşsem diyorum. Düşsem toparlanırım Düşsem yerim belli olur hiç değilse Yerimi yurdum bilir, öyle kalkarım ayağa. Şayet kalkarsam Ki kalkacağım biiznillâh İçimde dizginleyemediğim atları süreceğim bozkırlara Geçeceğim Van Gogh’un yıldızlı gecelerinden Arşa değen saçlarıma öreceğim asteroidleri Ve bilmem kaç ışık yılı kadar çekip gideceğim dünyanızdan.. 🍃Ravza Karakülah
Reklam
Anıların üzerindeki sis bulutları dağıldığında, gerçek benliğine kavuşur insan. Özgürlük uğruna koşan adımlar, kendi kafesinde önce yüreğini parçalar
Yalpalıyorum Allah'ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi.🥀
Böyle zamanlarda, engin, ıssız Sarı-Özek bozkırlarını kaplayan soğuk sis bulutları gibi, Yedigey’in gözlerini de üzüntü dolu bir sis buruyordu. Sorduğu sorulara bir cevap bulamıyor, mutsuz, umutsuz, acılar içinde kıvranıyordu. Ama az sonra yeni bir hayale kapılıyor,yeni bir umutla heyecanlanıyordu.
Sayfa 298Kitabı okudu
Yalpalıyorum Allah’ım Sis bulutları inmiş gibi zihnime Eğrisini doğrusunu hesaplayamadığım ne varsa Gelip zincire vuruyor düşlerimi... Lâmekân
Her akşam göğsümüz bir saydamlık arar son bilyam yuvarlana yuvarlana yitip gider Düşlerinin içine kök salarsın ve bayram giysisine bir lotus çiçeği takarsın Ah benim on dokuz yaşım gölgelerin piruet yaptığı bir bahçeyle başlayan zamanın çocuklarını içine alan ey sis tabakası Elle yokluyorum şimdi bulutları, yumrukluyorum durmadan Yaş günümden daha neşeli masa örtüsü Daha da kederli gömük çatal kaşıktan Başlamakta on dokuz yaşım bir suskun sesle Bütün on dokuz yaşım bir demet su On dokuzuncu yaşım sessiz sedasız el yordamıyla şurası burası başlamakta Ve hazırlanmakta dünyaya doğurmak için kapkara bir iskelet
415 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.