Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir kerem Bir Aslı
Elâ gözlüm sana meftun olalı Benim çektiğimi bir Mevla bilir Ya niçin açılmaz gülün dehanı Gönül ne yaz bilir, ne şita bilir..
Sayfa 130 - kent yayıncılıkKitabı okudu
100 dilde seni seviyorum…
Almanca : Ich liebe dich ❤️ Alsakça : Ich hoan dich gear 🧡 Amharikçe : Afekrishalehou 💛 Apaçice : Shetne she-n zho-n 💚 Arapça : Ohiboke 💙 Arnavutça : Te dua 💜 Baskça : Maite zaitul 🖤 Bengalce : Ami tomake bahlobashi 🤍
Reklam
Soğuktur artık Belki bir kış gününden bahsedemem ama Elhanı şita Duymanı isterdim oysa Dışımdaki rüzgarın, Altımdaki selin, İçimdeki kıyametin uğultusundan beni. (Şiir: Ay Kokusu )
Yaşam bir dedikodudan ibaret, yaradılışın sonsuz sessizliğinde anlatılan bir dedikodudan ve insanoğlu dedikodu üreten bir hayvan. Bir Tanrı değilsen mutlaka dedikoduyu seviyorsundur: Rama ve Sita'nın, Adem ile Havva'nın, Mahabharata'nın öykülerini seviyorsundur; eski Yunan, Roma, Çin öykülerini seviyorsundur. Milyonlarcası var - hepsi de güzel. Eğer onları mantık testine tabi tutmazsan sana kapılarını açarlar; içlerinde nice gizemler saklıdır. Ama onlara mantık uygulamaya kalkışırsan tüm kapılar kapanır; o zaman o tapınak sana uygun değildir. Aşk hikayeleri. Onları seversen sana sırlarını verirler. Ve içlerinde neler neler saklıdır: insanlığın keşfettiği herşey öykülerde saklıdır. O yüzden İsa öğretilerini kısa öyküler aracılığı ile iletir, o nedenle Buda öykü anlatır durur. Hepsi dedikoduyu severdi.
Muhakkiklerin beyânına göre şu beş şeye güven olmaz : Şems-i şitâ - Kış güneşine Sükûnet-i deryâ - Denizin durgunluğuna İltifât-ı umerâ - Makâm sâhiplerinin iltifâtına Nasîhat-ı a'dâ - Düşmanın tavsiyesine Cilve-i dünyâ - Dünyânın teveccühüne yada - Cilve-i nisa’ya (kadın cilvesine)
Reklam
“Tanomi ki no şita ni anne furu” -Yağmurda sığındığım ağaçtan bile su sızar-
Can YayınlarıKitabı okudu
eskiler şu 4 şeye güvenilmez demişler:
1-Şems-i şita (kış güneşi) 2-Sükunet-i derya (durgun deniz) 3-İltifat-ı umera (siyasilerin iltifatı) 4-Nasihat-i a'da (düşmanın nasihati)
Elhan-ı Şitâ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş, Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi karlar Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar… ... Başladı parça parça pervâze Karlar Ki semâdan düşer düşer ağlar Uçtunuz gittiniz siz ey kuşlar; Küçücük, ser-sefîd baykuşlar Gibi kar Sizi dallarda, lânelerde arar.
Aman dikkat...
*** Büyüklerimiz 5 şeye güvenilmez demişler: 1- Şems-i şita'ya (kış güneşine) 2- Sukuneti derya'ya (denizin durgunluğuna) 3- İltifatı umera'ya (amirlerin pohpohlamalarına) 4- Nasihati a'da'ya (düşmanın verdiği nasihate) 5- Cilve-i nisa'ya
Reklam
Ramanaya'nın öyküsü kısaca şöyledir: Kuzey Hindistan'daki Ayodhya'nın kralı Dasaratha'nın oğlu Rama olarak enkarne olan Vişnu, Sita ile evlidir. Rama'nın savaştığı Titanlar'ın ve 'Asuralar'ın başkanı olan Ravana, Sita'yı Lanka adasına (bugünkü Seylan) kaçırır. Rama, yardımcısı maymun Hanuman ve askerleri ile birlikte harekete geçerek, Lanka'ya hava saldırısı düzenler. Rama, göklerde savaşarak Ravana ile göksel arabalarda çarpışır ve öldürücü füzelerle Ravana'yı mağlup ederek Sita'yı kurtarır. Hep birlikte Ayodhya'ya dönerler ve görkenli bir Altın Çağ'da hüküm sürerler.
499 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.