Varlığımızın ana kaynağı köydür: Yemen çöllerine onu gömdük. Arnavutluk dağlarında o yatıyor. Sarıkamış, Çanakkale odur. Sakaryanın aynasında onu görürüz.
Köyde davul, sınırdaki toplarla beraber gümbürder. Sel, onun yuvasını basar. Dolu, onun tarlasını bozar. Çekirge, onun mahsulünü biçer. Güneş, onun toprağını ya kar ve sıtma, sapsarı derisiyle onun kemiklerine yapışır.
Köyün gıdasını şehrin kursağına, köyün yakıtını şehrin ocağına onun sırtında taşırız.
Şu gözleri hasetle açılmış apartmanların harcını onun alın teri yuğurdu. Şu yataklı vagonların yumuşak havası içinde geçtiğimiz sarp dağları onun pazısı deldi. Şu kaloriferlerimizde yanan kömürü, yeraltı zindanından onun kazması söktü.
Ekmeğimizdeki buğday o, tenceremizdeki pirinç o, çayımızdaki şeker odur.
Edebiyatta onun bir adı var: Mehmetçik! Onu kaldırınız,'Türk tarihi kalmaz.