Türk insanının en büyük noksanı siyasi düşünceye gözlerini kapamış olmasıdır.
Bütünü bilmedigimizden ya sloganlara esir olduk yada ideolojilere köle .
Siyasi düşünce çağdaş insanın yolunu aydınlatacak en emin projektördür.
çagdaş Avrupa bu hakikatı çok iyi anladığından mekteplere siyast edebiyatını ders olarak koymuş bulunuyor.
Fransa, "Siyasi ilimler Mektebi"nde siyaset edebiyatina geniş bir yer ayırmış, bu dersi zamanımızın en büyük ilim adamlarından biri Jean-Jacques Chevallier okutmuş uzun zaman.
Bu zatın kitap olarak yayımlanmış çok mühim eserleri var, bilhassa Machiavel'den zamanımıza kadar Büyük Siyasi Eserler başlıgını taşıyan muhallet kitap,paha biçilmez bir hazine.
Avrupa’nın modernliğine insanlığa verdiği değere dikkat çekip öyle olmak istiyoruz, onların elli yıl önce yaptığı şeyleri şimdi yapınca, ülkemizin parasını mültecilere yedirmiş oluyoruz. Bu ne pis siyasettir böyle. Hem Avrupalı olmak iste, hem Ortadoğulu gibi eleştir.
“Rıza, birdenbire inen bu darbenin sersemletici etkisinden kurtulmaya çalıştığı o anda, annesini lsveç'te en iyi koşullarda ameliyat ettirebileceğini düşündü. Bu ülkeye gelişinin en büyük yararı bu olacaktı. İsveç tıp alanında çok ileriydi ve annesinin ameliyat, tedavi masraflarini da karşılardı. Akıl almayacak kadar insancıl bir tutumları vardı sağlık konusunda.
Bir devlet savaş alanında kaybettiği ölülerini kendi halkına göstermemek için sansür uygulamaya başladığı an, o devlet savaşı bu kararın alındığı tarihten itibaren kaybetmiştir.
Çocukluğumuzdan beri bize söylene gelen şeyin aksine, zekâ uyum sağlamayı bilmek anlamına gelmiyor– ama öyle bir zekâ türü varsa bile bu köleliğin zekâsıdır.
Churchill'in de Goeben'in kaçışını Yakın Doğu ve Orta Doğu halklarına büyük felaket getirecek bir sürecin başlangıcı olarak tanımlamış olmasına hiç şaşırmamak gerekir. Liberal emperyalist anlatı, zaten bu yollarla kökleri savaş öncesine dayanan Yakın Doğu ve Orta Doğu'ya ilişkin İngiliz tasarım ve niyetlerini kesif bir sis perdesinin ardına atmayı başarmıştır.