"Mutlu olduklarını bilmeyen, ne kadar da çok insan var aslında." der Alexandre Dumas 'Kamelyalı Kadın' kitabında.
Çok doğru bir tespit değil mi sizce de?
Aslında mutluluk; bi' kitap kargosu kadar..
Bi' merhaba.. Bi' tebessüm.. Bi' sağlık..
Bi' tokluk hissi.. Bi' sesini duyduğumuz anne baba kadar..
Bi' ayakkabılı ayak.. Bi' gamzeli yanak..
Bi' gökyüzü.. Bi' şarkı sözü.. Bi' papatya..
Bi" ısırık elma kadar...
Bi' çift göz.. Birkaç süslü söz.. Bi' üstü kapalı çatı.. Bi' günbatımı.. Bi' günaydın kadar...
Bi' oksijen.. Bi' kırmızı ruj.. Bi' çocuk.. Bi' tas çorba.. Birkaç kilometrelik yolda..
Bi' Seni Seviyorum kadar yakın değil mi aslında ???
2023 'ten hepimiz için farkındalık istiyorum bolca farkındalık.. Çünkü aslında hepimizin mutlu olmak için milyonlarca sebebi var...
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kitabın dili oldukça yalın ve anlaşılırdı. Kitabın konusu ve ismine baktığımızda salt bir sistem, düzen eleştirisi yapacak diye düşünüyoruz. Gerçekten de öyle yapıyor. Eleştirileri genelde Almanya üzerine ve Alman anayasası, televizyonları, gazeteleri, eğitim sistemleri üzerine yapmış. Tabii bu demek değildir ki biz
Arkadaşlar selam. Bugün size bir süredir araştırdığım Blockchain teknolojisinden bahsetmeye çalışacağım. Yazı ne kadar uzun olur bilemiyorum. Siz yine de klasik Bilal Günaydın incelemesi uzunluğunda olabileceğini düşünüp ona göre çayınızı, çorbanızı yanınıza alın :D
Bu kitabı 2.kere okudum. Kitapta yer alan tüm başlıkları anlatmam mümkün değil.
…Mutluluk, sabah namazından sonraki uykudadır…Mutluluk, ıslak çimenlere basmaktır…Mutluluk, sabah uyandığında kitap sayfalarının rayihasıyla uyanmandır…Mutluluk, içine attıklarını paylaşabileceğin birilerinin olmasıdır…
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Kitaptaki bazı örnekler ve manipülasyon teknikleri bakış açımı değiştirdi. Bununla da kalmadı beni biraz paranoyak etti :D Şuan dünyaya biraz daha farklı bakıyorum diyebilirim. Tabi buna sadece yazar sebep olmadı. Ona kalmış olsa algı yönetimi için verdiği örnekler yüzünden şuan çok daha farklı bakıyor olurdum :D
Günaydın arkadaşlar..
Biraz önce önümden bir amca geçti. Elinde kitap okuyarak yürüyordu. Herkes ona tuhaf tuhaf bakıyordu. Telefona bakarak yürümek gayet doğal karşılanırken, kitap okumak neden bu kadar tuhaf karşılanıyor? Uzaylı görmüş gibi bakmak sizce de kitap okuyan bir adam gibi doğal bir olaya çok fazla büyük bir tepki değil mi??
Günaydın herkese. 😊
Aslında düşündüğümüz zaman oldukça fantastik bir evrende yaşıyoruz. Yani bizi yaratan ezeli ve ebedi bir yaratıcı var. Bizi uyarmak ve bilgilendirmek için yüzyıllarca elçilerini göndermiş, önceden ne olduğumuzu, nereye gideceğimizi en ince detayına kadar anlattığı kitaplar indirmiş. Bütün bu gezegenler, galaksilerin hepsi bir santim şaşsa mahvoluruz ancak kusursuz bir düzen içerisindeyiz. Bu düzende kötülük çıkaranları cehennem beklerken iyilik yapıp ruhunu özündeki gibi tutanlar cennete gidiyorlar. Orada şu anki aklımızın alamayacağı bir sonsuzluk içerisinde yaşayacaklar, tam olacaklar. Tüm bunları ve aklınıza gelen tüm o şeyleri düşündükçe, sizce de gerçekten de oldukça fantastik bir evrende değil miyiz?
Sabah sabah kafa açmamışımdır inşallah. 😊
"Mustafa Kemal Paşa 7 düveli dize getirmiş," deyince bayılıyor vatandaş. Bir paylaşımlar, bir paylaşımlar... "Kimler kalp bırakır? Seviyorsan kalp bırak. Sizce bu fotoğraf 10 bin beğeni alır mı? Onu seven yoruma şunu yazsın, bunu yazsın" Bayılıyoruz hamasiye. Böyle paylaşımlar var. Sürekli beğeni ister. Kalp ister vs. Yandaş