Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sıcak rahmin bizi kuşatıp sarması gibi, şimdi bizi olduğumuz kişi olarak seven ve onaylayan bir insanın sıcak teniyle, gözleriyle temas, bizde aynı teskin edici etkiyi uyandırıyor. Kabul görmemeyi hem fiziksel hem psikolojik anlamda “soğuk” bir durum olarak algılıyor ve psikolojik anlamda üşüdüğümüzde “sıcak” bir sığınağa, yatağın, yorganın, hırkanın, şefkatine ihtiyaç duyabiliyoruz.
Sayfa 19
Yatak, korktuğumuzda sığındığımız bir yer psikolojik gerçekliğimizde. Depresyon ve anksiyetenin şiddetlenmesi halinde yataktan çıkmakta zorlanmanın artmasının nedeni de bu. İlk yuvamız olan anne rahminin bizi koşulsuzca kabul edip sarmalayan, şefkatli, rahat, güvenli bir yer olduğunu anlatmıştım. Anne rahminden çıktığımızı hemen anlayamıyoruz ve meme ya da memeye alternatif olan her ne ise o sevildiğimiz, onaylandığımız, teskin edildiğimiz bir ikame haline geliyor bu geçiş sürecinde. Küçük bir çocukken korktuğumuzda, endişelendiğimizde kucağa, memeye ihtiyaç duymamızın nedeni de bu. Sıcak rahmin bizi kuşatıp sarması gibi, şimdi bizi olduğumuz kişi olarak seven ve onaylayan bir insanın sıcak teniyle, gözleriyle temas, bizde aynı teskin edici etkiyi uyandırıyor. Kabul görmemeyi hem fiziksel hem psikolojik anlamda “soğuk” bir durum olarak algılıyor ve psikolojik anlamda üşüdüğümüzde “sıcak” bir sığınağa, yatağın, yorganın, hırkanın şefkatine ihtiyaç duyabiliyoruz.
Sayfa 19
Reklam
Soğuk... Nicedir yazılarım, yazılarım, mevsimlerim ayaz içinde.
Hiç kimsenin, kimsesi kalmadı kimsesizlikte galipken acıların soğuk tarafı.
Sayfa 9 - Parana Yayınları
Tepelerin sessizliği kadar ıssızım, ıssızlığın derinliği kadar soğuk. Kedere özgü bir takım kelimeler var suskun dilimde...
Sayfa 7 - Parana Yayınları
Duş aldıktan sonra banyodan çıkarken ayak tabanlarınızı soğuk Su ile yıkayınız. Ayak tabanı vücudumuzdaki tüm organlarımızla bağlantılıdır. Duş sonrasında soğuk Su ile temas eden ayak tabanınız sayesinde organların frekansı ve titreşimi yükselir. Bunun ilk faydası Baş ağrılarının sona ermesi olarak görülür. Vücudun direnci artar. Hastalıklara karşı vücut savunma mekanizması kuvvetlenir.
Sayfa 218Kitabı okudu
Reklam
Tepelerin sessizliği kadar ıssızım, ıssızlığın derinliği kadar soğuk. Kedere özgü bir takım kelimeler var suskun dilimde...
"Bu... o kadar da kötü değil. Devam et." Danii onu kavra- mıştı, kıvrık pençeleriyle sanki gitmesine hiç izin vermeyecekmiş gibi tutuyordu. "Çok sıkısın. Bir yumruk gibi sıkıyor." İyice içine yerleşince, Daniela'nın alışması için kıpırdamadan durmaya çalıştı. İnanılmaz bir iradeyle, Daniela altında kıvranmaya başlayın-
Sayfa 318
Tepelerin sessizliği kadar ıssızım, ıssızlığın derinliği kadar soğuk. Kedere özgü bir takım kelimeler var suskun dilimde...
Yemekhaneye bakındı. Alçak tavanlı kalabalık salonun duvarları sayısız bedenin temasıyla kirlenmişti; metal masalar ve sandalyeler birbirine öyle yakındı ki oturanların dirsekleri temas ediyordu; kaşıklar yamulmuş, tepsiler eğilmiş, beyaz fincanlar sararmış_ tr, tüm yüzeyler yağlıydı, tüm çatlaklara pislik dolmuştu; 86 içeride kalitesiz cin, kötü kahve, metalik tattaki yahni ve kirli giysilerin ekşimsi kokusu vardı. İnsan midesinde ve teninde her an bir tür itiraz duyuyor, hakkı olan bir şey elinden zorla alınmış gibi hissediyordu. Her şeyin farklı olduğu dönemlere dair hiç anısı yoktu, doğru Tam olarak anımsayabildiği en eski zamanlardan beri yeterli yiyecek bulunmuyordu, delik deşik olmayan çoraplara veya iç çamaşırlara asla sahip olamamıştı, mobilyalar hep yıpranmış ve sarsak, odalar soğuk, metroları kalabalık, evler yıkık dökük, ekmek kara, çay kısıtlı, kahve tatsız, sigara yetersizdi - ucuz ve bol olan tek şey sentetik cindi. Bedeni yaşlandıkça insanın tahammül etmesi de zorlaşıyordu elbette; pislik ve yoksunluğun, bitmek bilmez kış aylarının, yapışkan çorapların, asla çalışmayan asansörlerin, soğuk suyun, zımpara gibi sabunların, dokununca dağılan sigaraların, tuhaf ve berbat tatlı yiyecekleri insanın kalbini sıkıştırması doğal düzenin bu olmadığının göstergesi değil miydi? Düzenin bir zamanlar farklı olduğuna dair bir tür atadan kalma belleği olmasa kişi neden tahammül edilmez bulacaktı içinde olduğu durumu?
Sayfa 87
Reklam
Demokratlar kendilerini toplumlarını anlayan ve halk için en iyinin ne olduğunu bilen toplumsal mühendisler olarak görüyorlardı ki bu, Kemalist ‘Halk için, halka rağmen’ düsturuyla uyumluydux CHP’nin Türkiye’nin kuruluş yıllarında çok büyük bir hizmet gerçekleştirdiğini ama artık anakronizme düştüğünü, halkla ve ihtiyaçlarıyla temas hâlinde olmadığını düşünüyorlardı. Muhalefetteki CHP’nin, dolayısıyla artık resmî muhalefet rolünü oynayarak Türk ekonomisini ve toplumu Demokrat Parti tarafından dönüştürülürken seyretmesini istiyorlardı. Demokrat Parti’den daha fazla din özgürlüğü isteyerek ayrılan bir hizbin 1948’de kurduğu Millet Partisi’ne gelince, onlar da artık gereksizdi, çünkü DP dinî faaliyetleri serbestleştirecek, Türk halkının manevî ihtiyaçlarını karşılayacak yasalar çıkaracaktı. 16 Haziran 1950’de, iktidara geldikten yaklaşık bir ay sonra, ezanın yeniden Arapça okunmasını mümkün kılan bir yasa çıkardılar, çünkü ezan Haziran 1941’den beri Türkçe okunmaktaydı. Demokratlar ayrıca anyasa metninin dilini de Osmanlıca’ya yaklaştırarak Atatürk döneminin güncellenmiş Türkçe’sinden uzağa çektiler ve Türkiye’nin Osmanlı geçmişiyle yakınlaşmaya başladılar. Hâkim olmaya başlayan Soğuk Savaş ve anti-komünizm havasında, soldaki tüm partiler yasadışı ilân edildi, bunların önemli üyeleri ya hapsedildi ya da sürüldü. Komünist bir şair olan Nâzım Hikmet ülkeden kaçıp Sovyet blokunda yaşamak zorunda kalırken, solcu yazar Sabahattin Aki, CHP iktidarının son yıllarında devletin istihbarat birimlerinin içinde olduğu iddia edilen tertip sonucunda bir kaçakçı tarafından öldürüldü.
Sayfa 114 - PdfKitabı okudu
... Tepelerin sessizliği kadar ıssızım, ıssızlığın derinliği kadar soğuk. ...
Tepelerin sessizliği kadar ıssızım, Issızlığın derinliği kadar soğuk. Kedere özgü bir takım kelimeler var Suskun dilimde...
Sayfa 7 - Parana Yayınları / 1. Baskı
MEDVEDENKO ... Bizim gönüllerimizde ise ortak temas noktaları yok. Oysa seviyorum sizi Mâşa. Hasretimden evde duramıyorum. Her gün altı verst yaya olarak buraya geliyor, aynı yolu yine gerisingeri dönüyorum da soğuk bir umursamazlıktan başka bir şey göremiyorum sizde. Evet, anlıyorum tabii. Züğürdün tekiyim, elime bakan koca bir aile var... Kendi karnını doyurmaktan aciz birinin ardından niye gitmeli ki...
Sayfa 2 - İş Bankası Kültür Yayınları, 17. Basım Mart 2022, İstanbulKitabı okudu
Kültüre bağlı sendromlar
Amok:* Yoğun bir biçimde düşünmenin ardından insanlara ve nesnelere yöneltilen saldırganca davranış. Rapor edilmiş orijinal vakalar Malezya'dan gelse de benzer davranışlar Güneydoğu Asya'nın diğer bölgelerinin yanı sıra Polinezya, Melanezya, Puerto Rico (burada mal de pelea** adını alır) ve Navaholar arasında da bulunabilir. Bilis***
Sayfa 184
306 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.